Yok Devenin İdrarı!

01 Mayıs 2012 Salı

Geçenlerde bir TV kanalındaki iyi-kötü cin tartışmasından söz etmiştik. Cin edebiyatı sürüyordu ki devreye şimdi de baş ağrısı girdi.

Bir kanalda baş ve migren ağrıları için hangi duanın okunması gerektiği öğretilip ezberletiliyordu. Doktorlarımızın gözü aydın, bundan böyle hastalar iyileşmezse icazet verenler öldürülecek demektir!

***

Peki, bizim Sinan Tartanoğlunun haberine ne demeli? Efendim, deve sütü ile deve idrarı içilirse her türlü derde, hastalığa deva olurmuş! İki vatandaşımız Suudi Arabistana umreye gidince, kafiledeki imamın hadiste yeri var demesi üzerine dertlerine deva bulmak için deve sütü ve deve idrarı içmişler!

Türkiyeye hasta dönmüşler! İcazet verene değil de hastaneye götürülmüşler. Durumları ağırmış. Doktorlar, yüzde 25-35 oranında ölüm tehlikesi taşıyan alk humra hastalığına tutulduklarını açıklamış.

Bir emekli müftü olan CHP Milletvekili İhsan Özkes Böyle bir hadis yoktur, uydurmadır. İçen de cahildir demiş. Hastalar inşallah sağlıklarına kavuşurlar. Ya kavuşmazlarsa! Bu durumda hasta yakınları, faturayı doktorlara mı yoksa imamamı çıkaracaklar diye düşünmeden edemiyorum!

Hollandayı solladık!

 

Geçen gün bu köşede Fransız seçimlerine değinirken bir fabrikanın kapanıp Fasa taşınmasını kınamak amacıyla işçilerin, Nicolas Sarkozy aleyhinde bir dev sutyen ile kınama gösterisi yaptıklarına değinmiştim. Son on yılda kapatılıp Fransa dışına taşınan fabrikalar nedeniyle 150 bin kişi işsiz kalmıştı.

Hürriyet gazetesi ekonomi sayfasında 24 Nisanda ilginç bir haber vardı. Habere göre son on yılda Fransız patronlar gibi 3 bin 641 Türk işadamı da 109 ülkede 25 milyar doları aşan yatırım yapmıştı.

Acaba bu yatırımların onda biri Güneydoğu Anadoluda yoksul yörelerimize yöneltip işsizlere iş bulunsaydı terörün kökü kazınır mıydı kazınmaz mıydı? Uluderede 75 lira gündelik için kaçakçılık yapan çocuklar öldürülür müydü? Ya da parkasını karda, soğukta titreyen terörist çocuğa veren Uzman Çavuş Kemal Özdoğan şehit olur muydu?

***

İşadamlarımızın yatırım yaptıkları ülkeler Vietnamdan tutun ABDye kadar değişiklikler gösteriyor. Kişi olarak en çok KKTC, 377 Türk yatırımcıyı çekmiş. Güzel bir davranış Buna karşılık maddi olarak en büyük yatırımı 5 milyar 346 bin dolar ile Hollandaya yapmışlar.

2012 Türkiye-Hollanda diplomatik ilişkilerinin 400. kuruluş yıldönümüdür. Türkiyenin bu yıl uluslararası ekonomi sıralamasında Hollandanın bir basamak önüne geçerek 16. oluşunun açıklanması ile de gururlandık.

Ancak, Hollandada kişi başına ulusal gelir 47 bin, Türkiyede 15 bin dolarmış. Olsun varsın, Hollanda arkamıza geçti ya.. Üstelik bunca yatırımımıza karşılık gerimize düşmeleri biraz ayıp olmuyor mu?

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 400. yıldönümü nedeniyle iki hafta önce Hollandada Kraliçe Beatriksin konuğu idi. Kraliçe, Gülü istasyonda Türk malı kürklü kaşmir peleriniyle karşılamıştı. Kraliçe, konukları onuruna verdiği yemekte Cumhurbaşkanına Hollanda Aslanı Büyük Şövalye Nişanını ve eşi Hayrünnisa Güle de Hollanda Kraliyet Büyük Nişanını takmıştı. Gül de Kraliçeye Devlet Nişanı vermişti. İşadamlarımıza madalya takılmayışını doğrusu yadırgadım!

Onur mu alçakgönül mü?

 

 

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu aklımda yanlış kalmadıysa 1960 yılının son haftasında yürürlüğe girmişti. Yasanın bir maddesi, vergi bildirimine açıklık getiriyordu.

Bu maddeye göre bildirim listeleri, ilgili defterdarlıklarda uygun yerlere asılacak ve isteyenler bunları inceleyecek, kimin ne kadar kazanç ve vergi bildirdiğini ya da bildirmediğini öğreneceklerdi. Bir anlamda yüksek vergi bildireni onurlandırmak ve vergi kaçakçısını teşhir etmek amacı da güdülmüştü.

Bir yıl sonraki uygulamada biz ekonomi muhabirleri defterdarlıkları dolaşır en çok bildirim yapanlar ile hiç yapmayanları saptar, haberleştirirdik. Böylece basın olarak vergi denetimine katkıda bulunurduk.

Aradan yarım yüzyıl geçti. Uygulama çarpıtıldı. Şimdilerde Maliye Bakanlığı en çokbildirim yapan 100 kişinin listesini açıklıyor. Adlarını değil! Çünkü bazıları adlarının gizli tutulmasını istemişler?

İlk 10da Koç ailesinin 6 koçu da var Öteki 4 kişi mi? Gerçekten onlar kim? İlk 100lük listede 27 kişinin adı açıklanmadı! Geçen yıl bu sayı 22 idiİnsan başarısı ile övünüp onurlanmaz mı?

Demek ki bazıları çok alçakgönüllü! Ya da kara para aklama, kaçak gibi vurgunlarla listeye girdiler, adlarının açıklanmasından kaygı duyuyorlar.

Türkiye genelinde İstanbul yüzde 45 oranıyla listenin 1. sırasında geliyor. Bu ilimizi Ankara 7, İzmir 6.4 ile izliyorlar. 100e bu yıl Hatay ilk kez girmiş. Peki, Anadolu Kaplanları denilen Kayseriden, Adanadan, Eskişehirden, Gaziantepten neden kimse yok? Ayrıca listede medya patronu da olan üç holding sahibi varken, öteki medyacı patronlar neden yok? Adlarının açıklanmasını mı istemediler acaba?

 

Yeni bir Temel öyküsü!

 

Geçenlerde Rizeden bir somut Temel öyküsü aktarmıştık. Bu kez Trabzondan! Karadenizin bu güzel ilimizin Ayasofya Mahallesinde caddenin karşısına geçişte yaşanan tehlikeleri önlemek için bir üst geçit yapılmış.

Engelliler, bebek arabaları sürenler ya da bisikletliler de düşünülmüş. Ama gel gör ki tek yanlı! Köprünün bir ucuna merdiven, öteki ucuna ise rampa yapılmış. Bir yanda hizmet öte yanda işkence! Yılın Belediyecilik Ödülü helal olsun bunu çizen ve uygulayanlara!

Hükümeti kutlarız Bu yıl ilk kez Özürlü Memur Seçme Sınavı (ÖMSS) yapıldı. 20 bin kişilik kadroya şimdilik 5-6 bin kişinin alınabileceği açıklandı.

Memur olmak için 81 ilde 60 bin kadar engelli sınava girdi. Sınavlar 968 binada, 12 bin salonda yapıldı.

Ancak engelliler iki noktadan yakındılar. Birincisi, onlar özürlü değil, engelli idiler. İkincisi, bazı binalara ve salonlara girerken, merdiven çıkmaları zulme dönüşmüştü.

Unutmayalım, ayrıntı uygarlıktır

 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları