Celal Üster

Nereye kadar?..

04 Ekim 2015 Pazar

Bizim medyada pek rağbet görmez ama, ABD’de her yıl çeşitli dallarda Pulitzer ödülleri verilir. Özellikle gazeteciliğin değişik alanlarında dağıtılan Pulitzerler çok saygındır.
Bunun nedeni de, ödüle adını veren Joseph Pulitzer’in, yayımladığı gazetelerde, siyasal yolsuzlukları ortaya çıkarmayı ilke edinmiş, araştırmacı gazeteciliğe öncülük etmiş olmasıdır. Son günlerde, kimi gazetelerin muhalif gazete ve gazetecilere yönelttikleri iftiraları, kışkırtılmış bir güruhun Hürriyet gazetesine karşı giriştiği saldırıları, yönlendirilmiş lumpenlerce Ahmet Hakan’a yapılan saldırıyı izlerken, Pulitzer’in bir sözünü anımsamadan edemiyorum:
“Ahlak ilkelerini bile bile çiğneyen, yalnızca kendi çıkarını gözeten, halk avcısı, fırsat düşkünü bir basın, eninde sonunda, kendisi kadar alçak bir halk yaratır...”

***

İnsanlar, yüzyıllardır özgürlük mücadelesi veriyorlar. Baskı görmeden, çekinmeden düşüncelerini dile getirmek için. Kimseye kul köle olmamak için.
İbsen’in dediği gibi, özgürlük uğruna savaşmaya giderken insanın asla en iyi pantolonunu giymemesi gerektiğini biliyoruz.
Camus’nün dediği gibi, özgürlüğün, bir başına koşulan, adamın iflahını kesen bir uzun mesafe yarışı olduğunu da bilmiyor değiliz.
Ama nereye kadar?
18. yüzyılın Fransız edebiyatçı ve filozofu Diderot, kendince bir sınır koymuş bu yarışa:
“Son kral son rahibin bağırsaklarıyla boğuluncaya kadar insanlar asla özgür olmayacak...”  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Irgat’ın Türküsü 14 Mayıs 2018

Günün Köşe Yazıları