Güzel Bir Sözcük: Cumhuriyet

06 Mayıs 2012 Pazar
\n

\n

Başlıktaki sözcük, güzel bir sözcük, sevdiğim bir sözcük Çalıştığım gazetenin de adı Cumhuriyet gazetesinin isim babası Atatürk… \n

\n

Günümüzde adım adım Atatürk düşmanlığı körüklenirken, benim hoşuma gidiyor, bu gazetenin adını Atatürkün koymuş olması Hükümetin, ama özellikle de Başbakanın hırçın, öfkeli, despot tavrı ve söylemi bu düşmanlığı her an yeniden yeniden fitillemeye çalışsa da… “Geçmişle hesaplaşıyoruz adı altında, anlı şanlı medyamızda Atatürkü karalama yarışına girilse de, inanıyorum ki Ataya şükran duyguları, sevgi ve saygısı hiç ama hiç azalmayanlar, bu ülkede hâlâ çoğunlukta…\n

\n

(Bakın bir cümle, Cumhuriyet gazetesinin isim babası Atatürk…” cümlesi beni nerelerden nereye getirdi. Niyetim hiç bunları söylemek değildi. Niyetim sadece bir yıldönümünü anımsatmaktı Ama dayanamadım! Zaten artık hiç dayanamıyorum!)\n

\n

***\n

\n

Yarın 7 Mayıs. Cumhuriyet gazetesinin kuruluş yıldönümü Yeni Günü yayımlamakta olan Yunus Nadi, iki ortakla, Nebizade Hamdi ve Zekeriya Sertelle birlikte yeni bir gazete kurduğunda, tarih 7 Mayıs 1924tü. Yunus Nadi, gazeteyi yönetmesi için Zekeriya Serteli görevlendirdi. O günden bugüne yöneticiler değişti, yazarlar değişti: Ama Cumhuriyet gazetesinin ilkeleri değişmedi. Atatürk Devrimlerine, demokrasiye, insanı insan yapan değerlere inancı değişmedi. Laik Türkiye Cumhuriyetine, hukukun üstünlüğüne inancı değişmedi. O gün bugün, bu ülkenin aydın insanlarının gazetesi oldu. \n

\n

***\n

\n

Eskiden, bin yıl aralıksız çalıştığım ve kendimi gazetenin sahibi sandığım Milliyette iken, sık sık okurlardan Neden Cumhuriyete geçmiyorsunuz, yeriniz orası olmalı ve benzeri şeyler söyleyen mektuplar aldığımda; Siz neden söz ediyorsunuz, bu gazete BENİM diyemediğimden (biraz komik olurdu!), şöyle yanıt verirdim: \n

\n

Bırakın ben burada kalayım. Nasılsa Cumhuriyette benim gibi düşünen, benim söyleyeceklerimi söyleyen çok insan var…”\n

\n

Bugün, ben de Cumhuriyetteki on birinci yılımı kutluyorum Sevgili İlhan Selçukun Kapımız sana her zaman açıkdeyişinden bu yana 11 yıl geçmiş!\n

\n

***\n

\n

Cumhuriyetin 88. yıldönümünü kutlarken, en çok, en çok hâlâ hapiste olan Mustafa Balbayı düşünüyorum… \n

\n

Salt düşündükleri, yazdıkları için öldürülenleri düşünüyorum. Daha güzel daha aydınlık, daha ileri, daha iyi, daha eşitlikçi, sömürüsüz bir dünyaya inandıkları için öldürülen Cumhuriyet yazarlarını düşünüyorum Aydınlanmamış katliamları Geçmişle hesaplaşma derdine düşenlerin gözlerini kapadığı cinayetleri…\n

\n

Hepimizin Hoca Cavit Orhan Tütengil Yazılarından edebiyat tadı hiç eksik olmayan Ümit Kaftancıoğlu… \n

\n

Öldürülmeleri, 1990 yılını benim için kapkara bir kuyuya dönüştüren, Muammer Aksoy ve Bahriye Üçok…\n

\n

Eşsiz bir gazeteci, araştırmacı, yazar Uğur Mumcu… \n

\n

Hepimize, tüm topluma yönelmiş bir bombayı sırtlayıp götüren eşsiz yazar Onat Kutlar…\n

\n

Sevgili arkadaşım, aydın insan Ahmet Taner Kışlalı…\n

\n

Aklım ve yüreğim, şu günlerde hep onlarla…\n

\n

Yarın Cumhuriyet gazetesinin yıldönümü çeşitli illerde kutlanacak. Ben bu kez Ankaradaki kutlamaya omuz verdiğimden orada olacağım. Mustafa Balbay, Silivriden yazdığı mektupla bize katılacakSabahat Akkiraz, Gülriz Sururi, Tarık Akan, Rutkay Aziz, Güvenç Dağüstün veeee Zülfü Livanelili bu programın sunucusu da muhteşem: Selçuk Yöntem! Tüm katılımcılar hiçbir karşılık beklemeden, Cumhuriyet okuru oldukları için, Cumhuriyet ilkelerine inandıkları için katılıyorlar Onlara teşekkürümüz sonsuz. Anadolu Gösteri Merkezinde (Türk Ocağı Caddesi, No: 14, Balgat. Saat 19.30da okurları bekliyoruz!)

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları