Yahya Arıkan

'Varlık Barışı'nda yeni önlemler alınırsa para gelir

01 Şubat 2009 Pazar

©‘Varlık Barışı’ yasasına yeterince ilgi gösterilmemesinin nedeni “beyan edilecek değerlerle ilgili olarak kişilere yeterli güvencelerin verilmemesi”. Örneğin Kambiyo Mevzuatı veya Gümrük Kanunu yönünden bir soruşturma yapılmayacağına dair herhangi bir düzenleme yok.

Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanun ile gerçek ve tüzel kişilere, üzerinden yüzde 2 vergi ödemek suretiyle yurtdışındaki varlıklarını, üzerinden yüzde 5 vergi ödeyerek de yurtiçinde kayıt dışında kalmış varlıklarını kayıt altına alma olanağı sunuldu. Şimdi varlıkları yurtiçinde veya yurtdışında bulunanların bu haklardan yararlanabilmek amacıyla 2 Mart 2009 günü mesai saati sonuna kadar başvuru olanağı var.

Yasanın tek amacı, hiç şüphesiz sadece kayıt altındaki kişilere çeşitli olanaklar sunmak değil. Kanunun bir amacı da Hazineye gelir temin etmek. Ancak yetkililerin açıklamalarına göre şimdiye kadar bu kanundan yararlanmak için beklenen anlamda bir müracaat yok.

Yeterli müracaat olmamasının nedenleri araştırıldığında, temel sebebin kanunda beyan edilecek değerlerle ilgili olarak kişilere yeterli güvencelerin verilmemesiolduğu ortaya çıkıyor. Örneğin bu kanuna göre beyan edilen değerlerden hareketle Kambiyo Mevzuatı veya Gümrük Kanunu yahut Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu ve Türk Ceza Kanununda yer alan düzenlemeler yönünden bir soruşturma veya kovuşturma yapılmayacağına dair bir güvence kanunda yer almıyor.

Öte yandan ileride matrah farklarından mahsup edilmek üzere bu kanuna göre beyan edilecek ve vergilendirilecek değerlerin, geçmiş dönem kayıtlarında sahte veya yanıltıcı belge ile ilgili olarak kod listelerine girmiş firmalardan alınmış ve Vergi Usul Kanununun hapis cezası öngördüğü türden belge bulunanlara bir faydası yok. Kanun bu durumda olanları cezalı katma değer vergisi tarhiyatından ve hapis cezasından kurtarmıyor.

Yine bu kanuna göre beyan edilen değerlerin ileride, geçmiş dönemler için indirim konusu yapılmış KDVsinde matrah farkı bulunacaklara veya müteselsil sorumluluk düzenlemeleri uyarınca sorumlu tutulacaklara da bir faydası yok. Durum böyle olunca, kanundan yararlanmak için müracaat etmenin ve vergi ödemenin de pek fazla bir anlamı kalmıyor.

 

Yasa nasıl işliyor?

Söz konusu kanun ile yurtiçinde bulunan ancak işletmelerin öz kaynakları içinde yer almayan bu türden varlıkların sermaye olarak konulmak suretiyle işletmelerin öz sermaye yapılarının güçlendirilmesi, amaçları doğrultusunda düzenlemeler yapıldı. Yurtdışında bulunan para, döviz, altın, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ve taşınmazların milli ekonomiye kazandırılması ana hedef. Kanunla getirilen düzenlemeler ve kapsamı şöyle:

1- Yurtiçinde bulunan varlıklarla ilgili uygulama esasları

Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanunun 3. maddesinde yer alan hükme göre, gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerince sahip olunan ve Türkiyede bulunan ancak 01.10.2008 tarihi itibarıyla defter kayıtlarında yer almayan para, döviz, altın, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazların;

4 02/03/2009 tarihine kadar rayiç bedelle vergi dairesine beyan edilmesi,

4 Defter tutan mükelleflerce defterlere, taşınmazlar dışındaki varlıkların banka ve aracı kurumlardaki hesaplara yatırılmak suretiyle kaydedilerek pasifte özel bir fon hesabı açılması,

4 Fon tutarının beyan tarihinden itibaren altı ay içinde sermayeye eklenmesi.

Beyan edilen değerler üzerinden % 5 oranında vergi ödenmesi öngörüldü.

2 - Yurtdışında bulunan varlıklarla ilgili uygulama esasları

Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanunun 3. maddesinde yer alan hükme göre, 01.10.2008 tarihi itibarıyla sahip olunan ve yurtdışında bulunan;

4 Para, döviz, altın, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazların, 02/03/2009 tarihine kadar rayiç bedelle banka veya aracı kuruma bildirilmesi veya vergi dairesine beyan edilmesi,

4 Para, döviz, altın, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının bildirim veya beyanın yapıldığı tarihten itibaren bir ay içinde Türkiyeye getirilmesi veya Türkiyedeki banka veya aracı kurumda açılacak bir hesaba transfer edilmesi,

4 Beyan edilen değerler üzerinden % 2 oranında vergi ödenmesi öngörüldü.

Vergi dairesine beyan edilen varlıkların değeri üzerinden % 2 oranındaki vergi, vergi dairesince tarh edilecektir.

Banka ve aracı kurumlara bildirilen varlıklara ilişkin olarak ise banka ve aracı kurumlar, kendilerine bildirilen varlıklara ilişkin olarak % 2 oranında hesapladıkları vergiyi, bildirimi izleyen ayın on beşinci günü akşamına kadar vergi sorumlusu sıfatıyla bir beyanname ile bağlı bulundukları vergi dairesine beyan edecek ve aynı sürede ödemeyi yapacaklardır.

 

3 milyon 800 kişiye sicil affı

Merkez Bankası verilerine göre, 2008 sonu itibarıyla ferdi kredi ve kredi kartı borcunu ödeyemeyenlerin sayısı 635.500 kişi. Karşılıksız çek ve protestolu senet sayısı ise 3.200.000. Toplam 3 milyon 800 kişinin yararlanabileceği 28 Ocak 2009 tarihinde yürürlüğe giren yasayla bu kişilere sicil affı olanağı getirildi.

Buna göre gerçek ve tüzel kişilerin, ödeme tarihi, kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce olup da kullandığı nakdi ve gayri nakdi (kredi kartı kullanımı gibi) kredinin ödemelerini aksatan gerçek ve tüzel kişilerin, ticari faaliyette bulunan ve bulunmayan gerçek kişilerin ve kredi müşterilerinin;

4 Karşılıksız çıkan çek,

4 Protesto edilmiş senet,

4 Kredi kartı

4 Diğer kredi borçlarına ilişkin kayıtları.

Söz konusu borçlar yasanın yürürlük tarihinden önce veya yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 6 ay içinde ödenmesi veya yeniden yapılandırılması halinde, borcun tamamının ödenmesini müteakiben Merkez Bankasında tutulan kayıtlardan silinecek.

Merkez Bankasınca kayıtların silinmesinden sonra, bankalar, finansal kiralama şirketleri, faktoring şirketleri ve tüketici finansman şirketlerince yapılacak kredilendirme, çek karnesi verilmesi ve diğer işlemlerde silinmiş kayıtlar dikkate alınmayacak.

 

SSK'li emeklinin maaşından icra kesintisi yapılmaz

 

Yaklaşık bir buçuk yıldır SSK emekli maaşımdan icra kararıyla kesinti yapılıyordu. Yeni öğrendim ki SSK maşından kesinti yapılamıyormuş. Nasıl itiraz edebilirim? Avukata ihtiyacım olabilir mi? Kendim de takip edebilir miyim? Zeynep İmer

SSK emeklisinin maaşından kesinti yapılmaması gerekir, bunun için itiraz edilmesi gerekli ve uzman bir hukukçudan destek alın.

 

Bağ- Kur'lu şirket ortağı SSK'li olarak çalışır mı? 

Limited şirketi ortağıyım ve şu an Bağ-Kurluyum. Ortaklıktan ayrılmadan başka bir işyerinde SSKli olarak çalışabilir miyim? Çalışmam halinde durumum ne olur. Ortaklık benim Bağ-Kurluluktan ayrılmamı gerektirir mi? Ercüment Sarı

Şirket ortaklığınız devam ettiği sürece başka yerlerde işçi olarak çalışsanız bile SSK primi ödemeden sadece gelir vergisi ödersiniz. Bağ-Kur sigortanız devam eder.

 

1 Ekim öncesi doğumlara borçlanma tanınmıyor

 

1992 yılında ilk defa sigortalı olarak işe başladım. Daha sonra işten ayrılıp 1996 yılında doğum yaptım. Sonrasında isteğe bağlı olarak sigortamı ödedim. 2 yılı aşkın süredir tekrar sigortalı bir işte çalışmaktayım. 1 çocuk için sigortamı bir defada ödeyip ödeyemeyeceğimi (ortalama ne kadar tuttuğunu) ve bu iş için hangi makama ve hangi evraklarla başvuracağımın bildirilmesini rica ediyorum. Senem Ulusoy

SGK 1 Ekim öncesi doğumlara borçlanma hakkı tanımıyor.

 

Soru - Cevap

Sorularınız için malicozum6ismmmo.org.tr adresine mail atabilirsiniz. Tüm sorular e-posta ile tek tek cevaplanacaktır.

 


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları