CHP Yönetiminde Kafa Karışıklığı

12 Haziran 2012 Salı
\n

Ne CHP üyesi olanlarda, ne de oyları ile ana muhalefet partisini destekleyenlerde; Kılıçdaroğlu ile Erdoğan arasında terör sorununu çözmeyi amaçlayan görüşmeye yönelik bir eleştiri olduğunu sanıyorum.

\n

Tam aksine, ülke seçmenlerinin çoğunluğunun terörün üstüne gidilmesi için partilerin olduğu kadar sivil toplum örgütlerinin de güç birliği yapılmasını desteklediği biliniyor.

\n

Dolayısıyla CHP Genel Başkanının hafta sonunda AKP Genel Başkanı ile yaptığı görüşmeye gönderme yaparak Kürt sorununun çözümü benim genel başkanlığıma mal olacaksa olsun. Yeter ki çözülsün diye özetlenecek değerlendirmesi, bir özverinin ifadesi olarak algılanabilir.

\n

Ama gerçeği tam yansıtmaz.

\n

Çünkü liderler, çözümü kolay sorunların değil, zoru başarması beklenen kimselerdir.

\n

CHP Genel Başkanı, bugünkü görevinde olumsuz notlar alırsa; nedenini kendisinin doğrudan partisi ile ilgili değerlendirmelerinde aramalıdır.

\n

Seçilmiş olduğu Genel Başkanlık, bu ülkenin ulusal bağımsızlık savaşını yürütmek amacıyla bir araya gelmiş olan sivil kadronun, Müdafaa-i Hukuk örgütlenmesinin bugünkü aşamasıdır.

\n

Mustafa Kemal Atatürk ve Mustafa İsmet İnönü ile oluşan liderlikler, 60lı yıllarda Mustafa Bülent Ecevit ile tam bir halk hareketine dönmüştür. İnönünün ortanın solu diye tanımladığı 1960 sonrası dönemi, üçüncü genel başkanın yönetiminde demokratik sol yörüngeye yerleşmiş; yığınların umudu olarak iktidara gelmiştir.

\n

Ecevit, programına içerik kazandırdığı, örgütüne; emeğin en yüce değer olduğu bilincini anlattığı Cumhuriyet Halk Partisinin kuruluş felsefesine bağlı olmalarını da öğütlemiştir. Partide işçi sendikaları ile örgütsel bağlantılar kurulmuş, o sayede lümpen yöneticiler yerine Seyfi Demirsoy, Halil Tunç, Abdullah Baştürk gibi özverili öncülerin sesleri yükselmiştir.

\n

Bu nedenle Sayın Kılıçdaroğlu gibi ısrarla ve üstüne basarak Yeni takısını kullanmadığı CHPyi 1946dan sonra, ülkenin birinci partisi yapmıştır.

\n

Kemal Beyin bu çizgiyi bırakarak bir dönem politika kulvarında yer almak isteyen ve 10 Aralık Hareketinin söylemlerini anımsatan yörüngesidir ki, on yıldır iktidarda bulunan muhafazakâr İslamcı bir parti karşısında hâlâ alternatif oluşturamamıştır.

\n

Oysa Batı ülkelerinde sol rüzgârlar esmekte; Fransız ulusu, Cumhurbaşkanlığından sonra genel seçimlerde de sosyalistlerin başarısını kutlamaktadır.

\n

Cumhuriyet Halk Partisinin yüzde 20lerde bocalayıp durmakta oluşunun sorumluluğu, onu sıradan bir kitle partisi olarak gören ve gösterenlerdedir.

\n

Gerçekten sol yörüngede olan bir parti, ülkede Kürt sorununu da çözer ve o başarıyı sağlayan lider ile kadrolar, milyonlarca işsiz Güneydoğu insanımıza devlet desteği ile fabrika götürür. Kooperatifleşmelerinde öncü destek olur.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları