Federalizm ayrılıkçılığa çare mi?

04 Ekim 2015 Pazar

İspanya, bu sorunun cevabını arıyor.
Katalanların bağımsızlık referandumu ardından tanıştığım İspanya’nın en etkili yorumcularından Jose Antonio Zarzalejos hemen ilk elden; “Katalanların bu çok büyük bağımsızlık tehdidinden ancak federal bir yeni anayasa ile kurtulabiliriz!” demiş, eklemişti:
“2015 genel seçimleri, demokrasiye geçiş yıllarından bu yana yapılacak en önemli seçim olacak. Ve kimse mutlak çoğunluk sağlayamayacak. Bu nedenle siyasi güçler arasında yeni bir ‘pakt’ın oluşması; 2015-19 arasında yeni bir federal anayasa reformunun müzakere edilmesi kaçınılmaz olacak…”
Uzun yıllar Madrid’de muhafazakâr ABC gazetesini yöneten, sonra Bask bölgesinde El Correo de Bilbao’nun genel yayın yönetmenliğini yapan, “ayrılıkçılık” konularındaki uzmanlığı ile tanınan Zarzalejos’a “federal derken neyi kastediyorsunuz” dediğimde aldığım yanıt; “Katalan özerk yönetimin mali, dil, kültürel konulardaki yetkilerini arttırmak. Daha çok finansal yönetim, daha çok yetki ve daha çok ‘ulusal kimlik’ vermek…” olmuştu. Zarzalejos daha sonra: “İspanya’nın dengesi Madrid-Barselona hattından geçer. Bu denge bozuldu. Dengeyi yeniden kurmak lazım” demişti.
Katalan seçimlerini müteakip Zarzalejos’un analizi şimdi yeni bir güncellik kazandı. Katalanların, bağımsızlık yanlıları, karşıtları arasında yüzde 48-52 oranıyla bölündüğü sandık sınavı ardından; Madrid’de muhafazakâr hükümet başkanı Rajoy 20 Aralık’ı “genel seçim tarihi” olarak saptadı.
20 Aralık seçimleri, Zarzalejos’un sözleriyle tümüyle bu “Madrid-Barselona dengesinin yeniden kurulması” üzerinde olacak. Ve Katalonya’nın ayrılıkçılık tehdidinin gölgesinde yapılacak.

‘Vizyonlu siyaset zamanı’
İktidardaki Rajoy muhafazakârları ile yoklamalarda “başa baş” görünen anamuhalafetteki sosyalistler-PSOE, tehdidi savuşturmak için seçim kampanyasına şimdi bir “federal anayasa reformu” önerisi ile giriyor.
Partinin seçim programı koordinatörü olan Meritxell Batet, önceki gün El Pais’e verdiği bir söyleşide bunu duyuruyor ve yeni anayasada, Katalan “ulus kimliğinin”, siyasi olmasa da çok daha güçlü bir “kültürel vurguyla” tanımlanması gerektiğini söylüyor.
Batet’in özelliği kendisinin de Katalan olması, partide bu kimliği ve lider Sanchez’e yakınlığı ile öne çıkması…
Meritxell Batet’in “Şimdi diyalog ve (vizyonlu) büyük siyaset yapmak zamanı!” sözleriyle tanımladığı bilinmeyenlerle dolu İspanya’nın yeni konjonktüründe, Podemos ve Ciudadanos gibi yeni partilerin alacakları tavırlar da çok önemli.
SYRİZA’nın kardeş partisi Podemos; Yunanlı ruh ikizinin badirelerinden yara aldı.
Geçen kış yoklamalarında “ilk parti” çıkan sol oluşum, kan kaybı yaşıyor.
Katalan seçimlerinde de varlık gösteremeyen parti, “Ciudadanos”la 3’üncülük, 4’üncülüğe yarışıyor.
Biri “sol”, diğeri “sağ”da; internetteki yeni örgütlenmelerin örneği olan bu iki parti, özellikle gençlere hitap ediyor. “Federalizm” tartışmalarına da büyük ölçüde açıklar.
Bu alternatife şiddetle karşı çıkan başat güç, 20 Aralık seçimlerini “merkeziyetçi İspanyol milliyetçiliğinin” bayrağı yapmaya hazırlanan ve halen mutlak çoğunlukla iktidarda olan muhafazakârlar.

‘Tarih hiç geçmiyor’
Futbol maçlarından işyerlerine, ailelere kadar sirayet eden “yerel-ulusal milliyetçilik kutuplaşmasının” nereye varacağı belli değil.
Sorunun kökenleri sadece “kültürel” ve “ekonomik” değil; aynı zamanda “kronik” ve “tarihi”.
Türkiye’de Kürt sorununda olduğu gibi, İspanya’da da devletin kriz yaşadığı ve zayıfladığı her durumda “Katalan problemi” nüksediyor.
Katalanların son “ayrılıkçılık” denemesi, 1930’larda iç savaşta kanla bitmişti…
Tanıdığım en keskin İspanya analistlerinden olan Jose Antonio Zarzalejos; “Tarih burada hiç geçmiyor. Geri dönmek için en zayıf anları bekliyor” diyor.
Ekonomik kriz ve iktidar partisi ile kral ailesinin yolsuzluk skandallarıyla yıpranan, “zayıf düşen devlet”; karşılığını İspanya’da yükselen Katalan ayrılıkçılığında buluyor.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kılıçdaroğlu vakası 14 Nisan 2024
31 Mart’ın bahsi 7 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları