Yüksel Pazarkaya

Atina'dan İleti Var

11 Haziran 2012 Pazartesi

12 Eylül döneminde tutuklanma tehdidi altında yurtdışına sürgüne giden birçok Türk yurttaşı, sıla özlemini dindirmek için, Yunanistana tatile giderdi. Özellikle memleket kıyılarının göründüğü Ege adalarından buğulu gözlerle karşı kıyıları seyrederlerdi.

Yunanistan Nazi istilası altına girince canlarını bizim kıyılara atarak kurtarmış çok Yunan yurttaşı olmuştu. Kısaca, iki komşuyu ayıran dil, din ve özgüven, özbeğen sınırları, gereğinde her zaman dümdüz olmuş, ortadan kalkmıştır. Ayıran sınırlar, ortak özellikler yanında yeri gelir kolayca silinir.

Şair, eski Elence ve Latince uzmanı, Atinada yaşayan kardeşim Kostas ve ailesiyle 1983 yazında Lefkada Adası’ndaki yaz tatilinde tanıştık. İki kez Atinada ziyaret ettim, kardeş evine konuk oldum. O da iki kez İstanbula geldi.

O gün bugün sürekli yazışırız Kostas ile. Birkaç yıl öncesine kadar mektup yazardık birbirimize. Son yıllarda bilgisayar iletilerine döndü. Kostas yalnızca kültürlü bir dostum değil, güncel siyasi gelişmeler konusunda da görüşleri sağlamdır.

Yunanistan ekonomisinin girdiği darboğaz konusunda düşüncelerini öğrenmek istedim. Kısa ve öz bilgi verdi:

Önce şunu söyleyeyim: Buhran ortaya çıktığından beri intiharlar iki bini aştı. Bu sayı trajediyi apaçık gösterir.

Hiçbir parti bunun nedenlerinden söz açmıyor. Bu durumda bile birbirleriyle anlaşmak yerine, hâlâ karşılıklı savaşıyorlar. Diğer Avrupa ülkeleri de Yunanistanı kenara itiyor.

Öte yandan, Komünist Partisi hariç, hiçbir parti Avrupa Birliğinden çıkmayı asla düşünmüyor, istemiyor.

Yunanistan sorununa gelince, başta sorun ekonomik değil siyasidir. İktidara gelen her parti önce yandaşlarını kollar, bu yüzden reformlar hep sözde kalır. Kör tazminatı alanlar araba kullanırlar, ölenler daha yıllarca aylık çekerler... Bu koşullarda bütçede nasıl denge sağlanabilir? Mucize gerek! En kötüsü, şimdi bir de Nazi partisi kazandık!

Gelen seçimlerde kararsızım. Vaatler çok, inanmak pek güç.

Uluslararası Saydamlık kuruluşu (Transparency International) şimdi yayımladığı bir raporda, Avrupa ülkeleri arasındaki yolsuzluk araştırmasında Yunanistan, İtalya, İspanya ve Portekiz gibi ülkelerin başı çektiğini saptıyor. Herkesin bildiği bir saptama da, Avrupa Birliğinin yüz milyarlarca Avroluk yardım paketinin, halka ulaşmadan yine Avrupa bankalarına olan borçların faizi olarak geri döndüğüdür.

17 Haziran seçimleri de, Kostasın öngörüsüne göre, bir çözüm getirmeyecek. Avrupa Birliği egemenlerinin korkusu, Tsiprasın sol partisinin birinci parti olması. Kostasın öngörüsü farklı. Samaras yine birinci parti çıkar, diyor.

Kostas haklı çıkarsa, 17 Hazirandan sonra da Yunanistanda hükümet kurmak kolay olmayacak. Kostas da zaten iletisini, Yunanistanın geleceği neşeli görünmüyordiyerek bitiriyor.

Yunanistanda geleceğin neşeligörünmemesi demek, Avrupa Birliğinin geleceğinin de pek neşeli olmayacağı anlamına gelir.

Her süreç, sistemin gerektirdiği uçuruma çıkar. Ama ne yazık, uçuruma yuvarlananlar hep sistemin egemenleri değil, halklar. Yunan halkıyla dayanışmamız ve duygudaşlığımız doğal.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kaygan Mantık 7 Şubat 2014
Yargı ve Demokrasi 30 Ocak 2014

Günün Köşe Yazıları