En büyük felaket...

26 Ağustos 2015 Çarşamba

Bizde “büyüme” ile “gelişme” sözcüğü aynı anlama geliyormuş gibi kullanılır. Özellikle ekonomide rakamlar büyüdükçe gelişmişlik düzeyimizin de arttığı havası verilir.
Oysa ikisi çok farklı kavramlar.
Her şeyiyle çok büyük bir ülke gelişmemiş olabilir.
Tersi de mümkündür... Küçük bir ülke büyük bir gelişmişlik örneği verebilir.
Sadece son birkaç gündür yaşadığımız terör ve doğa felaketleri karşısındaki durumumuzu masaya yatırmak bile ne demek istediğimizi ortaya koyar.
Türkiye’nin terörle mücadelede en büyük başarısı, bunun iç savaşa dönüşmesini engellemiş olmasıdır. Son bir kuşaklık süreçte etrafımızdaki ülkelerde yaşanan iç savaşlar bu toplumların nesiller boyu etkileneceği sonuçlar doğurdu, doğurmaya da devam ediyor. 3 milyon nüfuslu Bosna’daki 1991-1995 yılları arasındaki iç savaşta 250 bin insan ölmüş, 1 milyon insan yerinden yurdundan olmuştu. 20 milyon nüfuslu Irak’ta Körfez savaşları sonrasındaki iç savaşlarda 1.5 milyon insan yaşamını yitirdi, milyonlarca insan ülkesini terk etti. Suriye’de 2011’de başlayan iç savaşın sonuçlarını en çok yaşayan ülkelerden biriyiz. BM, bu ülkede terör saldırıları ve iç savaş koşulları nedeniyle yaşamını yitirenlerin sayısının 300 bine yaklaştığı tahmininde bulunuyor.

***

Türkiye, özellikle 1990’lı yılların başında şiddetlenen PKK terörü karşısında zaman zaman değişik mücadele yöntemleri denedi. Teröristle bölge halkını birbirinden ayırmanın önemini gördü, yaşama geçirmeye çalıştı. Dönemin siyasi sorumluları da bu konuda hassas davrandılar. Buna karşılık şehit cenazelerinin Batı illerinde ülke bütünlüğünü bozacak bir kutuplaşma doğurmaması için de çaba harcadılar.
AKP döneminde ise her şey iktidar gücünü koruma ve artırma hedefine dönük seyretti. Gün oldu şehit cenazelerinin görkemli olmasına bozuldular... Gün oldu şehitler için cenaze töreni dışında ayrı mitingler düzenlenmesi için çaba harcadılar.
Bugün ise tek başına iktidarı kaybetmiş olmanın getirdiği şaşkınlık, tedirginlik ve bilinç dağınıklığıyla ne yapacaklarını şaşırmış durumdalar. Bir şehit ağabeyinin kardeş acısıyla yükselen feryadına dayanamayacak, bundan da öte feryattan nefret üretecek noktaya geldiler.
Türkiye’nin terör karşısındaki en büyük başarısı siyasetten topluma ülkenin büyük bir çoğunluğunu akan kana karşı bir arada tutabilmesidir. AKP, seçim yenileme uğruna bunu hiçe sayıyor.

***

İki gündür bir başka feryat da Artvin’den geliyor. 5 yaşındaki oğlunu kaybeden baba, adeta kendini de kaybetmiş feryat ediyor. Oğlunu sel felaketinin değil, ihmalin öldürdüğünü haykırıyor.
Aniden başlayan şiddetli yağmurlar büyük kentlerin de kâbusu... Geçen hafta Ankara’da yağmur kente deniz getirirken, cadde kenarlarındaki dev panolarda Melih Gökçek’in Ankara’nın ne kadar büyüdüğünü anlatan duyuruları vardı!
Ne yazık ki sık sık yeri geliyor ve biz hep şu sözü anımsatıyoruz; Allah affeder, doğa affetmez!
Doğa, kendinden haksız yere aldığın her şeyi geri ister. Başta Artvin olmak üzere Karadeniz’in pek çok bölgesinde Türkiye’yi “büyütme” uğruna doğanın dengesini bozacak adımlar atılıyor.
Doğa, Artvin’de kendisiyle şaka olmayacağını bir kez daha gösterdi.
Bir ülke için en büyük felaket, geliyorum diyen felaketleri görmeyip önlem almayan yönetimlerdir.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

ABD gezisi iptal gibi! 25 Nisan 2024
ABD ile Hamas gerilimi! 24 Nisan 2024
Istakozgiller! 23 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları