Grup Yorum'la (Beş Bin Kişiyle) Şarkı Söylemek

24 Temmuz 2012 Salı
\n\n\n

Cumartesi gecesi, yaşayıp gittiğim, b.k koktuğu pek çok kişi tarafından tescil edilen, (bu konudaki pazar yazıma çok e-mail aldım) ve her adımda bir başka etkinliğin olduğu kentimde, ben de kendi etkinliğime gittim. Grup Yorum açık havada şarkılarını, türkülerini söyleyecekti. Etkinlik, AKP iktidarının özellikle son aylarda uygulamaya başladığı baskıcı kültür politikalarını eleştirmek, bu konuda uykudan uyanmak istemeyenlerin kulağına kar suyu akıtmak ve sanatçıların, aydınların bu ülkenin muhalif insanları olduğunu bir kez daha haykırmak amaçlıydı.

\n

Etkinlik Harbiye Açıkhava Tiyatrosundaydı. Etkinliğe hazırlanmaya evde başladım. Malumunuz Grup Yorum, iktidarların sevmediği bir müzik grubudur; daha doğrusu sanatı ilgilendiren her konuda muhalif bir odaktır. Polis, onların mekânlarını sık sık basar. Gruptan sürekli gözaltına alınanlar olur, kantarın topuzu son günlerde iyice kaçmıştır. Okullarında Grup Yorumun konser biletlerini satan ve afişlerini kantinlerine asan öğrencilerin gözaltına alınmaları, hatta tutuklu oluvermeleri vakayi adiyeden olmaya başlamıştır.

\n

Bu durumda benim gibi kocamış bir solcunun ilk yapacağı iş, topuksuz bir ayakkabı ve spor bir kıyafet giymek olmalıdır; eski tecrübeler konuşuyor elbette. Ben de öyle yaptım.

\n

Nereye gittiğimi soran dostlara da iman tazelemeye gittiğimi söyleyip yola koyuldum. Yolum uzun, kendimi her zaman yaptığım gibi gideceğim yere hazırlamak istiyorum. Ve hemen anıların hücumu başlıyor. Denizli Mahirli günler, idamlar, işkenceler, art arda gelen faili meçhul cinayetler... İnsan belleği ne garip, birdenbire Uğur Mumcu geliyor aklıma. Dikilide Barış Festivalindeyiz, artık rahmetli olan değerli spiker Jülide Gülizar, oyuncu ve her zaman muhalif Gülsen Tuncer ve ben, festivale davetli kadınlar ve erkekler arası bir güzellik yarışması düzenlemeye karar veriyoruz. Tabii jüri üyeleri de biz üçümüzüz. Allah, özellikle erkekler bizi inanılmaz bir rüşvet yağmuruna tutuyor. Dondurma, patates kızarması, bir şişe rakı. Neyse karar açıklanacak, Uğur Mumcu başında kasketi yanıma yaklaşıyor, ben biliyorumdiyor; kadınlardan birinci Gürdal ve kıskıs gülerek uzaklaşıyor. Gürdala hiç anlatmadım bunu; hay Allah nereden aklıma geldi. Bu konser beni fena yapacak; daha yoldayım ve şimdiden durum kötü, göz pınarlarım doldu, ağlamamaya çalışıyorum, olmuyor. Hayata Dönüş operasyonda cayır cayır yananlar, F tipi cezaevlerini protesto etmek için ölüm orucuna yatanlar, ölenler, sakat kalanlar Madımak, Hrant Dink, binlerce faili meçhul...

\n

Birden fark ediyorum, vapurda kendi kendime bir türkü mırıldanıyorum, sözlerini unutmamışım: Şarkışlaya düşürmesin oy/allah sevdiği kulunu oy/Gemerekte çevirmişler/Deniz Gezmişin yolunu/Gece Elmalıda kalmış oy/hamamcı Aliyi sormuş oy/uzatmalı itin biri/Yusufu gaflette vurmuş/nolayıdım nolayıdım oy/okur yazar olayıdım/Deniz (Yusuf) mahkemeye düşmüş/avukatı ben olayıdım...

\n

Vapurdan iniyorum ve artık Açıkhava Tiyatrosu yolundayım. Birden içimi bir sevinç kaplıyor. Uzun yolun ve anıların beni içine çektiği hüzün duygusu yok oluveriyor. Yanımdan, sağımdan solumdan kızlı erkekli özellikle gencecik insanlar hızlı adımlarla geçip gidiyor. O kadar çoklar ki içimden bütün yenilmişlikler, bütün ihanetler, bütün acılar beni bırakın diye bağırmak geliyor. Ey iktidarlar, ey yeryüzünün tüm satılmışları, ey eli kanlı emperyalizim! Ne kadar uğraşsanız da yenemeyeceksiniz! Bu böyle biline!

\n

Işıl kendine gel, yirmisinde değilsin!” “Hadi be oradan, bal gibi de yirmisindeyim!

\n

Binlerce kişiyle aynı yerdeyim, aynı şarkıları söylüyorum; arkamda saçı çatkılı bir kadın, Nâzımın muhteşem şiirinin(*) girişindeki İznik Çarşısındaki çıplak ayaklıo kadın gibi ağlıyor, ama elleri gencecik iki kızın ellerini kavramış, gencecik kızlar, sol yumrukları havada Faşizme geçit yok! diyerek haykırıyorlar!

\n

Bu gece halaylar, horanlar bizim!

\n

Gökyüzü, yıldızlar, ay, güneş bizim!

\n

Rüzgârlar bizim!

\n

Sevdalar bizim!

\n

Beş bin kişi, bütün ölülerimizi kucaklayıp haykırıyoruz Hayat Bizim!

\n

(*) Nâzım Hikmet,

\n

Şeyh Bedrettin Destanı

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları