Kılıçdaroğlu Olayı

31 Ocak 2009 Cumartesi

Hesap Uzmanlığı kurumu, 1945 yılında kanunla kurulurken, günün birinde bu yeni kurumun mensuplarından birinin İstanbulun makûs talihini yenmeye soyunacağı bilmem düşünülmüş müydü?

Hesap Mütehassıslığı kurumunun yerine getirilen Hesap Uzmanlığının mensupları Türk bürokrasisinde Hariciye ile birlikte elit oluşturan Maliyenin içinde de elit bir kurumdu, yani Fransızların deyimiyle creme de la cremedi Hesap Uzmanları. Oraya mensup olmak için sıkı sınavdan geçirilirdi.

Bürokrasinin bu kadar elit bir kurumundan süzülüp gelen kişilerin siyasette önemli roller oynaması doğrusu sevindiricidir.

Kemal Kılıçdaroğlu bu görüşün canlı kanıtıdır. Devlet kadrolarında iyi yetişmiş, halim selim görünüşü, kamuoyu gözünde Kemal Beyin imajına katkıda bulunuyor sanırım. Çünkü atıp tutan, ama bir işe yaramayan politikacı örneğini o kadar çok gördü ki halkımız, halim selim Kemal Beye bakarak, atalarımızınYumuşak atın çiftesi pek olursözünü anımsayıp, onu kendi özlemleriyle özdeşleştirerek, idol haline soktu.

Bay temiz siyasetya daBay temiz toplumdeseniz Türkiyedeki insanların çoğunda Kemal Kılıçdaroğlu çağrışımı olacağı kesindir.

***

Doğrusu CHP İstanbul milletvekilinin yarattığı bu imaj, geldiği seçkin kurumla da çok iyi bağdaşmaktadır.

Burada seçkinler kavramıyla karşılaşıyoruz. Siyaseti angıtlara bırakmayı seven, kerizmayıkarizmaya yeğ tutan bir toplumun politik yaşamında elitlerin hor görülmesine şaşmamak gerek.. şaşılacak olan bu yanlış algıyı düzeltmek durumunda olanların da ona alkış tutmalarıdır.

Kemal Kılıçdaroğlu ise siyasetteki doğru ve etkin çizgisiyle elitlerin bu alanda ne denli önemli, hatta hayati roller oynayabileceğini göstermiştir.

Kılıçdaroğlu konusunda şaşılacak bir başka olay da, kamuoyunun dikkatini bu kadar geç çekmiş olmasıdır.

Oysa kendisi, Tuncay Özkanın Kanaltürkünde, Tuncay Molleveisoğlu ve bir ara onun yokluğunda kanalın öbür temel direklerinden olan Merdan Yanardağın (bu iki isme dikkat ediniz, Türk basın tarihinde çok önemli yerlere geleceklerdir) yönettikleri Yolsuzluk ve Yoksullukprogramlarında, bütün pislikleri, örneğin Almanyada mahkûm olmasından çok önce Deniz Feneriolayını belgeleriyle ortaya sermekteydi.

Buradan çıkarılacak sonuç şudur ki, bir toplumda kirlenmişliğin boyutu, toplumun o konuya ilgisiyle ters orantılı olduğudur.

***

Kemal Kılıçdaroğlunun, CHP tarafından İstanbul Belediye Başkanlığına aday gösterilmesine başlangıçta sevinmedim.

Bu hoşnutsuzluğun nedeni, değerli politikacımızın belediye hizmetlerinde uzman olmaması kaygısı değildi. Çünkü onu da, ehil danışmanlar ve yardımcılarla aşacak yapıdadır Kılıçdaroğlu.

Bu adaylığın Kemal Beyin parti içindeki yetkisini azaltmaya yönelik olduğu tezlerini de hiç mi hiç geçerli bulmuyorum. İstanbulun yönetimi, Türkiyede başbakanlıktan sonra gelen ikinci önemli mevkidir.

Benim tercihim, Kılıçdaroğlunun temiz siyaset - temiz toplumişlevinin, tüm Türkiyeyi kapsayacak biçimde parti genel merkezinde yerine getirilmesiydi.

Ama her beş yurttaşımızın birinin oturduğu İstanbulun Belediye Başkanlığının ne denli önemli olduğunu düşününce, yukarıdaki sav da önemsizleşiyor.

Yine de Kemal Beyin adaylığı konusunda kimi çekincelerimi belirtmeliyim.

Politikada temizlik ne denli yaşamsal olursa olsun, salt kendi başına yeterli değil.. onun İstanbullunun yaşamına dönük projelerle desteklenmesi de zorunlu.

Öte yandan Kemal Kılıçdaroğlunun kamuoyunda çok tutulan imajı, dürüstlüğünün yanı sıra efendi kişiliğinden geliyor. Seçim kampanyası sırasındaki tartışmalar, Kemal Beyi o kişilikten uzaklaştırıp, siyasetçinin ortalama düzeyine çekme tehlikesi taşıyor. Bu durumda kendisine söylenecek tek şey şudur:

- Kemal Bey efendi üslubunuzu bozmayın! Siz onlara uymayın!

asirmen@cumhuriyet.com.tr



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları