Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Yargı ve Demokrasi
Başbakan Erdoğan’ın, demokrasiden ne anladığını başından beri biliyorduk, ama şimdi Brüksel’de Avrupa Birliği’nden muhataplarıyla görüşmesinde açıktan dile getirdi: “Hukuk üstün olursa, demokrasiye değil, yargı devletine götürür.”
Erdoğan yargının “erk” olmasına karşı. Yargı erkini, kendi anlayışına göre demokrasi önünde bir engel olarak görüyor. Böyle gördüğünü, zaten yıllardan beri yargıyı kendi otoriter siyasi erkinin buyruğunda kullanarak kanıtlıyor. Polis, jandarma, savcılar ve yargıçlar, onun buyruğuyla görev yaparlarsa, tamam. Ama bağımsız çalışmaya kalkarlarsa, onun otoriter siyasi erkine “darbe” vururlar. Bu yüzden, hesap vermeleri ve cezalandırılmaları gerekir.
Oysa, eski Prusya devletinde bile devletin temelinin hukuk, yani yargı erkinin olduğu biliniyor ve benimseniyordu. (“Berlin’de yargıçlar var!”)
Oyalamak ve oyalanmak aslında iki tarafın da işine geliyor. Bir taraf, kararlara katılma hakkı olmasın, ama “bizim sularımızda demirlensin” diyor. Diğer tarafsa, AB bizim içerdeki girişimlerimize destek versin. En başta da şu “ordu vesayetini, sizin de istediğiniz biçimde” ortadan kaldıralım. İstenenin çok ötesinde kaldırıldı, neredeyse bütün komuta kademesi yok edildi. Demokrasiye engel olmasın dedikleri hukuk adına, Başbakan’ın son kavgada demek zorunda kaldığı gibi, gerçekten birçok kişi “suçsuz yere” yatıyor.
Böyle olmasını özellikle isteyip yürüten ortakla kavga, yalnız ortağın “gerçek yüzünü” ortaya çıkarmakla kalmadı, otoriter iktidarın şimdi üstü örtülmek, yayını yasaklanmak istenen “akçeli” marifetlerini de. Başbakan’ın Brüksel’de tanımladığı biçimde demokrasi ancak bu işe yarar.
AB de Türkiye ile ilişkilerinde “ikiyüzlülüğünü” yeterince gösterdi. Bunu gizlemek için, şimdi Erdoğan kendilerine yeniden sağlam gerekçeler sunuyor. Ne âlâ, dostlar alışverişte görsün.
Oysa Brüksel, AB adayı Türkiye’de erklerin ayrılığı ve bağımsızlığını gerçekten dert edinmiş olsaydı, en kısa zamanda “hukuk ve yargı” dosyasını açıp orada öngörülen ölçütlerin gerçekleşmesini ve işlemesini beklemez miydi?
İki tarafın da niyetinin gizlenecek yanı kalmamıştır. Başbakan Erdoğan’ın Brüksel’de bulunduğu gün -rastlatıya bakın- AB, Sırbistan ile tam üyeliğe gidecek süreç için görüşmelere başladı. Sırbistan 2020 yılına kadar tam üye olma sürecine girdi, giriyor. Onu herhalde Makedonya, Kosova, Bosna-Hersek ve sonunda Ukrayna izleyecek.
AKP iktidarının basın yayındaki AB’ci “embeded” gülleri, şimdi herhalde Başbakan’ın son Brüksel çıkarmasını kutluyorlardır.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Meclis'te gerilim
- Tarım Bakanlığı'nda 'Suriyelilere kadro' iddiası
- Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ne zaman görüşecek?
- Davutoğlu'ndan yanıt
- Kırmızı ete yüzde 40 zam! Yurttaş isyan etti
- Erdoğan ıstakoz sevdalısı AKP'lileri unuttu
- Sancaktepe Belediyesi'nin lüks makam katı pes dedirtti!
- Başarır'dan tutuklanan Kepez Belediye Başkanına ziyaret
- Bahçeli önce 'yeni anayasa' için çağrı yaptı
- KULLANMAYA MECBUR BIRAKILDIK
En Çok Okunan Haberler
- Depremden bir saat önce '6-7.2 arası' diyerek uyarmıştı
- Cinsel açıdan en uyumlu 4 burç
- Erdoğan ‘Kent Lokantası’na inanmadı
- Saldırı sonrası İran'dan ilk açıklama
- AKP'de 'Rolex' kazası: Paylaştı, sildi
- AFAD: 231 ihbar geldi
- 'Ben artık Fenerbahçeli değilim'
- Altından yeni rekor!
- Karaköy sahiline havuz!
- 'Bu akşam geç geleceğim eve'