Sıra Türkiye'nin Bor Madenlerinde

20 Haziran 2012 Çarşamba
\n\n\n

Demek sıra geldi sessiz sedasız elimizdeki en önemli madenlerden biri olan bor madenlerini özelleştirmeye. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının hazırladığı ve 5 Martta Başbakanlığa ilettiği kanun tasarısından bahsediyorum. Tasarı ile doğrudan özelleştirilecek denmiyor, onun yerinehizmet alımıadı altında bor madenlerinin özel sektör tarafından işletilmesinin önü açılıyor. Anlayacağınız bir AKP katakullisi daha Gerek TMMOB gerekse Petrol-İş Sendikası tasarı ile bor madenlerinin özelleştirilmesinin ilk adımının atıldığı konusunda hemfikir. 14 Haziranda TBMM Enerji, Sanayi, Ticaret Komisyonunda görüşülen ve komisyona havale edilen tasarı şimdiden yabancı şirketleri heyacanlandırdı. Birçok dev bor madenleriyle ilgili bilgi toplamaya başladı.

\n

En stratejik \t\tmadenlerden biri

\n

Biliyorsunuz Türkiye, dünya bor rezervinin yüzde 70ine sahip ve bor günümüzün stratejik ürünlerinden biri. Önce kısa bir bilgi: Cam, seramik, nükleer, uzay ve havacılık, elektrik-elektronik, bilgisayar, enerji, ulaşım, akıllı tekstil, ilaç ve kozmetik başta olmak üzere 500e yakın kullanım alanı var. Bor minerallerinin işlenmesi halinde yarattıkları katma değer ve kâr oranları hayli yüksek. Türkiyede bor madenlerinin sahibi, bir kamu kuruluşu olan Eti Maden. Yasalar Eti Madene bor madenlerini işletme, zenginleştirme, rafine ürün üretimi, dağıtım ve pazarlama faaliyetlerinin tümünü veriyor. Zaten Eti Maden de bugüne kadar üstlendiği görevi başarı ile sürdürmüş. Bizzat Eti Madenin Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Dr. Orhan Yılmaz şu anda Türkiyenin en büyük holdinglerinden bile daha kârlı olduğunu söylüyor. YılmazKârlılık oranlarımız çok yüksek. Türkiyenin ilk 500 şirketindeki kârlılık oranlarına bakın. Yüzde 6-7dir. Biz geçen yıl 842 milyon TL kâr ettik. Bu kârı elde etmek için ilk 500deki şirketlerin yapması gereken ciro miktarı kârlılık oranını yüzde 10 olarak kabul edersek 8.6 milyar TLdir. Halbuki biz bunu 850 milyon dolarlık ciroyla yaptıkdiyor.

\n

Öyleyse Eti Maden neden özelleştiriliyor? Bir kurum kâr ediyorsa, gelecek vizyonu oluşturup yatırım yapabiliyor, üretimine katma değer katabiliyor ve dış pazarlara ihraç edebiliyorsa neden özelleştirilir? Üstelik stratejik öneme sahip bir sektörde ise? Bugüne kadar Türkiyede bu soruya yanıt alabilmiş değiliz. Alamadığımız gibi yapılan yanlış özelleştirmelerin faturasını da hepimiz ödüyoruz. Örneğin Eti Alüminyumun hali ortada... Yargının durdurma kararına karşın bir şey yapılmıyor.

\n

\n

Yabancı şirketler \tmadenlerin peşinde

\n

TMMOB Maden Mühendisleri Odası önceki gün bu konuda hazırladığı raporu kamuoyu ile paylaştı. Medyanın ilgi göstermediği rapor aslında kâr eden bir işletmenin neden özelleştirilmeye çalışıldığını da gözler önüne seriyor. Bakın rapor neler söylüyor:

\n

-Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğünün en büyük rakibi olan Rio Tintonun Kuzey Amerikada bulunan rezervleri tükenmek üzeredir. Şirketin 2015-2016 yıllarında üretime başlayacağı Sırbistandaki bor rezervleri, ülkemizle kıyaslanamayacak kadar küçüktür. Türkiyenin dünya genelinde bor konusunda tekel olma fırsatını yakaladığı bir ortamda 2840 sayılı yasada değişiklik yapılma çabası düşündürücü ve manidardır.

\n

-16 Haziran 2005 tarihinde Avustralya/Canberrada Türkiye Cumhuriyeti hükümeti adına Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen tarafından imzalanan, Türkiye Cumhuriyeti ve Avustralya arasında yatırımların karşılıklı teşviki ve korunmasına ilişkin anlaşmanın masada görüşülen eklerine istişareler ile eklenmiş 10. maddesi 1. cümlesinde Türkiyenin İzmir bölgesinde potansiyel bir yatırımcı olan BHP Bilitonun, Türkiyenin dünya rezervlerinin yüzde 70ine sahip olduğu boratları ile ilgili olarak madencilik, işleme/zenginleştirme ve pazarlama dahil olmak üzere uzun vadeli planları olduğu belirtilmiştir. Söz konusu anlaşma ve buna bağlı ek protokol TBMM tarafından 07.04.2009 tarih ve 5883 sayılı yasayla uygun bulunarak 14 Nisan 2009 tarih ve 27200 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır. 2010 yılı cirosu 250 milyar dolar ile dünyanın en büyük madencilik şirketi olan BHP Bilitonun uzun vadeli planlar yaptığı bilinmektedir. Bor madenimizi ilgilendiren bu kanun değişikliğinin söz konusu şirketin taleplerine denk düşmesi de ilginç bir tesadüftür.

\n

- Mevcut kanunun 2. maddesine eklenen fıkrada Bu madenlerin üretilmesi ve zenginleştirilmesi, teknik, ticari ve ekonomik sebeplerle ürünün mülkiyeti ruhsat sahibinde kalmak üzere 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu hükümleri çerçevesinde ihale edilmek suretiyle üçüncü şahıslara gördürülebilirlerdenilmektedir. Madenlerde mülkiyet, madenin miktarı ile (rezervle) doğrudan ilgili bir kavramdır. Rezerv tükendiğinde mülkiyet hiçbir anlam ifade etmemektedir. Madenin kalmadığı bir yerde mülkiyet kavramı sadece içi boş bir kelimedir. Bor madenlerinin uzun sürelerle üçüncü şahıslara kiralanması da benzer sonuç doğuracaktır. Bu nedenle kanunda yapılması düşünülen değişiklik, sonuç itibarıyla özelleştirme ya da satış anlamına gelmektedir.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Biz modern insanlar... 12 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları