Mehmet Özgül

Önce tut sonra yut

11 Ekim 2015 Pazar

Sözün bittiği yerdeyiz. Milletimizin başı sağolsun. İçim yanıyor. Terör saldırısında hayatını kaybedenlere Allah rahmet etsin. Ailelerine ve sevenlerine sabırlar diliyorum.
Üzüntünün zirve yaptığı gün, sözcükler de boğazımıza diziliyor. Öyle bir gündeyiz ki, hiçbir başarı acımızı dindirmeyecek. Ama şartlar ne olursa olsun işimizi olabildiğince iyi yapmak zorundayız. Biz de oyuncularımız da. Hoca hedefi koydu: Mazeret yok, 2 maçta 4 puan. Bu demek ki önce oyunu tut, 1 puanı cebine koy 3 gelirse eyvallah.
İlk yarı oyun tam bu felsefenin göstergesiydi. Savunmamız sağlamdı, oyunu forse eden rakibine bir pozisyon verdi. Bir de pozisyon bulduk ama Hakan önündeki arkadaşına pas verse gol şansı olacaktı, şutu deneyerek yanlış yaptı.
İlk yarı topa hakim olamayan takımımız bir puana oynuyorsa savunmamız ilk yarıdaki baskıya dayanamayabilir. Yenecek golün telafisi çok zor olurdu. O nedenle takımı itecek değişimler gerekirdi. Olmadı. Ama ikinci yarının başında Arda’nın pasında Hakan uygun pozisyonu değerlendiremedi. İlk hamle iki kez kalemizi yoklayan Çek’lerden geldi. Son yarım saate girilirken hocanın senaryosu anlaşıldı: Pas yapan oyuncularla oyunu tut! Tuttular da. Ve piyango: Penaltı. Ve hamle. Cenk-Volkan. Bu Çek’lerin açığını yakalamak demekti. Volkan yakaladı ama direğe takıldı. İlk yarıya oranla oyuna ortak olarak baskıyı kırdık. Pas yüzdemiz yükseldi. Arda-Hakan işbirliği ikinci golü getirdi. Sorasında farkı açabilirdik de ama zoru başardık.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sorunlar yumağı 13 Şubat 2017
Riekerink’in şapkası 5 Şubat 2017
G.Saray’a hüsran! 22 Ocak 2017

Günün Köşe Yazıları