Kültür bakamayanı!

01 Eylül 2015 Salı

Mayıs 2014’te Nev York Metropolitan Sanat Müzesi’ni gezen Ömer Çelik çıkışta basına “Bu müzeden geri talepte bulunulan herhangi bir eserin ya da sorunun olmadığını” söylemişti.
Çelik, ayrıca “Genelde ABD’deki kurumlarla işbirliğimiz çok iyi. Bazı başka ülkelerle sorunlar çıkabiliyor. Ama ABD’deki dostlarımız her zaman yapıcı yaklaşıyorlar. Hem insanlık mirasına ait eserlerin, hem İslam dünyasına ait eserlerin bu kadar güzel şekilde korunmasından ve sergilenmesinden büyük bir memnuniyet duyduk” demişti.
Çelik, Osmanlı topraklarından kaçırıldığı iddia edilen Hitit dönemine ait 18 eser hakkındaki soruya da, “İzinli giden eserlerle ilgili bir talebimiz yok. Bizim talebimiz izinsiz ve kaçırılmış eserlerle ilgilidir. Bu müzeyle ilgili böyle bir sorunumuz yok” yanıtını vermişti.
Bırakın Cumhuriyet gazetesini, bırakın İngiliz Guardian gazetesini; Amerikan Los Angeles Times gazetesi bile, Türkiye’nin bu müzeden 18 yapıtı geri istediğini Çelik koltuğa oturmadan önce yazmıştı!
Gazete, ayrıca müze sözcüsü Harold Holzer’in haberi doğruladığını, hatta dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a bir mektup gönderildiğini de açıklamıştı.
Kaldı ki bu 18 yapıt Osmanlı döneminde değil, 1970’lerin başında Tokat’ta Horoztepe’den kaçırılmıştı.
24 Ocak 2013’te bakan olan Çelik, ABD’deki kurumlarla işbirliğinin çok iyi olduğunu söylüyor. Peki, Ertuğrul Günay’ın bakanlığında, Genel Müdür Murat Süslü’nün, bırakın Metropolitan ile temaslarını, Ohio’da Bovling Green State Üniversitesi Müzesi’nde sergilenen 12 Zeugma mozaiğinin geri verilmesini öngören ilke anlaşmasına karşın, bunlar hâlâ neden gelmedi?
Çelik’e bir başka soru? Afrodisyas’tan Berlin’e kaçırılan “İhtiyar Balıkçı” heykelinin gövdesi için acaba 2,5 yılda neden parmağınızı kıpırdatmadınız?
İngiltere Victoria Albert Müzesi, Konya’dan kaçırılan ve İstanbul’da sergilenen Sidemara lahdindeki “Eros Başını” geri vermeyi kabul etmişti? Ne oldu da gelmedi?
Danimarka Davids Samling Müzesi’nde sergilenen ve Türkiye’deki camilerden çalınmış 16 dinsel miras konusundaki görüşmeleri neden sürdürmediniz?
Nev York’ta söylediğiniz şu söz, izlediğiniz siyasayı açıkça ortaya koyuyor: “Hem insanlık mirasına ait eserlerin, hem İslam dünyasına ait eserlerin bu kadar güzel şekilde korunmasından ve sergilenmesinden büyük bir memnuniyet duyduk!”
Gerçek bir itiraf: “Biz koruyamıyoruz, biz sergileyemiyoruz... Bırakın gitsinler, bırakın geri gelmesinler...” Peki, size “Kültür Bakanı” değil de “Kültür Bakamayanı” idi desek nasıl olur?

Oktay Ağabey!
Oktay Akbal Ağabey (1923 – 2015), Cumhuriyeti yaşadı, Cumhuriyet’te yazdı. Yeri doldurulamayacak bir aydındı, bükülmeyen bir kalemdi. Işıklara yolculuk anını, o da yaşadı...

Başarılı Eşbaşbakan!
Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik görevinin son günü bir başarıya imza attı! Cuma günü Cumhuriyet’in 2. sayfasında “52 yıl sonra kargo ile döndü” diye bir haber vardı.
Çelik, “Avusturya, Viyana’da yaşayan Manfred Veinvurm’un, Antalya’da yarım yüzyıl önce satın aldığı (9 cm yüksekliğindeki) pişmiş topraktan yapılmış, Tunç Çağı’na tarihlenen bir boğa başını kargo ile gönderdiğini” açıklamıştı.
Turizme örttüğü kara bulutlar yetmiyormuş gibi, Kültür ile bağlantılı konularda da “çıtı çıkmayan” Çelik, bu açıklama ile kendisinin başarısı gibi sunuyordu. “Gölge Dışişleri Bakanı” dediğimiz Çelik, koalisyon görüşmelerinde Sultan’ın tahta atı rolünü de “Eşbaşbakan” gibi yüklenmişti.
Türkiye’den kaçırılan tarihsel, kültürel, dinsel mirasın geri getirilmesindeki bu görkemli başarısını (!!!) giderayak kamuoyuna sunmuştu...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları