Çıplak Deniz Çıplak Ada

10 Ekim 2012 Çarşamba
\n

\n

Yaşar Kemal 1990’larda söz ediyordu, bu isimde bir roman yazacağından. Daha eskisi de var: Bir Ada Hikâyesi dörtlüsünü daha 1973te Abidin Dinoya anlatmış. Belki okurlarının bazıları bilmiyordur, Yaşar Kemal romanlarını önce kafasında yazar bitirir; sonra arkadaşlarına anlatır, görüşlerini alır, sonra da kurşunkalemle kocaman bir deftere yazmaya başlar.

\n

Dörtlünün son kitabı Çıplak Deniz Çıplak Adanın çıkış noktasını da şöyle anlatmıştı: İlk nükleer denemelerin yapıldığı yıllarda Pasifikte bir ada aşırı radyasyona uğradığından üzerindeki canlı varlığı, bitki örtüsünü, hayvanları tümüyle yitirmiş. İnsanlar da bu adayı terk etmişler. Aradan otuz kırk yıl geçtiğinde bir de bakmışlar ki ada kendini yenilemiş, yeniden bitki örtüsüne, canlı varlıklarına kavuşmuş. Doğanın bu kendini yenileme gücü gibi, insanın da yenilenme gücü olduğunu, bunu anlatmak istediğini söylemişti.

\n

Gerçekten de, Fırat Suyu Kan Akıyor Baksanadan başlayarak, Bir Ada Hikâyesi, geçen yüzyılın başındaki büyük var oluş-yok oluş savaşlarından sonra Ege Denizinde, Kazdağı karşısındaki bir adada bir araya gelen türlü etnik kökenden insanların birlikte, yeni bir hayat kurma serüvenlerini anlatıyor.

\n

1912’de Balkan Savaşları başladığında Osmanlı İmparatorluğu, Arnavutluktan Kafkasyaya, Giritten Yemene uzanan geniş bir coğrafyaya yayılmıştı. Bu topraklarda yaşayan insanlar art arda üç büyük savaş yaşadı: Balkan, Birinci Dünya ve Ulusal Kurtuluş Savaşı. Ardından da mübadele (nüfus değiş tokuşu). Binlerce kilometreye yayılan, on iki yıl süren inanılmaz bir yıkım ve altüst oluş süreci.

\n

Roman kahramanlarından Poyraz Musa, Kafkas dağlarından gelmiş, Arap çöllerinde inanılmaz savaşlar görmüştür. Musa Kazım Ağaefendi, Giritteki çiftliğinde soylu Girit atları yetiştirmeye çalışırken kendini her şeyini kaybetmiş olarak bir gemide bulur. Vasili, mübadele sırasında yaşadığı yeri terk etmeyerek gizlenip adada kalmıştır.

\n

Bu insanlar ve başkaları, hep birden adada yeni bir hayat kurmaya girişirler. Arkalarında acılı bir geçmiş, önlerinde ise benzersiz güzellikteki adaları vardır. Karınca Adası zengin doğa verimliliği ile insanları mutlu edecek bütün özelliklere sahiptir. Yaşar Kemal bu simgesel adanın doğa güzelliklerini okurunu da çok mutlu edecek biçimde dört cilt boyunca tadını çıkara çıkara anlatır.

\n

Çıplak Deniz Çıplak Adada güzel günlerin simgesi menekşedir. Ada halkı menekşelerin açmasını, kokularıyla bütün insanları ve dünyayı güzelleştirmelerini beklerler: Bir yerde, ülkede, bir bahçede, evde, bir tarlada menekşe varsa orada bereket vardır.

\n

Bir de Kazdağında, Hıdrellez günü tanyerleri ışırken açan kırmızı çiçek varmış ki Kokusu insanları esrükleştirirmiş. İnsanları ölümsüzler gibi mutlu kılarmış.” Ancak, yalnız iyi olanlar, zulüm etmeyenler, tüyü bitmemiş çocukların, yetimlerin hakkını yemeyenler, insan öldürmeyenler, insan öldürenleri, insan öldürtenleri insan saymayanlar, öteki insanları küçümsemeyenler, insanın insanı sömürenlerini insanlık dışına atanlar, doğduğundan ölümüne kadar savaşlara karşı olanlar bu kokuyu koklayabilirler.

\n

Çıplak Deniz Çıplak Ada, tek başına bir roman olarak okunabilir mi? Elbette okunabilir ama yazarının çizdiği geniş destansı tablonun bütününün görülebilmesi için Fırat Suyu Kan Akıyor Baksanadan başlayarak, tadına varıla varıla okunması, okuyanda çok daha büyük ve kalıcı bir edebiyat tadı bırakacaktır.

\n

Bir Ada Hikayesi, Yaşar Kemali büyük romancı yapan bütün evrensel özellikleri barındıran görkemli bir çağdaş destan. Edebiyatımızın doruk yapıtlarından biri.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yüz Yıl Önce Balkanlar 26 Aralık 2012

Günün Köşe Yazıları