‘Sen Çıkmadın Çıkardılar Karşıma Seni’

21 Eylül 2015 Pazartesi

Seçimler yaklaştıkça baskı, çarpıtma ve yasaklamaların artacağı belli oldu. Baskılara, kimi gazetelerde kendilerini yazar ya da gazeteci sananların hedef gösterme girişimleri eklendi. “Bu türden haberler ABD’de olsaydı CIA bunları çoktan halletmişti” türünden artık nasıl adlandıracağımızı bilemediğimiz tetikçilik örnekleri herhalde dünya gazetecilik tarihinde kötülüğün dile gelişi olarak yer alacaktır. Cumhuriyet Gazetesi İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay, Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar’ı doğrudan hedef olan bu türden yayınlarla ilgili açıklamasında konunun gerçek muhataplarını sergiledi. Nâzım’ın şiirinde anlattığı gibi: “Sen çıkmadın/ Çıkardılar karşıma seni/ Kara kıllı elleriyle tutup enseni/Gövdeni yerden bir karış kaldırdılar/Sonra birdenbire/Bırakıp yere/Seni pantolonumun paçasına saldılar...
Medyaya saldırılar geçen hafta İstanbul’da düzenlenen uluslararası bir toplantıda da ele alandı. Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (IFJ), Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ), tarafından düzenlenen “Medya Özgürlüğü ve Gazeteci Hakları Uluslararası Konferansı”na, geniş katılıma yer vermekte yarar var, TGC Başkanı Turgay Olcayto, TGC Önceki Başkanı Orhan Erinç, Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Uğur Güç, Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar, Uluslararası Gazeteciler Federasyonu Başkanı Jim Boumelha, AB Türkiye Delegasyonu Siyasi İşler, Basın ve Enformasyon Bölüm Başkan Yardımcısı Andreea Schmidt, Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu, Basın Enstitüsü Derneği Başkanı Kadri Gürsel ve çok sayıda gazeteci katıldı.
Toplantı sonrası yapılan açıklamada halkın haber alma hakkına yönelen tehditlere dikkat çekildi. Şu saptama özellikle önem taşıyor: “Haziran’da gerçekleşen seçimin ardından Türkiye’de gazetecilere yönelik artan soruşturmalar, sindirme operasyonları, şiddet, internet sansürü, yasaklamalar başta olmak üzere her türlü baskıyı kınıyoruz. Bilhassa, Kürt sorunu kaynaklı çatışmaların yeniden başlamasıyla birlikte, bölge illerinde çalışan meslektaşlarımızın özgürlük ve güvenliğinden kaygı duyuyoruz. Bu durumun halkın haber alma hakkını tehdit ettiğine inanıyoruz.
Açıklanan kapsamlı sonuç bildirgesinde dikkat çekilen bir konuyu da burada yineleyelim: “Cumhurbaşkanı’nın eleştiriye tahammülsüzlüğü, savcıların her türlü eleştiri karşısında hakaret davası açması, medya patronlarının çalışanlarını işten atarak susturması, ana akım medyanın tehdit ve kamu ihalelerinin rüşvet gibi kullanılmasıyla hizaya getirilmesi, yargı bağımsızlığının gözardı edilmesi gibi sorunlar bu düşmanca tutumun örnekleridir.” Açıklama gazetecileri de birlikte hareket etmeye, dayanışmaya çağırdı: “Türkiye’de gazeteciler mesleklerine yapılan saldırı karşısında birlikte hareket etmelidir. Bir gazeteci veya yayın kuruluşuna yapılan saldırı tüm gazeteci ve medya kuruluşlarına yapılmış bir saldırı demektir.
Bu haftanın özetini akıllara durgunluk veren bir baskı örneği ile tamamlayalım. Çok önemli ve herhalde tüm dünyada şaşkınlık yaratacak bir haberdir. Yaptığı kamuoyu araştırmaları hükümet ya da hükümet yandaşları tarafından beğenilmeyen bir araştırma şirketinin saha elemanları, anketörleri gözaltına alındı. Aynı gün serbest bırakılmış olsalar da araştırma şirketlerine gözdağı verme niyetinin açık ifadesi olarak kayda geçti.
Okur eleştirilerine ve son zamanların “büyük buluşu” “troller” konusuna da değinelim. Okurlarımızdan gelen istekleri genellikle zorunlu kısaltmalar dışında olduğu gibi aktarmanın doğru olduğunu düşünüyorum. Kuşkusuz bu istek ve eleştirilerin uygulanabilir olup olmadığına karar vermek yayın yönetiminin, yazı işlerinin sorumluluğundadır. Dilek ve eleştirilerin yanıtlanması da bu nedenle önemlidir. Bu arada amaçları gazeteyi karalamak, tehdit etmek olan “trol” postalarını kuşkusuz dikkate almıyorum. Bunların son günlerde sistematik bir şekilde farklı imzalarla ama çoğu zaman kopyalanmış metinler halinde geldiğini de söylemeliyim. Boşuna yoruluyor, boşuna çaba harcıyorlar.

Bir kere daha ‘ke’ ‘ka’ meselesi
Gazetenizde kısaltmalara getirilen ekler dikkatimi çekti. “PKK’li” ve “PKK’liler” ifadesi yer alıyor. Farkındasınızdır ki daha çok PKK yanlısı kişiler “PeKeKe” ve “PeKeKeLi” ifadesini kullanır. Savunmanız, “Türk alfabesinde ‘ka’ olarak okunan bir harf yoktur. Dolayısıyla ‘PKK’, ‘PeKeKe’ olarak okunur, bu yüzden dilbilgisi kurallarına sonuna “li” eki gelmelidir, olacaktır. Bu kuraldan haberim var. Eğer diğer kelimelerde de aynı hassasiyeti göstermiş olsaydınız gazeteniz hakkında olumsuz bir düşünceye girmeyecektim. Bakın alttaki linkte gazetenizin bir haberini örnek göstereceğim. Nedense “SGK’ye” yazılmamış. Tam aksine kurallara aykırı olarak “SGK’ya” yazılmış.
http://www.cumhuriyet.com. tr/haber/turkiye/137091/SGK_ ya_borcu_olanlar_dikkat__Son_ tarih_31_Aralik.html
Yine gazetenizden bir örnek daha vereceğim. Alttaki haberinizde “TSK’ye” yazmanız gerekirken “TSK’ya” yazmışsınız.
http://www.cumhuriyet.com. tr/haber/turkiye/275363/Sıra_ Askerde_mi__Hükümetten_ TSK_ya__Cemaat__ operasyonu_sinyali.html
Demem o dur ki, SGK ve TSK kelimelerine ek getirirken son harfi “ka” olarak sayıp getirirken neden “PKK” kelimesi için aynı düşüncede olmadınız? Bu tavrınız ne yazık ki gazetenizi PKK yanlısı gibi gösterir. Lütfen bu konu ile ilgili mantıklı bir açıklama yapın. Saygılarımla... Can Kanal
Okur Temsilcisinin notu: Yanıtı iletinizde vermişsiniz aslında. Yazım kuralları eklerin “li” “ye”, “den”, “nin”şeklinde yazılması gerektiğini yönündedir. Gazetemizden aktardığınız örneklerdeki kullanım yanlıştır. Arkadaşlarımızın bu türden yanlışlar yapmamak için çaba göstermesi gerekir. PKK böyle kullanıyor diye bizim bir yazım kuralını değiştirmemiz doğru olmayacaktır. Kimi yazarlarımızın yazım kuralını dikkate almaması kuşkusuz onların kişisel seçimidir. Belki de artık ekleri böyle kullanmayı “galat-ı meşhur”, “herkesin doğru bildiği yanlış” sayıyorlardır.

Astroloji köşesinde karamsarlık
Belki de tüm yaşantım boyunca bu nitelikte bir iletiyi, ilk defa bir yayın organına iletiyorum. Sizden özellikle rica ediyorum lütfen astroloji yorumları üzerinde düşününüz. Diyebilirsiniz ki, “memlekette bunca dert varken, sorun bu mudur?” İşte ben de tam bunu demek istiyorum. Zaten tamamen karamsar bir havanın hükmü varken, burç yorumları bile mi insanın canını bu kadar sıkmalı? Hem şair dememiş mi, “yalanlar söyle inanayım” diye… Burçlar tamamen okuyucu anlık keyiflendirmek için yazılan dayanaksız yalanlardır. Bu ciddiyet neden? Bu kadar mı, son derece sıradan eğlencelik bir köşe, böylesine iç karartıcı, moral bozucu ve sanki evrensel gerçekler okuyucuya aktarılıyormuş gibi itici biçimde sunulur? Aslında bunları yazmaya kendim de bir anda nasıl zaman bulduğuma şaşırıyorum. Tuhaf gerçekten. Eminim size de iyice gülünç gelecektir. Ama en değersiz konular bile moral bozmaya yönelik olmasın artık şu yaşadığımız koşullarda… Zaten giderek ve önlenemez biçimde keder sarmalında değil mi bu ülkenin insanı? Saygılarımla. İlkşen Çetintaş

Arşivin daha iyileştirilmesi için
Cumhuriyet gazetesinin online arşivinin kullanıcısıyım. Sık sık abone olduğum bu hizmetle ilgili bazı önerilerde bulunmak istiyorum.1- Arşive üye olanlar günlük gazeteyi de online olarak okuma imkânına sahip oluyorlar. Ancak günlük gazete gün başında yüklenmesine rağmen ekler zamanında yüklenmiyor. 2- Arşivde arama yaparken kimi zaman donmalar, takılmalar yaşanıyor. 3- Arşive üyelik bizim ülkemiz standartlarında çok pahalı. 1 aylık abonelik 49 lira. Fiyatın yüksek olmasında günlük gazeteyi okuma imkânının olması etkili. O zaman bunu lütfen ayırın. Son bir iki ayı ve o günkü gazeteyi koymayın ve fiyatı ucuzlatın. Onun için başka abonelik yöntemleri geliştirin. Öğrenciler için farklı okuma paketleri oluşturun. Ayrıca bir pdf’den 10 TL istemek bugünün koşullarında çok fazla. Mutlaka biliyorsunuz, pdf’ler için para ödemeden başka yöntemlerle haberleri kopyalamak mümkün. Yüksek fiyat nedeniyle pdf satışı yapabildiğinizi de düşünmüyorum. O zaman pdf’lerde indirim şart. 4-Yaklaşık bir yıldır 1930 öncesi arşivin de kullanıma açılacağını duyuruyorsunuz ve “çok yakında” başlığıyla reklam yapıyorsunuz. O “çok yakında” bir türlü gelmedi, merakla bekliyoruz. Selamlar, saygılar. Ali Eroğu

KISA... KISA
Marsilya
14 Eylül 2015, arka sayfa, 4-5. sütun: “ABD başkanlarının terzisi yaşamını yitirdi” başlıklı haberin 4. sütundaki 4. satırı: ... sonunda Fransa’nın Marseille kentinden....” . Bütün coğrafya kitapları ve atlaslarda Marseille kentinin Türkçe adının Marsilya olduğu görülür ama bu haberi yabancı yayınlardan aktaranlar ve sayfa editörü her nedense Marseille olarak yazmışlar. İlter K. Akbuğ

Bu yöntemi doğru bulmuyorum
Hayatımın en az 55 yılı evimize sadece Cumhuriyet girdi. Belli bir süre sessizlik dışında gazetemi hiç bırakmadım. Önemli haberleri Foto Galeri’ye koymak suretiyle sürekli yeni sayfa açmaya zorlamak gibi hafif ve gereksiz davranışa Cumhuriyet gibi bir gazete tenezzül etmemeli. Saygılar. İnci Birda

Öneriler
Bazı dilekler: Köşe yazılarının kısa tutulması. İçerikle çelişen ya da yeterince uyumlu olmayan haber başlıklarının kullanılmaması. Eskiden olduğu gibi, aynı güzellikte, “Pazar Eki” verilmesi. “Armağanlı Bulmaca” ve “Su doku”ların önerdiğim “Pazar Eki’nde” verilmesi. Su doku çözümünde kullanılacak yöntem ve ipucu konusunu açıklayacak bir yazı yayımlanması (gazetede ve Bilim Teknoloji ekinde, son zamanlarda yayımlanan su dokuları şahsen çözemiyorum. Belki benim gibi olan başka okurlar da vardır.) Tek yaprak konulmaması. Saygılarımla... Ali Niyazi Öz  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları