La Crisis del Capitalismo Español

11 Haziran 2012 Pazartesi
\n

Kriz ve kapitalizm, küresel sözcükler. İngilizcesi, Türkçesi de aynı, İspanyolcası da... Yunanistanın ardından beklenen kriz depremi İspanyayı da fena sallıyor. Bu hafta sonu Yunanistanda, seçim sandıklarından Syrizanın birinci parti olarak çıkması ve hükümet kuracak sayıyı yakalaması halinde, Avrupa iyice şenlenecek!.. En muhtemel senaryo, Syrizanın, troykanın yani Avrupa Merkez Bankası, IMF ve ABnin kemer sıkma politikalarına itiraz edeceği, hatta rafa kaldıracağı şeklinde. Radikal çıkışın en önemli adımını borç yükümlülüklerinin askıya alınması oluşturacak gibi.

\n

İtalya ve İspanya, Yunanistanda neoliberal politikalara karşı çıkmanın troykaca nasıl karşılanacağını, bunun ülkenin politik, ekonomik, sosyal geleceğini nasıl şekillendireceğini dikkatle izliyorlar. İspanyada sokak, yani örgütlü, örgütsüz çalışan sınıf, emekliler, işsizler, gençler, kadınlar, kısaca sokağa dökülen öfkeliler, Yunanistan ile saf tutar gibiler. Gözler, özellikle İspanyada. Çünkü 47 milyon nüfuslu, 1.5 trilyon dolar milli geliri (Türkiyeninkinin yüzde 100 fazlası) ile ABnin beşinci büyük ekonomisi olan İspanyada banka krizi derinleşti. Kredi derecelendirme kuruluşlarından Fitch, ülke notunu 3 puan aşağı çekerek Adan BBBye indirdi ve neredeyse Türkiyeninkine yaklaştırdı. IMF, İspanya bankalarını yeniden yapılandırılmanın en az 50 milyar dolara mal olacağını belirtirken, İspanya Ekonomi Bakanı Luis de Guindos da önceki gün, bankaları kurtarmak için 100 milyar Avroyu Avrupa Kurtarma Fonundan isteyeceklerini açıkladı.

\n

***

\n

İspanya -evlerden uzak- küresel kriz öncesi, bugün Türkiyede benzerini gördüğümüz inşaat sıtmasına tutulmuştu. Dağ taş, kıyılar konut inşaatı ile dolmuş ve fiyatlar balon yapmıştı. Hem de öyle böyle değil. İspanyadaki bankalar, kriz öncesinin likidite bolluğu ikliminde, küresel para piyasasından topladıkları fonları inşaatçılara kredi, hanehalkına da konut kredisi olarak veriyor ve inşaat balonunu şişiriyorlardı. ABDdeki konut balonunun gümlemesine paralel olarak İspanyada da çanak-çömlek patladı ve bankalar alacaklarını tahsil edemez, yükümlülüklerini yerine getiremez duruma düştüler. İlk elde devletin yaptığı kurtarma operasyonları, finans sistemini ipten aldı ama bütçeye, maliyeye devasa yükler bindirdi. Böylece, İspanya, hızla devletin mali krizini yaşamaya başlarken, büyüyen bütçe açığını daraltmak ve kamu borç yükünü azaltmak için kemer sıkıldı. Antisosyal politikalar izlendikçe, yüzde 25e tırmanmış işsizlikten bunalmışsokakla çatışmalar da hızlandı.

\n

İspanya, küresel kriz öncesi yüzde 3-4 oranlarında büyüyordu ama, tıpkı Türkiyenin durumunda, büyük dış kaynak kullanıyor, dış ticaret açığını kapamaya turizm gelirleri, yabancılara emlak satışlarının gelirleri yetmeyince, tıpkı bizim gibi (2007de) milli gelirinin yüzde 10u oranında cari açık veriyordu.

\n

İspanya cari açığı 2011’de yüzde 3.5e kadar düştü. Ama nasıl? Tabii ki ekonomideki küçülme, dolayısıyla döviz açığının düşmesiyle. 2009da yüzde 4e yaklaşan küçülmenin ardından İspanya yeniden toparlanamadı. Yabancı kaynak uzaklaştı, büyüme durdu, maliye zayıfladı. Büyümeyen, istihdam yaratmayan ekonomide borçlanmanın maliyeti arttıkça banka sistemi ve bütçe iflah olmadı. Konut balonunun patlamasıyla acze düşen bankalara kamudan akan kaynak, bu kez bütçeyi çökertti. 2009da bütçe açığının milli gelire oranı yüzde 11i geçti, izleyen iki yılda pek azalmadı. Kamu borç stokunun milli gelire oranı kriz öncesinde yüzde 42 iken açığı frenlemek için yapılan borçlanmalar ile 2010da yüzde 66, 2011’de ise yüzde 75i geçti. Ama bitmiyor, devlet, tahvil satarak yine borçlanma durumunda. Hem de çok yüksek faizlerle!...

\n

İspanyanın banka yangını ise küllenmek bilmiyor. IMFnin 8 Haziran tarihli basın bülteninde, ülkenin mali sıkıntı içindeki bankalarının en az 40 milyar Avro (50 milyar dolar) nakit aktarımına ihtiyaç duyduğu belirtildi. Ülkenin acil servisteki bankası, 4 numarası, BFA-Bankia, toksit kâğıtlardan komada. BFA-Bankia, sadece bir finans kuruluşu değil; bir holding, doğrudan ve dolaylı 700 şirket ile ilgisi var. Bankanın devletçe kurtarılması, daha doğrusu kaynak koyması gerekiyor. Para IMFden mi alınacak? Yani bizim 2001de yaşadığımıza benzer bir durum. Banka İspanyanın BDDKsinin kucağına bırakacaklar, IMFden kredi alıp iyileştirecekler, borcu da kamu maliyesine yazacaklar ve sonra yine, bize yaptıklarını İspanya halkına yaptırabilirlerse, kemer sıka sıka IMF alacağı geri ödenecek. Daha ilginci de şu; IMF adına bu operasyonu, bizim 2001 krizini yöneten bir bürokrat, Dr. Ceyla Pazarbaşıoğlu yürütüyor. BDDKde başkan yardımcılığı da yapan bu Türk IMF teknokratı, daha önce Ukrayna masasındaydı, şimdi İspanya ile uğraşıyor.

\n

1.5 trilyon dolarlık milli geliri olan İspanyanın kamu borcu 2012de 1 trilyon 350 milyar doları bulacak. Böyle bir borç yükü ile ülke yönetmek hiç kolay değil. Banka batıkları, diğer Batı Avrupa bankalarının da batığı aslında.

\n

Yani alevler tüm Avrupaya yayılacak. Krize karşı sokağın tepkisinin ise Yunanistandakinden pek farklı olmayacağı söylenebilir.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları