Daha da kötüsü

06 Ekim 2015 Salı

“Herkes köpeğine sahip çıksın!” Bu sözler Saadet Partisi Genel Başkanı’na ait. Mustafa Kamalak, Ahmet Hakan’ın darp edilmesi vesilesiyle basına yönelik her türlü saldırıyı sert biçimde kınadığı konuşmasında şunları da söylemiş:
- Eğer saldırgan bir köpeği başıboş olarak bir kimse sokağa bırakıyorsa, emin olun o saldırgan köpeği sokağa bırakan sahibi de o köpekten daha şerefsizdir.
Sayın Kamalak’ın “köpek” benzetmesini pek uygun bulmadığımı söylemeliyim. Köpek, nihayet sahibini korumak için havlar ve ısırır. O kendini besleyene sadakat gösterir bu davranışıyla. Gerçi köpekler için haysiyet ve şeref söz konusu değildir, ama eğer benzetme yapılacaksa, sadakatta, şerefsizlik aramak biraz zorlama oluyor.
Hem Kamalak, başıboş bırakılan köpek benzetmesi yaparken hangilerini kastediyor?
Havlayanları mı, ısıranları mı?
Çünkü malum olayımızda her ikisi de mevcut, hoşa gitmeyen gazetecileri tehdit ile yetinen kimilerini havlayanlar kategorisinde ele almak, bilfiil saldırıda bulunanların eylemlerini de ısırmak olarak tavsif etmek mümkün, eğer benzetmeyi benimserseniz.
Ama ben yine de köpekleri tenzih ederim.

***

Ahmet Hakan’ın, sık sık iktidarın, eleştiriyi de aşan suçlamalarının hedefi olması, iktidarın yandaşları tarafından dayak ve ölümle tehdit edilmesi, nihayet, çalıştığı Hürriyet gazetesinin uğradığı taşlı sopalı saldırıda AKP Gençlik Kolları Başkanı, milletvekili Abdurrahim Boynukalın’ın yer alması, ardından da AKP Kongresi’nde divan kuruluna seçilmesi, Hakan’a saldıran dört kişiden üçünün AKP üyesi çıkması, saldırganlar ile iktidar arasında bağ aranmasına neden oluyor.
Bütün bu veriler, bu bağlantıyı arayanları haklı çıkaracak niteliktedir.
Buna karşılık AKP’liler bu tür bağlantıyı yadsımaktalar. Ahmet Hakan’a saldıranların üçünün partili çıkması üzerine bunların ihraç işlemleri derhal başlatılmıştır. Abdurrahim Boynukalın’ın divan kuruluna seçilmesi olayını ileri sürenlere, kendisinin 1 Kasım seçimlerinde aday gösterilmemesi olgusuyla yanıt verilmektedir.
Kısacası, AKP’yi eleştirenler, saldırganlarla iktidar arasında bağlantı arıyor, iktidar çevreleri de bu bağın olmadığını kanıtlamaya çalışıyorlar.

***

Aslında bu bağlantının olmaması, derecesini etkilese bile iktidarın sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.
Hatta diyebiliriz ki, eğer saldırganlar ile iktidar arasında bir bağlantı varsa bu kötü, hem de çok kötüdür. Çünkü bu durumda Türkiye faşizmin filizlenme aşamasını geçmiş, kökleşme evresine varmış demektir.
Ama eğer cana kasteden bu saldırı, herhangi bir iktidar odağıyla bağlantı olmaksızın, fazla heyecanlı yurttaşların durumdan vazife çıkararak gerçekleştirdikleri bir eylemse bu daha da kötüdür.
Çünkü böyle bir durum, her an patlamaya hazır dinamit durumuna düşürülmüş Türkiye’nin, bir iç savaşın eşiğine geldiğini ve bir adım ötesinde de, kucağına düşebileceğini göstermektedir.
Ülkeyi iç savaşın ya da bir kaosun eşiğine getiren bu durumun baş kışkırtıcısı bizzat iktidar canibindedir.
Artık onun kim olduğunu ismen belirtmek siz okurlarımın zekâsına hakaret olur. Onu ismen biliyor, cismen görüyorsunuz, hem de her gün!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları