Bu Cinayeti Hemen Durdurun!

10 Ekim 2012 Çarşamba
\n

Görünürde Beyoğlu Belediyesine bağlı iş makineleri, adı İstanbul ile birlikte anılan sembollerden ünlü Taksim Alanına girmek için gün sayıyor.

\n

Beş gün sonra, en güçlü olasılıkla önümüzdeki pazar günü, o alanda yeni yollar, tüneller açmak amacıyla tam gaz çalışmaya başlayacaklar. Tarihi alan ve ona bağlı İnönü Gezisinin altı üstüne gelecek.

\n

Dünkü Taraf gazetesinde, tarihi alanı altüst edecek o kazmanın bir cinayet haberi olduğunu anlatan Serkan Ayazoğlunun röportajını okurken göz pınarlarımda bir hareketlilik oldu. Ta eskilere İstanbula ayak bastığım 40lı yıllara dönüş yaptım.

\n

Adı geçen belediye, sözde yayalaştırma adı ile aslında bu güzelim alanı insansızlaştıracak bir proje için düğmeye basıyor.

\n

Tabii arkasında yine görünüşte büyükşehir belediyesi var ama cinayetin asıl faili, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin eski başkanı yani Erdoğan!

\n

Daha üç gün önce, Ataköyde yeni arıtma tesislerini açarken belediyecilik yaptığı o dönemdeki siyasi iktidarın kendisinin elini bağladığından şikâyet ediyordu ya!

\n

Şimdi sadece başbakan değil tüm kentlerin de belediye başkanı. Ülkenin tek adamı olarak astığı astık, kestiği kestiktüründen icraatlarını 10 yıldır izlediğimiz siyasi muhteris.

\n

Serkan Ayazoğlunun haber-röportajını okumuş olmasam da, bugünkü Düzyazıyı, Taksimde işlenmek üzere olan o cinayetten okurlarımı, dolayısıyla kamuoyunu haberli kılmaya ayıracaktım.

\n

Ne ki sözünü ettiğim dünkü haberde yer almış olan bir dizi ünlü kentsever, cinayetten sonra artık otopsi bile yapılmasına gerek kalmayan kadavranın defin raporundan bölümler aktarıyordu.

\n

Örneğin Atilla Dorsay, projeyi tam bir rezalet olarak tanımlarken Meydanları trafikten arındırarak adam etmeye çalışmak çok geride kalmış bir yöntemdir diyor ve böyle bir yöntem olsaydı Parisin Etoille, Concorde, Londranın Trafalgar alanları için de çoktan benzer uygulamalara başvurulmuş olacağını anımsatıyordu.

\n

Hilmi Yavuz, büyük meydanların taşıt trafiğine kapalı, yayalara açık olması gerektiğini söylerken, Lale Mansur alanda sayıları azalmış ağaçların da kesilmek için işaretlendiğini duyurmak istiyordu. Mehmet Bekaroğluna göre asıl amaç birilerine yeni rantlar sağlamaktı.

\n

Bir dizi İstanbullunun, farklı anlatımları alanın yeşil dokusunun betona dönüşeceği ve meydanın anlamını yitireceği gibi bir tümce içinde özetlenebilecek kuşkuları içeriyor.

\n

Ya sen?” diye beni sorgulayacak olanlara, Tarafın sözünü ettiğim haberinde açıklanan tüm görüşlerin yanı sıra ilk kez 10 Mayıs 1950de aziz İsmet İnönünün tarihi seçim mitingini izlemek için genç bir muhabir olarak Geziye konulmuş kürsüden baktığım alanı ortadan kaldıracak bu kent cinayeti için İstanbulluların seslerini yükseltmelerini öğütlüyorum.

\n

Siyasi partilerin seçim mitinglerinin yapıldığı, 1 Mayıslarda gerçekleştirilen emek bayramlarında yığınların toplandığı alan elimizden alınıyor.

\n

Sıraservilerden, Şişliden İstiklal Caddesinden, Ayazpaşadan Taksime akan halk yürüyüşlerinin önlerine beton setler kurulmak isteniyor!

\n

Halkın sesinden ürkenler bu tür toplantıları ulaşılması çok zor ve uzak alanlara taşımak için gerçekleştiriyorlar yeni Taksim projesini!

\n

Böyle bir kent cinayeti Batı Avrupanın herhangi bir kentinde işlenmeye kalkışılsa; o kentin hemşerileri belediye başkanlarının yakasına yapışır ve Bize sordunuz mu? diye haykırır.

\n

Halkoylaması isterler. Hemşerilerine danışmayan belediye başkanlarına Biz adam değil miyiz? diye sorgu sual ederler.

\n

***

\n

Not: Cumhuriyet okurları dünkü gazetemizde aynı konuyu ele alan Bedri Baykamın yazdıklarını, elbette okudukları için yazıda genç kapı yoldaşımdan bahsetme gereğini duymadım.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları