Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Beyin yaralı,kalp sapasağlam...
On sekiz fotoğrafçıdan tekbir poz: Ali’nin Koço’su
\n\n\nAli Arif Ersen, 10 parmağında on bin marifeti olan, yüreğiyle düşünen, beyniyle hislenen; hem yüreği hem beyni ile sürekli yaratan, sanatçı ruhunu afacan mizacıyla ve dostluklara verdiği değerle bütünleyen bir arkadaşımız…
\nBakmayın biyografisinde ressam ve fotoğrafçı yazdığına… O, fotoğraf ve resim tekniklerini birbiriyle kucaklaştırıp altüst ederken, her birine bol kepçe kültür birikimi, birkaç bardak sanat tarihi, fazlasıyla coğrafya ve tarih, tutam tutam yolculuklar ekledi. Bunların hepsini dostluk kazanında fokurdayıncaya kadar kaynattı. Saraybosna’dan Havana’ya; ABD’den Arjantin’e dünyayı fotoğraflar ve resmederken… Sergiler açar, albümler yayımlarken… Ansızın… Birdenbire…
\nAli’nin beyni, daha doğrusu ense kökündeki beyincik, ona kötü bir oyun oynadı. Bundan 8 yıl önceydi. Ali o zaman 46 yaşındaydı… Teşhis kondu: Uluslararası tıp dünyasında “locked-in sendromu” deniyor… Türkçesi: Kendi içine kilitlenme…
\nYedi milyar nüfuslu dünyamızda sadece 4 bin kişide görülen bu hastalık gelip Ali Arif’i bulmuştu. Locked-in sendromu şöyle tanımlanıyor: “Hastanın farkında ve uyanık olduğu; ama gözler dışında vücudundaki neredeyse bütün istemli kasların tam paralizine bağlı olarak hareket edemediği veya sözle iletişim kuramadığı bir durum.”
\nDostluk ve dayanışma sergisi
\nO gün bugün, Ali Arif Ersen dünyayla iletişimi gözleriyle kuruyor. Annesine, dostlarına, çevresindekilere sol gözünü kırparak “evet, peki” diyor. Sağ gözünün üzerinde bir gözlüğe iliştirilen lazer kalemini alfabe üzerinde gezdirerek kelimeler yapıyor, anlık isteklerini aktarıyor, zor sorular soruyor, eskilere dair anılarını paylaşıyor. Eskiden olduğu gibi yine bol bol müzik dinliyor; ve kitap dinlemeye devam ediyor. Onu sık sık ziyaret edenler, “Dünyada olup bitenle ilişkisini gevşetmiyor. Arada atıverdiği kısa kahkahalar bunun en güzel işareti” diyor…
\nAli Arif, hastalanmadan önce öyle çok iş çıkarmış, üretmişti ki, hastalandıktan sonra da dostlarının önayak olmasıyla çeşitli sergiler açtı. Ama gün geldi onun yaptığı resimler, onun çektiği fotoğraflar tükendi… Bir kez daha dostlar önayak oldu. Serhan Ada’nın küratörlüğünde yeni bir sergi hazırlandı.
\nAli’ye sordular: Yarın objektifi eline alsa neyi çekerdi? Ali, göz ucuyla K-O-Ç-O harflerini yazdı.
\nKollar sıvandı… Ali’nin “Koço davetine” 18 usta fotoğraf sanatçısı hiç tereddütsüz, canı gönülden katıldı.
\nBurcu Aksoy, Can Altay, Ani Çelik Arevyan, Arif Aşçı, Banu Cennetoğlu, Orhan Cem Çetin, Zekai Demir, Hasan Deniz, Ahmet Elhan, Cemal Emden, Murat Germen, Ara Güler, Sıtkı Kösemen, Nevzat Sayın, Ahmet Sel, Serkan Taycan, Nazif Topçuoğlu, Özcan Yurdalan, Ali Arif’e destek olmak amacıyla Koço’dan tek poz çektiler.
\nMilli Reasürans Sanat Galerisi’ndeki “Ali’nin Koço”su adlı sergiyi ilk kez açıldığında haziran ayında görmüştüm. Ağustos sonu kapanacağını bildiğimden, birkaç gün önce yeniden gittim gördüm.
\nİmgelerin sonsuzluğu
\nAynı mekâna, aynı temaya farklı bakışlar… Çok geniş bir yelpazeye yayılan ifade biçimleri… Şaşırtıcı biçim denemeleri… Farklı teknik çeşitlemeleri…
\nSergiyi dolaştıkça Ali’nin beyniyle yüreği arasında bir yolculuğa çıkmışım duygusuna kapılıyorum… Aynı zamanda İstanbul’un eşsiz bir meyhanesinde tarihte ve coğrafyada bir yolculuk… Kiminde ufuk çizgisi görüyorum, sonsuzluk gelip yüreğime yerleşiyor. Kiminde masanın üstündeki, perdedeki ya da iskemlenin kenarına iliştirilmiş hemen yanı başımdaki bir ayrıntıyı…
\nBardaklar, camlar, aynalar… Ve camlardan, aynalardan, bardaklardan yansıyanlar… Kırılan ışık, kırılan yansıma, kırılmış parçalanmış hayatları çağrıştırıyor… Ali’nin kırılan yaşamı, içimdeki başka parçalanmış yaşamlarla bütünleşiyor… Rakının beyazıyla ufkun beyazı birbirine karışıyor… Umut, uçan kuşun kanadına asılı kalıyor… Denizle gökyüzü zaman zaman yer değiştiriyor… Bir imgeden yüzlerce başka imge doğuyor.
\nBütün bunları izleyen ben, kalbimizin ya da beynimizin kime, hangimize, ne zaman, hangi oyunları oynayacağını düşünürken buluyorum kendimi…
\nUstaların görsel şöleni gözlerimde ve yüreğimde eve gelip, Serhan Ada’nın sergi kataloğuna yazdığı o güzelim yazıyı yeniden okuyorum. Sergiden elden edilen gelir tümüyle Ali Arif Ersen’e aktarılacak... Sergi ağustos sonuna dek açık… Gidin görün, usta fotoğraf sanatçılarının bu dayanışma sergisini; bir de bakarsınız siz de yürekle beyin arasındaki bu yolculuğun bir parçası oluvermişsiniz.
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Meclis'te gerilim
- Tarım Bakanlığı'nda 'Suriyelilere kadro' iddiası
- Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ne zaman görüşecek?
- Davutoğlu'ndan yanıt
- Kırmızı ete yüzde 40 zam! Yurttaş isyan etti
- Erdoğan ıstakoz sevdalısı AKP'lileri unuttu
- Sancaktepe Belediyesi'nin lüks makam katı pes dedirtti!
- Başarır'dan tutuklanan Kepez Belediye Başkanına ziyaret
- Bahçeli önce 'yeni anayasa' için çağrı yaptı
- KULLANMAYA MECBUR BIRAKILDIK
En Çok Okunan Haberler
- Depremden bir saat önce '6-7.2 arası' diyerek uyarmıştı
- 'Restoranlara gitmeyelim'
- ‘Yok artık öyle beleşten hayat’ dedi: Mirasını açıkladı!
- 'Yarı finale çıkma şansları yok'
- ‘B.kunu çıkardılar ama’
- 'Yüzbinlerce kişi tespit ettik'
- Yatırımcılar dikkat! Gram altında yeni zirve
- AFAD: 231 ihbar geldi
- CHP'nin yeni grup başkanvekili belli oldu!
- Cinsel açıdan en uyumlu 4 burç