Bayramlık

24 Ekim 2012 Çarşamba
\n

\n

Yarın bayram. İnsanlar güzel bir güne uyanmak isteyecek. Barış, mutluluk içinde yaşayabileceği bir hayat özlemine...

\n

Dünyadaki her şey en geniş anlamda insan mutluluğu için değil mi? Ekonomik ve toplumsal düzenler, alışveriş, eğitim öğretim, çalışma, hepsi insanlar mutlu yaşasınlar diye. Şu üç günlük, hepimizin gelip geçici olduğu dünya başka neye yarar, mutlu ve huzurlu yaşayamayacaksak.

\n

Bunun için ne gerek?

\n

İnsanların insan olması gerek.

\n

Ama öyle mi ya?

\n

Bir soygun düzenidir almış başını gidiyor.

\n

Geçenlerde Başbakan, özel dershaneleri kapatacağım, yurttaşları soydurtmayacağım yolunda bir açıklamada bulundu.

\n

Yalnız dershaneler mi? İnsan her adımında soyuluyor duygusuna kapılıyor bu ülkede.

\n

Hemen her gün bindiğim Harem - Sirkeci arabalı vapurlarında daha yakın zamana kadar çay da elli kuruştu, küçük bir şişe su da. Özelleşti mi ne oldu anlayamadım; çay oldu bir lira yirmi beş kuruş. Su da öyle. Ne oldu da bir günde elli kuruşa satılan çay, bir lira yirmi beş kuruşa satılmaya başlandı. O gün bugündür içime bir soyulma duygusu yerleşti, vapurda çay içemez oldum. Susadıysam vapura binmeden elli kuruşa bir büfeden alıp suyumu öyle biniyorum. Zaten vapur biniş fiyatları da daha yeni arttı, ona da alışamadık. Kullandığımız şeylerin fiyatları arttı diye, bizim ücretlerimiz artıyor mu!

\n

Soygunu sürekli kılabilmenin bir yolu da sürekli yalanla desteklemek.

\n

Dünyanın en pahalı benzinini kullanıyoruz. Neden?

\n

Devlet bütçemiz denk olsun diyeymiş. Benzin sadece arabası olanın harcaması değil ki! Antalyadan domates, Uludağdan su getiren kamyon da kullanıyor onu. Yediğimiz domatese, içtiğimiz suya dek iğneden ipliğe her şeye yansıyor en pahalı benzinin fiyatı.

\n

Bütçemiz denk olacak ama vatandaşın boğazından keserek öyle mi?

\n

Şu her gün defalarca söylenen, Avrupanın durumu çok kötü, bizimse çok iyi yollu açıklamaların da büyük bir yalan olduğunu düşünmeye başladım. Bizim insanlarımız her gün dağlarda ölüyor, işsizler dağıtılan makarnayla, bulgurla yaşamaya çalışıyor, iş bulabilenler acımasızca sömürülüyor. Avrupalı yiyor içiyor, geziyor tozuyor. Kabataş-Aksaray tramvayında Avrupalılardan yer bulunamıyor binecek.

\n

Avrupa krizde, ama gelirleri bizim dört katımız olan ülkelerde benzin bizden ucuz. Orada hiçbir yönetim krizden kurtulmak için vatandaşının boğazını sıkmaya yanaşmıyor.

\n

Bu nasıl bir krizse, insanın içi gidiyor; biraz da biz şu krize girip Avrupalılar gibi yiyip içsek, gezip tozsak diye iç geçiriyor.

\n

Savaşsız, sömürüsüz, yalansız nice bayramlara

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yüz Yıl Önce Balkanlar 26 Aralık 2012

Günün Köşe Yazıları