Mümtaz Soysal

Psikoterapi

01 Şubat 2009 Pazar

DAHA dün bu sütunda yazılmıştı: Davos gibi yerler, yanlarına profesyonel diplomasinin yardımını almadan oralara katılan siyasiler için pek tekin sayılmaz. Geçen gece olanlar oldu; Başbakan sinirlerine egemen olamadı ve kendi açısından kârlı, devletin dış politikası açısından zararlı olabilecek bir olay yaşadı. Devlet adamlığına soyunmuş bir politikacının daha soğukkanlı davranmayı öğrenmiş olması gerekmez miydi?

Türkçe konuşması iyi ki İngilizceye çevrilmekteydi; çevrilmeseydi ya da Fransızca gibi senle sizayırımı yapılan bir dile çevrilseydi, bir cumhurbaşkanına sen diye seslenmenin ayıbı yaşanmış olacaktı.

Daha önemlisi, sen dediğiniz kişiye siz dediğinizde bununla onun halkını, ulusunu, devletini kastettiğiniz açıkça belliyken İnsan öldürmeyi siz iyi bilirsiniz derken arkasını iyi düşünmek gerekmez miydi? Bu söz üzerine İsrailin ve ABD başta olmak üzere bütün dünya ülkelerindeki Musevilerin Ermeni soykırımı sorununda artık Türklerden yana cephe tutmalarına olanak kalmış olabilir mi?

Davos olayı elbet Erdoğana ve partisine oy getirecek ve gitmiş oyların hiç değilse bir bölümünü geri alma fırsatı verecektir. Libyadan ve Filistinden alkış alması da doğaldır. Ama, bu iki yer dışındaki ülkelerin yönetimleri kendisine açıkça sıcak bakamayacakları gibi, oralardaki insanlar da, onun tutumunu ne denli beğenmiş olurlarsa olsunlar, beğenmişliklerini açığa vurmaktan çekinecek kadar susturulmuş sayılmazlar mı?

Bu açıdan bakınca, Davosta olanlar son aylardaki tutumundan ötürü Batı başkentlerinde üstü zaten çizilmiş bir siyasinin üzerine bir başka çizgi daha eklenmesine yol açacaktır. Böyle düşünülürse, olayı bir siyasinin dış dünya gözünde bir çeşit bombalı intihar girişimi olarak görmemek zordur.

Artık aynı olayın Türk dış politikası açısından da bir intihara dönüşmemesini ummaktan başka çare kalmamıştır.

Ama şurası tuhaf ve çelişkili bir gerçek: Böyle bir davranış, yıllar yılı AB karşısında onuru örselenmiş, askerine çuval giydirilmiş, hem haklı hem de güçlü olduğu Kıbrıs davasında bile haksızlığa uğratılmış ezik bir halkın gururunu okşayacak, onun için bir avunma vesilesi olacaktır.

Buna karşılık, daha da önemli olan, aynı halkın böylesine eziklik durumlarına düşürülmemesi değil miydi? Çok yakın bir geçmişte kendi insanlarınıza o durumları yaşattıktan sonra şimdi eziklik kompleksinin giderilmesi için böylesine kolay bir tedavi yoluna başvurmak biraz ucuz kahramanlık olmuyor mu?

[email protected]


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Çelişki Korkusu 19 Mart 2014
Acı 14 Mart 2014

Günün Köşe Yazıları