AKP zarf attı!

27 Ağustos 2015 Perşembe

Türkiye’de ilklerden bir ilk daha yaşanıyor; kapalı zarf usulü teklif götürülen bakan adaylarıyla seçim hükümeti kuruluyor. Zarfla yapılan teklife yanıtın da yazılı olması istendiğine göre, arkadaşlar çok ciddi bir iş yaptıklarını düşünüyor olmalılar.
Öyle ya; âlem sersem millet kör, siyaseti istediğin gibi ör!
AKP, 7 Haziran sonrasında hükümetin kurulmamasından kimin sorumlu olduğunu gizlemek için her yöntemi deneyecek. Çok iyi biliyor ki, halk çözümsüzlüğü tercih edeni affetmeyecek ve cezalandıracak.
CHP ve MHP seçim hükümetine üye vermeyeceklerini daha önce gerekçeleriyle birlikte açıklamıştı. Davutoğlu’na yakışan bu iki partinin verdiği yanıtı dikkate alıp bağımsız adaylardan oluşan bir hükümet kurmak olabilirdi. Bunun yerine partilerin tüzel kişiliklerini hiçe sayıp kişiye özel bakanlık teklifleri gönderdi. Bunu yapmazsa olmazmış, anayasaya uymak zorundaymış. Bu sözleri duyunca gözlerimiz yaşardı. Öyle ya; kendileri sülale boyu anayasaya o kadar bağlılar ki, en ufak bir uygunsuzluk onları kahreder, derinden üzer!

***

Oysa gerçekte iki amaç var; birincisi CHP ve MHP’yi çözümsüz partiler gibi göstermek, ikincisi de ola ki tutarsa bu partilerin içini karıştırmak.
AKP bir zarf attı, tutarsa!
Bugüne nasıl gelindiği gün gibi ortada...
Daha seçimlerden birkaç gün sonra koalisyonların ülkeye hayrı olmadığını kim söyledi?
Erdoğan...
Muhalefet partileriyle daha temas başlamadan halkın da koalisyon istemediğini kim dillendirdi?
Erdoğan...
Yeni bir seçimin şart olduğunu kim söyledi?
Erdoğan...
Yüksek Seçim Kurulu Başkanı’ndan önce seçim tarihini kim açıkladı?
Erdoğan...
Bütün bunlardan sonra hâlâ sorumlu aranacaksa, işimiz çok demektir.
Bizimki de söz mü; işimiz elbette çok... Muhtarlardan sorumlu Cumhurbaşkanı dünkü onuncu buluşmasında yine kendisinden bekleneni fazlasıyla verdi. Siyasette parçalanmadık taraf bırakmadı. 1 Kasım seçimlerinde istediği oy oranına ulaşırsa, yeni kurulacak hükümeti maşa olarak kullanıp neler yapacağının işaretlerini verdi. Şimdilik sistem fiilen değişti ama o günden sonra kafasına koyduklarının bugünü aratacağını söylemeye gerek yok.

***

Artık seçim sürecine girdik. Bugünden tezi yok, AKP karanlığını aşmaktan yana olanların ana gündeminin şunlar olması gerekiyor:
1- Ne olursa olsun, sandığa gitmek. Sandığa gitmeyen her seçmen AKP’nin oyunu 1 arttırmış demektir.
2- Olaylara kesinlikle iyimserlikkötümserlik duygularıyla bakmamak. 1 Kasım’ı kazanılması gereken bir seçim olarak görüp bunun gereğini yapmak, olabildiğince çok kişiye ulaşmak.
3- Çok partili sistem, sandığa batırılıp çıkarıldıktan sonra işte oldu diyecek kadar kolay bir süreç değil. Avrupa çok partili hayatı 300 yılda oturttu. Bizde de demokrasinin rayına oturmasının zaman alacağı gerçeğini görüp ne olursa olsun mücadeleyi elden bırakmama kararlılığında olmak.
4- 7 Haziran’da AKP’yi tek başına iktidar koltuğundan indiren seçmenin biraz daha bilinçli hareket etmesi halinde daha iyisini yapabileceğine inanmak.
5- Bugün Türkiye’de bulunduğu güç noktasını kaybetmekten en çok korkan kişinin Erdoğan olduğunu bilerek bu özgüvenle mücadelenin içinde olmak.
6- Her seçimin kendi içinde ayrı önemi vardır. Ancak bu seçim çok önemli. Böylesine önemli bir seçim sürecinde en büyük lüksün karamsarlık olduğunu, o kadar da lüksümüzün olmadığını çok iyi bilmek.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İYİ Parti çıkmazı! 18 Nisan 2024
Zafer sorumluluğu... 17 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları