Ülkü Tamer

Yaşasın Kurşunkalem!

29 Eylül 2012 Cumartesi
\n

\n

Kurşunkalem seviyorum, fakat ucu küt olmayacak, öbür ucu silgili olmak zorunda. Beğenmezsem siliyorum. Tükenmezle, dolmakalemle yazınca üstünü çiziyorsun, çizginin altında duruyor silip atmak istediğin, gözüne batıyor, silmek daha güzel, daha temiz.\n

\n

Ferhan Şensoy son kitabı Başkaldıran Kurşunkalemde söylüyor bunları. (Kitabın adı büyük harflerle yazılmış; sadece Kurşunkalemin nsi küçük harfle.)\n

\n

Neredeyse her yazarın takıntıları vardır. Kimi ayakta yazar; kimi banyoyu ılık suyla doldurup içine girer, elma yiyerek yazacaklarını kafasında geliştirir.\n

\n

Ferhan gibi, kalemciyim ben de. Çevirilerimi daktiloda (şimdi bilgisayarda) yaparım; ama şiir mi yazacağım, kalemden başka kuş tanımam.\n

\n

Kitabı için herhalde az kurşunkalem tüketmemiştir Ferhan. Dile kolay, 540 sayfa.\n

\n

Ama soluk soluğa okunuyor. Kimi zaman 5 sayfalık bir öyküyü 5 günde zorla okuyan ben, 540 sayfayı iki günde devirdim.\n

\n

***\n

\n

Başkaldıran Kurşunkalem bir anı kitabı. Yazarın çocukluğundan (çocukluğundan da önce, babasının annesiyle ilk karşılaşmasından) başlayıp Şahları da Vururların yazılışına kadar uzun bir zaman kesitini kapsıyor. \n

\n

Bu tür anı kitaplarına bayılıyorum. Beni büyük savaşların, önemli politik entrikaların içyüzlerini anlatan önemlianı kitapları, ifşaatlar pek ilgilendirmiyor. Günlük yaşamdan renkler, alçakgönüllü ayrıntılar içeren anılar benim için daha çekici. İnsanı, ortamı, ülkeyi onların daha iyi yansıttığına inanıyorum.\n

\n

Sözgelimi, bir zamanlar hasbelkader sahne tozuna bulaşmış biri olarak ben, Ferhanın kitabını okuyunca tiyatroyu daha iyi tanıdım”.\n

\n

***\n

\n

Önce dilinden söz edeyim Ferhanın. İki satırını okusanız, Hah, bunu Ferhan Şensoy yazmışdiyebileceğiniz bir üslubu var. Nemrut hatta süphan bakışlı barmen Ertuğrulgibilerden sözleri başkaları da deniyor. Onlarda sırıtan bu tür dil oyunları, Ferhanda ısmarlama ceket gibi oturuyor. İki nedenle: Birincisi, Türkçeyi biliyor Ferhan; biliyor, sonra onunla oynuyor. İkincisi, bunlar bir gösteriolarak değil, bir bütünü oluşturan renkler olarak yerlerine oturuyor. \n

\n

Martın başı, hava soğuk. Neyse ki yanıyor sobamız. Sarıldık birbirimize Gizem Kızla. Özleşmişiz. Şarapla lehimledik soğuk kış gecesini sabahın ayazınagibi, kimi şairleri hasetten çatlatacak cümleler içinizi ısıtıyor.\n

\n

***\n

\n

Başkaldıran Kurşunkalem bir büyük çilenin öyküsü.Sanatın bir adı da çiledir aslında. Tanıdığım genç yazarlar var; ilk yazdıkları yayımlanmadı diye ya sanata elveda diyorlar ya da yayıncılara söylemediklerini bırakmıyorlar.\n

\n

Oyuncuysanız, ilk oyunda başrol size verilmeliİkinci oyununuzu ise kendi tiyatronuzda sahnelemelisiniz.\n

\n

Fransadan gelen çocuknasıl Ferhan Şensoyolabildi, kitabı okuyunca daha iyi görebileceksiniz bunu.\n

\n

***\n

\n

Şu sıralarda okuduğum en keyifli kitap oldu Ferhanın anıları. Az şey de öğretmedi bana. Ayfer Ferayla turne serüvenleri yeter. Dilerim, çok okuru olur. Özellikle tiyatrocuların okuması gerek diye düşünüyorum.\n

\n

Elbet kulis dedikodularından okumaya vakit bulurlarsa.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Notlar... 5 Ocak 2013
Yoksul Köylü 29 Aralık 2012

Günün Köşe Yazıları