Ahlaksızlığın adı faşizm!

04 Ekim 2015 Pazar

Balığın başı koktuysa, kuyruğunu kurtaramazsınız!
Vurun, öldürün, yok edin sizden olmayanları! Sizin gibi düşünmeyenlere hayat hakkı tanımayın!
Fazla ince eleyip sık dokumaya gerek yok... Faşizm için incelik gerekmez. Ne denli hoyrat, ne denli acımasız olursa, o denli mubah! Zorbalık, hoyratlık, magandalık, kabadayılık, kaba kuvvet ve şiddet bu işin raconu!
Dün cemaat – iktidar işbirliğiyle sahte deliller, sahte “suç unsurları”, sahte belgeler, sahte bahanelerle, yalanla dolanla, sabaha karşı polislerinizi salıp girdiniz işaretlediğiniz evlere... Adları İlhan Selçuk ya da Türkan Saylan, Ali Yarbay, Kuddusi Okkır hiç fark etmez. Onları siz öldürdünüz. Daha dün savcı polis işbirliğiyle, düzmece deliller ve kurmaca mahkemelerle daha nicelerine hayatı zindan ettiniz. Yaşamları ve ocakları söndürdünüz!
Sizin pisliklerinizi ortaya çıkaran yazarları, gazetecileri yok etmek için onları zindanlara tıktınız. Bilgisayarlarına girdiniz. Yayımlanmamış kitaplardan korktunuz. Rezilliğinizi ortaya koyan makaleleri boğdunuz. Hayatı özgür düşünenlere ve ailelerine zehir ettiniz. Onları ölüme mahkûm ettiniz...
Size biat eden, “İstersek seni sinek gibi ezeriz” diyen tetikçilerinizle; beğenmediğiniz gazetenin camlarını indiren, parti bürolarını basan kabadayılarınızla; “Bunları zamanında dövmeliydik” diyen milletvekillerinizle, halkın seçtiği temsilcileri Meclis’ten atmaya kalkışan bakanlarınızla; benden başkasına oy verme diyen, muhalefet eden herkesi vatan haini ilan eden hasta kafalarınızla haliniz gerçekten çok acıklı... Ama size acımıyorum. Çünkü bu ahlaksızlığınızın adı faşizmdir.

Ahmet Hakan’a ve özgür basına
1 Ekim’de PEN Türkiye Merkezi olarak Ahmet Hakan ve
davalı gazeteciler bağlamındaki dayanışma mesajımızı, burada sizlerle paylaşıyorum:
“Önce tehditler, ardından hedef göstermeler ve sonra ölümle, yaralanmayla, sakatlanmayla sonuçlanabilecek saldırılar... Amaç ortadan kaldırmak. Amaç korkutmak. Amaç özgür düşünenlere gözdağı vermek... Bunlar daha önce de denendi ve yapıldı. Ancak basına ve ifade özgürlüğüne yönelik bu saldırılar, yazarları ve gazetecileri yıldırmadı. Bundan sonra da yıldıramayacaktır. Gazeteci Ahmet Hakan’a evinin önünde yapılan saldırıyı kınıyor, özgür basın dünyasına geçmiş olsun diyoruz.
Ekim ayı boyunca hemen hemen her gün bir basın emekçisi yargılanacak. ‘Eleştiri’ görevini yerine getiren gazetecilerin birçoğu ‘hakaret’ten suçlanıyor. Yargılanan meslektaşlarımızla dayanışma içinde olduğumuzu ve davaların takipçisi olacağımızı bildiriyoruz.”
6 Ekim’de Sedef Kabaş; “yolsuzluk iddialarıyla ilgili takipsizlik kararı veren yargıcı unutmayın” dediği için...
8 Ekim’de Özgür Mumcu “Zalim ve Korkak” yazısıyla Cumhurbaşkanı’na hakaretten...
12 Ekim’de Ceyda Karan ve Hikmet Çetinkaya “Charlie Hebdo” kapağını köşelerinde yayımladıkları için...
13 Ekim’de Ahmet Şık “Paralel Yürüdük Biz Bu Yollarda” kitabı için...
20 Ekim’de Barış Pehlivan (Odatv) “Şaşırtıcı Benzerlik” yazısında Erdoğan’a hakaretten...
20 Ekim’de Ender İmrek (Evrensel) Cumhurbaşkanı’na hakaretten...
22 Ekim’de Barış İnce (Birgün) akrostişli savunma metni yoluyla Cumhurbaşkanı’na hakaretten yargılanacaklar...
Bunlar ilk aklıma gelenler... Haydi kolay gelsin!
 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları