BM ne işe yarar?

30 Eylül 2015 Çarşamba

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu zemininde bir araya gelen ABD Başkanı Obama ile Rusya Devlet Başkanı Putin, yakın gelecekte kozlarını Suriye topraklarında paylaşma konusunda anlaştı! Obama, BM Genel Kurulu’nda yap
tığı konuşmada Esad’ı, çocukları katleden Tiran’a benzetti. Putin de Suriye’de ABD’nin baş düşmanı ilan ettiği IŞİD’e karşı mücadelede başlıca unsurun Esad olduğunu söyledi. Salt bu görüntüye bakanlar Obama ile Putin’in Esad konusunda birbirlerine fesat baktıklarını düşünebilir. Ancak dün her iki ülkenin dışişleri bakanlarının yaptıkları açıklamalar ABD ve Rusya’nın Esad’ın gitmesini artık öncelikli sorun olarak görmediklerini ortaya koyuyor.
ABD Dışişleri Bakanı Kerry, iki ülkenin ilkelerde anlaştığını ilan etti. Esad’ın sonuyla ilgili görüş ayrılıklarını yadsımadı. Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov ise çıkış yolunu işbirliğinde gördüklerini açıkladı.
İki taraftan gelen bu açıklamaların ortak paydasını Türkçeye şöyle çevirebiliriz:
Suriye’de bugün dökülen kan ve yaşanan dramla ilgili ikimiz de sorumluluk almayalım. Faturayı bu toprakların içinde olup biten olaylara keselim. Esad’ın bugün gitmesi ikimizin de aleyhine. Yerine daha kontrolsüz güçler gelebilir.

***

BM Genel Kurulu’nda ana konu Suriye’ydi, gözler de Obama ve Putin’deydi. Bu tabloda önemli bir eksiklik var; BM Genel Sekreteri Ban Kimun!
Birleşmiş Milletler’in bir kurul olarak işlevinin giderek zayıfladığını bu genel kurulda bir kez daha görmüş olduk. Zira her şeyi Obama  Putin görüşmesinin şekillendireceğini herkes kabullenmiş durumda. Erdoğan, BM Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesine gönderme yaparak “Dünya beşten büyüktür” diyordu. Oysa BM Genel Kurulu’nda ortaya çıkan tablo gösterdi ki, iki dünyadan büyük... Suriye konusunda belirleyici olmaktan uzak bir görüntü çizen Ban Kimun’un, “ben kimim” deyip şöyle bir aynaya bakması gerekiyor. Suriye’de istatistik rakamları vermekten bile aciz olan BM’nin genel sekreteri, “Sorunun çözümü için ABD, Rusya, Suudi Arabistan, İran ve Türkiye ortak çalışmalı” demekten başka bir şey yapmadı.

***

Ban Kimun topu 5 ülkeye attı ama o ülkelerin hiçbirinin politikası ötekine benzemiyor. İran, benim adamım Esad deyip kesip attı. Suudi Arabistan, Esad’lı çözüm istemem diyor, şu aşamada başka bir şey söylemiyor. Esad’ı öğleyin devirip Şam’da Emevi Camii’nde ikindi namazı kılmayı planlayan ama bunu yapamayınca Moskova’ya cami açılışına giden Erdoğan, yeni duruma uygun politikalar üretmeye çalışıyor. Başbakan Davutoğlu ise saplandığı stratejik bataklığın muhteşem bir şey olduğunu anlatmak için her yolu deniyor. Bu 5 ülkenin Suriye konusunda görünür gelecekte ortak bir noktaya varması çok çok zor. Başta eğit-donat olmak üzere ürettiği projeler iflas eden ABD gerçeği görüp Rusya ile ortak hareket etmenin yollarını aramaya girişti. Hiçbir uluslararası kuruluşa üye olmayan İran, tamamen kendi ülkesinin çıkarları neyi gerektiriyorsa onu savunmaktan geri durmuyor.
Bu karmaşık tablo, 1990’larda ortaya atılan “yeni dünya düzeni” kavramının tam tersine dönük “yeni dünya düzensizliği” haline geldiğini ortaya koyuyor. Böylesi durumlarda diplomasisi oturmuş, dünyaya kalbiyle değil aklıyla bakan ülkeler önceliği kendi çıkarlarına ve güvenliklerine verip bunun dışındaki her şeyi kapılarının dışında karşılarlar.
AKP’nin Moskova’dan dönen yanlış hesabının en azından BM zemininde doğruya evrilmesini dileyelim.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Seçimden sonra! 26 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları