Borç KrizindeAvrupa Kupası...

04 Haziran 2012 Pazartesi
\n

\n

\n

Avrupa Futbol Şampiyonası şenliğinin 14üncüsü bu hafta sonu başlıyor. Şölen, Polonya ve Ukraynanın ev sahipliğinde, Avrupa borç krizi ikliminde gerçekleşecek. Bu turnuvanın bir öncesi, 2008 Haziran’ında oynanırken, küresel kriz ateşi Avrupayı henüz sarmamıştı ama yaklaşıyordu. Bu turnuva ise alev alev borç krizi ikliminde, elemeyi geçmiş kemer sıkan Güney Avrupa ülkeleri ile tuzu kuru(ca) Kuzey Avrupa ülkelerinin 16sı arasında, kriz ateşinden biraz uzak iki Orta Avrupa ülkesinde oynanacak. \n

\n

Turnuvanın ev sahibini saptamaya 2005te başlanmıştı. Türkiye, Yunanistan ile birlikte, Bu işi biz yapalım diye talip olmuştu. UEFA, 8 Kasım 2005te Maltada gerçekleştirdiği toplantıda, organizasyona talip 4 aday arasından Türkiye ve Yunanistan ikilisini eledi ve sayıyı 3’e indirdi. Bir de elememiş olsalardı acaba neler yaşanırdı?..\n

\n

18 Nisan 2007de UEFAnın, Gallerin başkenti Cardiffte yaptığı toplantıda Polonya-Ukrayna ortaklığına 8 oy, İtalyaya 4 oy çıkarken, Hırvatistan-Macaristan ortaklığına oy çıkmadı. Turnuva için elemeler ise 2010 FIFA Dünya Kupasından sonra başladı. Türkiye, grubundan çıkamadı, elendi. Dolayısıyla turnuvada yok. \n

\n

*** \n

\n

Ev sahiplerinden 38 milyon nüfuslu Polonya, krizdeki Avrupanın görece sakin ülkelerinden, hatta Türkiye ile birlikte yeni Avrupa kaplanı teveccühüne de layık görülen ülkelerden. Aslında, kaplandan çok, kedi. Alman emperyalizminin yeni sömürgesi. Ekonomisi, Almanya ile hızla bütünleşti ve ucuz emeği ile bir tür arka bahçe durumunda. Diğer ev sahibi, Polonyanın komşusu 45 milyon nüfuslu Ukrayna ise Rusyanın arka bahçesi. Onun da ekonomisi turnuvanın bir diğer aktörü Rusyanın kontrolünde denebilir. \n

\n

Turnuvada, borç krizinin en yoğun olduğu Yunanistan da var, Avro alanının diğer sorunlu ülkeleri İspanya, İtalya, Portekiz ve İrlanda daKısaca PIIGS olarak anılan Avro alanının bu sorunlu ülkelerinin milli takımları, Polonya ve Ukraynadaki yeşil sahalarda yarışacaklar. \n

\n

Turnuvanın favorisi İspanya. Avrupa Kupasını bugüne kadar Almanya 3 kez, İspanya 2 kez, Fransa da 2 kez kazandı. Müzesinde Avrupa Kupası olan diğer ülkeler ise şunlar: Çek Cumhuriyeti, Yunanistan, Danimarka, Rusya, Hollanda, İtalya. \n

\n

Konu futbol olunca, bu ülkelerin hem liglerinin hem milli takımlarının piyasa değeri sıralaması, genel ekonomi sıralamalarından, mesela GSMH, kişi başına gelir vb. sıralamalarından çok farklı. Son dünya şampiyonu İspanya, 822.5 milyon dolarlık piyasa değerine sahip milli futbolcuları ile ilk sırada. Bu, ortalama İspanyalı milli futbolcunun 36 milyon dolarlık değere sahip olması demek. Torres, Iniesta, Xavi Alonso, Pique, Ramos, Javi, Fabregas, Silva, Navas gibi çoğu Barselona ve Real Madridin yıldızları, İspanya milli takımının da asları. \n

\n

Piyasa değeri açısından İspanyaya en yakın milli takım Almanyanınki. Kadrosunda Philipp Lahm, Boateng, İlkay Gündoğan, Sami Khedira, Schweinsteiger, Mesut Özil, Lars Bender, Podolski, Klose gibi yıldızlar bulunduran Alman milli takımının oyuncularının piyasa değeri toplamı, İspanyanınkinin yüzde 70ine ancak ulaşıyor. Yabancı yıldız cenneti İngilterede ise milli takım oyuncularının değeri İspanyanınkinin yüzde 60ından ibaret. Krizdeki iki ülkeden Yunanistan milli takımının değeri İspanyanınkinin yüzde 13ü, İrlandanınki yüzde 10u tutarında.\n

\n

Turnuvaya katılamayan Türkiyenin milli takımının piyasa değeri 171 milyon doları geçiyor (İspanyanın yüzde 21i). Bu, yarışacak 16 takımın 7sinden daha yüksek bir takım değeri demek. Ama futbolda piyasa değeri yüksek futbolcuların aritmetik toplamının yüksekliği bazen tek başına yetmiyor. Farklı yetenekleri, birbirini çoğaltacak ve geliştirecek biçimde bir araya getirip hedefi gerçekleştirecek biçimde kurgulamak, onlardan ekipyaratmak, kolektif emek gücüelde etmek, futbolda kazanmanın, kalburüstünde kalmanın başlıca yolu. Bu da bir organizasyon, orkestrasyon becerisi. Keşke Türkiye de bunu başarsaydı, o gemide biz de olsaydık

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları