Adli yıl bugün açılıyor

05 Eylül 2015 Cumartesi

Adli yıl 72 yıldır, yargı mensuplarının ve devlet protokolünün katılımıyla açılırdı. Ama Tayyip Erdoğan’ın başbakanlık döneminde Türkiye Barolar Birliği Başkanı Av. Prof. Dr. Metin Feyzioğlu’nun törendeki konuşmasına kızdığından, yapılan bir yasal düzenlemeyle adli yılın açlış törenlerine, karar makamı ve iddianın yanı sıra, savunmanın birlikte katılmaları uygulamasına son verildi.
Aslında Yargıtay ve Danıştay başkanları, Barolar Birliği Başkanı’nı açılış törenine konuşmacı olarak çağırıp bu güzel demokratik geleneği sürdürebilirlerdi, eğer gerçekten bağımsız bir yargı var olmuş olsaydı. Çünkü demokrasilerde iddia ve kararın yanı sıra yargı aynı zamanda savunmadan da oluşur.
Bu üç öğenin bir arada, eşit söz hakkına sahip olmadığı adli yılın açılış töreni, topal bir tören olmaya mahkûmdur.
Bu aksaklığı gidermeleri pek de âlâ mümkünken, gidermemiş olan Yargıtay ve Danıştay başkanlarının da, siyasi iktidardan ne kadar bağımsız oldukları bizatihi bu davranışlarıyla belli olmuş bulunmaktadır.
İşte Türkiye’de avukatların ve baroların üst kuruluşu olan Barolar Birliği de, bu yıl 5 Eylül günü bu eksikliği gidermek üzere, savunmanların örgütü olarak, adli yılın açılışını yapıyor.

***

Yurtdışından onlarca meslek örgütü temsilcisinin de katılımıyla gerçekleşecek olan bugünkü tören saat 10’da Barolar Birliği Özdemir Özok Kongre Merkezi’nde başlayacak. Öğleden sonra saat 14.30’da da hep birlikte, kol kola Arslanlı Yol’dan Anıtkabir’e yürünecek.
Barolar Birliği bir meslek örgütü, tabii ki bugünkü törende de yargının ve avukatların bütün sorunları dile getirilecek ve yürüyüş de o konulara dikkati çekmeyi amaçlayacak.
Ancak, olayın bu yönüne bakarak sakın, “avukatlar kendi sorunlarını dile getiriyorlar, kendi dertlerini anlatmak için konuşuyor ve yürüyorlar” sanmayın!
Onlar hepimiz, bütün toplum adına seslerini yükseltiyorlar.
Çünkü onlar, keyfiliğe karşı hukukun üstünlüğünü savunuyorlar, “Adaletin ülkenin temeli olduğunu” haykırıyorlar ve bu durumun zedelenmesine göz yummayacaklarını söylüyorlar.
Hukukun üstünlüğü yalnız, vatandaşın özgürlük güvencesi ve demokrasinin onsuz olmazı değil, aynı zamanda, yatrımların da güvencesi olmak, ekonomik yaşamın sağlıklı yürümesini sağlaması açsından da, refahın da bekçisidir.

***

Keyfilik karşısında hukukun üstünlüğünün sağlanmadığı Türkiye’de TBB’nin işi, demokratik ülkelerdeki emsallerine oranla çok daha zor. Çünkü Türkiye’de barolar ve üst örgütleri yalnız hukukçu olan üyelerinin mesleki, hukuki sorunlarını dile getirmek ve onlara çözüm önermekle yetinmezler; ama aynı zamanda keyfiliğe karşı hukukun üstünlüğünü sağlayacak düzenin altyapısını oluşturmanın mücadelesini verirler.
Hukuku üstün kılma savaşımı yalnız hukukçular adına değil, ama bütün toplum adına verilmiş bir mücadeledir.
Tabii ki bu yapısı, Türkiye’deki barolara da, onların üst örgütü Türkiye Barolar Birliği’ne de çok daha önemli misyonlar yüklerken, onları çok daha popüler kılmakta, bir anlamda yalnız avukatların değil, aynı zamanda tüm toplumun temsilcisi haline sokarken, keyfilik yanlılarının da hedefi haline getirmektedir.
İşte bu yüzden diyoruz ki:
- Barolar ile birlikte Türkiye Barolar Birliği aynı zamanda halkın yargıdaki sesidir.
Adli yılın açılışı ise işte bu yüzden ancak şimdi gerçekten yapılmış olmaktadır.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları