Hoşça KalAltın Portakal

14 Ekim 2012 Pazar
\n\n\n

Güzel anları, endişeleri, kavgaları, kahkahaları, gözyaşları, gürültü patırtısıyla Antalyadan Isparta ve Burdura uzanan kortejleriyle Birbirinden değerli filmleriyleGeçmişten geleceğe aktarılan bilgi ve birikimleriyle Bir Altın Portakal Film Yarışması daha sona erdi. Bütün o anlar, anıya dönüşmeye başladı bile…\n

\n

Muhteşem kapanış\n

\n

Hemen söylemeliyim: 70li yıllardan beri katılımcısıyım, bugüne dek yapılmış en güzel kapanış töreniydi. Neredeyse bir karnaval havasındaydı. Az ama öz, kısa ve vurucuydu. Teşekkürler Ayhan Sicimoğlu ve orkestrası, teşekkürler düzenleyenler ve görev alanlar!\n

\n

Sahnede Chaplinin Diktatör”, Szabonun Mefisto afişi de vardı, Aziz Nesinin Asalım”, “Keselim manşetli Marco Paşa dergisi de Silivri Cezaevi de; Madımak da sahnedeydi, muhalefet, mizah ve demokrasi tutkusu da barış düşleri de, zulümsüz, baskısız, yasaksız bir dünya hasreti de Hepsi sahnedeydi ve yine de ne Kemal Kılıçlaroğlu ne de Mustafa Akaydın durumdan vazife çıkarmaya kalkmadılar! Nutuksuz, bürokrasisiz, sıcakkanlı ve insancıl bir törendi. \n

\n

Haberlerde sonuçları okudunuz. Her jüri kendi seçimini yapar. Her yıl olduğu gibi elbet bu yıl da tartışılacak. Ben ulusal uzun film, kısa film, belgesel yarışmalarına katılan tüm sanatçıları kutluyorum. Tutkularından vazgeçmemelerini, çabayı, emeği, yaratıcılığı ve olanaksızlıklarla boğuşmayı sürdürmelerini diliyorum. \n

\n

Bugüne dek ödül alan filmlerin gişede uğradığı düşüş göz önüne alınırsa, bu yıl belki de eleştirmenlerle izleyicinin ortak bir zeminde buluşmaları daha olası görülüyor Tek tek filmler üzerine daha çok konuşacağız. Ama doğrusu en iyi kadın ve erkek oyuncu ödüllerinin, ilk filmlerini çeviren iki çocuğa verilmesi bana yanlış geldi. O çocuklara yarardan çok zarar vermesinden, vereceğinden korktum Gönlümün en iyi kadın ve en iyi erkek oyuncu ödüllerini de Jale Arıkan (“Zerre) ve Ercan Kesala (Küf) sundum. \n

\n

O, ben değilim\n

\n

Dün sonuçlar açıklandığından beri telefonum durmuyor, tebrikler yağıyor. Hemen belirteyim: En iyi ilk belgesel film ödülünü Ben, Sen, O filmiyle kazanan Zeynep Oral, ben değilim.\n

\n

İzmirde yaşayan, 1989 Ordu doğumlu bu Zeynep Oral, Yaşar Üniversitesi İletişim Fakültesini 2012de birincilikle bitirdi. Filmini görmedim ama sahnedeki duruşu, söylemi ve sonraki kucaklaşışımızla; adaştan öte duygudaş, akıldaş ve gönüldaş oluverdik…\n

\n

Bundan iki yıl önceki Altın Portakal Film Festivalinde de Atlıkarınca filmindeki rolüyle ödül alan çocuk oyuncu Zeynep Oral nedeniyle tebrikleri karşılıyor, o ben değilimaçıklamaları yapıyor; öyleyse kızınızı kutlarızlara şaşırıyordum. Yakında Türkiyenin tüm Zeynep Oralları birleşin çağrısı yapacağım! Gizli değil açık örgüt kuracağız. (Bir itiraf: Bayılıyorum genç Zeynep Oraların çoğalmasına!) \n

\n

Antalyalıların sesi\n

\n

Yazın, yazın, nooolur yazındediler çevremi saran Antalyalılar. Söz verdim yazıyorum: Tarih değişikliği istiyorlar! Antalya Altın Portakal Film Festivali ve Antalya-Konyaaltı Kitap Fuarı, ikisi de aynı haftaya sıkıştırılmış! Koca takvimde başka hafta mı yok?! Bir yanda dünyanın bütün filmleri; öte yanda dünyanın tüm kitapları Her ikisinde de yerli ve yabancı konuklar; her ikisinde de konferans, panel ve sergiler Hangisine koşacağımızı şaşırdık, hem onu hem bunu izlemek istiyoruz diye çok haklı olarak yakınan Antalyalılar! Üstelik deneyim diyor ki ekimin ilk 15 günü kente yağmur yağar! \n

\n

Elçilik görevimi yaptım: Antalya Büyükşehir Belediyesi, Konyaaltı Belediyesi ve Antalya Kültür Sanat Vakfı çözün şu takvim işini! \n

\n

Nice nice Altın Portakallara Ülkemin aydınlık, güleryüzlü, yaratıcı, ilerici güçlerine

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları