AKP’nin Suriye yaklaşımı düzelmez

08 Ekim 2015 Perşembe

Tayyip Bey buyurmuş:
- Rusya'nın Suriye ile sınırı da yok. Orada ne arıyor?
Şimdi bu sözlere, "Aferin coğrafyası iyiymiş, Rusya'nın Suriye ile sınırı olmadığını biliyor; peki, BOP'un eşbaşkanlığına soyunurken bölgede bütün sınırları değiştireceğini haykıran bugünkü tüm mazartalarn sorumlusu olan ABD'nin bölgeye sınırı olmadığını bilmiyor muydu"dan başka ne denebilir ki?
Rusya'nın Suriye'deki meşru hükümetin daveti üzerine olaya müdahil olması hem dengeleri değiştirmiş, hem Türkiye'nin Suriye politikasını bir kez daha iflas ettirmiş hem de Ankara'yı Moskova ile karşı karşıya getirirken Türkiye'nin Suriye konusundaki girişimlerinde manevra alanını daraltmıştır.
Türkiye'nin desteklediği El Nusra örneği dinci terör örgütleriyle mücadelede artık Esad'ın; Rusya gibi güçlü bir desteği vardır.
ABD ise Rusya'nın müdahalesine karşı koymak gibi bir tutum içinde değildir.
Esad'ın pozisyonu güçlenirken Ankara'nın manevra olanaklarının daraldığı görülüyor.

***

Türkiye kendisini enerji konusunda göbeğinden bağımlı olduğu Rusya ile karşı karşıya getiren kriz ortamında, yangına körükle gider bir tavır içerisindedir.
Tayyip Bey, tarafı olduğu 1 Kasım seçimi öncesinde her türlü gerginlikten medet umar, afra tafra stratejisini yeğlemiş görünüyor.
Her ne kadar Davutoğlu Ahmet Bey, "Angajman kurallar açık, değil uçak bir kuşun bile sınır ihlaline göz yumamayız" dese de, kimse olayın, dalaşma boyutunu aşıp çatışmaya dönüşeceğinden korkmasın! Çünkü izlenen politika atıp-tutma politikasıdır, yapıp-etme değil.
Rusya'nın Suriye'ye meşru müdahalesi. Ankara ne kadar direnirse dirensin, politikasını etkisizleştirerek etkileyeceği gerçeğini önceden kavramak gerekirdi.
Hâlâ Rusya'nın orada ne işi olduğunu kavrayamadan, politikayı yönetmek konumunda olan tek adamda ise o çap yok.
O bölgeye Sünni - Vahabi gözlükle yaklaşan politikasının esiri olmaya devam edecek.

***

Mezhepçi yaklaşımdır bölgeyi kan ve ateş çemberi içine hapseden.
Bölgede mezhep çatışmasına destek olmak, kaçınılmaz olarak oraya bir sürü gücü de davet etmek demektir. Tayyip Bey, Rusya'yı davet edenler arasında. istemese de kendisinin de bulunduğunu görmelidir.
Bölgeye ve bu arada Suriye meselesine mezhepçi bakışla yaklaşan AKP'nin bu politikasının neden hiçbir şekilde düzelemeyeceğinin nedenini Emre Kongar'ın salı günkü "Aydınlanma" köşesinde okumak mümkün.
Emre Hoca bu çok önemli yazısında, önceden de dile getirdiği gerçeği bir kez daha vurgulamış. Hoca'nın yazısından bir bölümü aktarıyorum:
"... Sınıfsal bağlan zaten kurulamamış olan ülkemizdeki siyasal partiler, böylece sermaye sınıfı ve işçi sınıfı gibi sınıfların değil Türk, Kürt, Alevi, Sünni gibi etnik ve dini kimliklerin yansımaları olarak algılanmaya başlamıştır.
Elbette bu oluşumda ülkeyi 13 yıldır yöneten AKP'nin, Sünni mezhepçilik üzerine inşa edilmiş olan politikası da çok etkili olmuştur."
Hoca'nın bu açıklamasından sonra, varlığını Sünni mezhepçilik üzerine oturtan AKP'den Suriye'ye mezhepçi Sünni - Vahhabi yaklaşımını değiştirmesini istemek komik kaçacak.
AKP'nin Sünni - Vahhabi mezhepçi Suriye politikası hiçbir zaman düzelmez.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları