Stratejik akıl sorguluyor...

27 Ağustos 2015 Perşembe

Balyoz, Ergenekon davalarında yargılanan, uzun süre Silivri’de yatan, TSK’deki üst düzey uzmanlık, komutanlık görevlerini yitirenlerin içinde, geçmişteki görevleriyle de bağlantılı, çok fazla stratejik birikimleri olan, günümüz gelişmeleri için yetkin isimler olduğunu biliyorsunuz... Barış sürecinden sıcak savaşa geçişin, akan kanın sorgulanmasında değerlendirmelerine kulak vermekte yarar var... Yetkisiz hükümetin sorumlu görüldüğü, aslında Cumhurbaşkanlığı’nın iradesinin belirleyici olduğu kendilerinin açıklamaları ile ortada, yaşananlara ilişkin gözden kaçan bir anlamlı sonuç gerçeği, yetkin komutanın anlatımından paylaşabiliriz: “Kandil’i bombalıyoruz, PKK’liler Kandil’den kaçıyor, PYD saflarına çok daha yoğun geçiyorlar..”
ABD, Beyaz Saray’ın resmi açıklamalarından bir iki alıntı ile birlikte okursak; “Türkiye’nin terör örgütü PKK’nin eylemlerine, akıtılan kana yanıt verme hakkı var. Ancak orantılı güç kullanmalarını bekleriz...” PYD, ABD katında terör örgütü değil. İŞİD’e karşı yürütülen savaşta bölgede yararlanılan en önemli silahlı gücün başını çekiyor. ABD Türkiye’nin İŞİD’e karşı bölgede verilen savaşta daha etkin görev almasını bekleyen açıklamalarını sık sık dünya kamuoyu ile de paylaşıyor. İŞİD’e karşı savaşta PKK silahlı gücünün de kullanılmakta olduğu yalanlanmıyor. Türkiye’nin PYD ile karşı karşıya gelmesine izin verilmeyeceği de saklanmıyor...
Türkiye’yi daha doğrusu İktidarlarını İŞİD’e karşı savaşta en çok geren Kobani çatışmaları, kentin PYD’nin eline geçmesi sıcak savaş sürecinde yaşananları köşeye sıkıştırmanın anlamı yok. ABD’nin devreye girmesi ile sonunda Peşmergelerin Türkiye topraklarından geçirilmesi en çarpıcı görüntülerdi. Bana göre Davutoğlu hükümetinden gelmiş çatışma sonrası satır arası bir açıklama çok daha düşündürücü... Kobani çatışmaları sırasında iki taraf arasındaki çatışmalara katılmış, Türkiye’ye dönmüş, öldürülmüş vatandaşlarımızın cenaze sayısı 900 civarındaymış... 700’ü PYD saflarında çatışmış TC vatandaşı, 200’ü İŞİD saflarında çatışmış TC vatandaşı gencin cenazesi ailelerine teslim edilmiş. Anımsayın, son ülkemiz topraklarında yaşanan PKK terörü, asker-polis çatışmalarının sıcak savaşının geriliminde, sınıra gelen yeni ölen vatandaşımız, gençlerimizin cenazeleri günlerce sınırda bekletildiği için haber olmuştu. Aylar, yıllar üzerinden toplu resmi açıklamalar gelmediği için açık bilgi sahibi de değiliz...

***

Bildiğimiz, çocukları sınır dışındaki ya da sınır içindeki çatışmalardan tabutla gelen aileleri yakan kor... Ailelerin toprağa verilen çocukları ile büyüyen yangının ülkemizin çok güçlü birlikte yaşam toplumsal iradesine, kararlılığına, Cumhuriyetin değerleriyle çimento işlevi, Anadolu aydınlanması, uygarlığı refleksleri.. bir yana; Türkiye’nin de Pakistanlaşma tehdidi altına hızla girmekte olduğu... Tamam HDP’nin seçim sonuçları başarısı, yasal siyaset yapma gücünün katlanması, Meclis’te çözüm arama koşullarının önü açılmışken, PKK patentli, İŞİD de içinde diğer terör örgütleri ile taşeronlukta yarışılırcasına Türkiye’de kanlı eylemlerin başlatılması, savaş, Cumhurbaşkanlığı, İktidarları, AKP yönetimi doğrudan sorumlu tutulamazlar. Yine de barış sürecinin mimarları olarak, Meclis’i, hukuk devleti düzenini, siyasi partileri yok sayan “ucu açık” stratejileri ile çizilen zikzakların, sorumsuzlukların hesabı sorulmayacak mı? Ya da en vahimi seçim sonuçları, Meclis yok sayılarak, yetkisi olmayan Hükümet, Cumhurbaşkanlığı’nın tek yanlı iradesi ile izlenen yeni çatışmacı, savaş siyasetinin sonuçları da mı sorgulanmayacak?
ABD’nin Ortadoğu çıkmazında, bataklığında, kendi çıkarlarına göre koyacağı yeni oyunlarda, Türkiye’de de kalıcı bir sıcak savaşı göze alamayacağına mı bir tek güven duyulup, bel bağlanacak?..  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Bayram benim neyime? 9 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları