Darbe teşebbüsü - 10.10.10

11 Ekim 2015 Pazar

Dün onuncu ayın, onuncu günü, saat ondu.
Evet, hiçbir darbe teşebbüsü, rejime yönelik hiçbir saldırı bu ölçüde kanlı olmamıştı.
Dün Ankara, cumhuriyet tarihinin en kanlı müdahalesine sahne oldu.
“Şoka giren” iktidarın kendine gelebilmesi için 5 saat 40 dakika geçmesi gerekti.
Üç sayın bakan sonunda lutfedip ölü ve yaralı sayısını açıkladılar.
Bu arada “Istifa?” sorusuna gülüp geçme, “istihbarat eksiği” sorusu ile de dalga geçme fırsatı da elde etiler.
Bir de üstüne tüy dikip “Olaya geçici yayın yasağı” koydurdular.
Yasağın “geçici” olması Başbakan’ın birkaç saat sonraki açıklamalarına fırsat tanımak içindi!

***

Artık çok klasikleşmiş bir yaklaşımdır:
“Kim çıkar sağlıyorsa fail odur!”
Katilamın yaratacağı kaostan yararlanabilecek o kadar çok “çevre” var ki!
“Gerçek” faili belirlemek hiç mümkün görünmüyor.
Zaten bu tür olaylar da bunun için gerçekleştirilir.
Örnek çok...
Uğur Mumcu’nun gerçek katillerinin bulunmaması, Hrant Dink’in öldürülmesini,
Suruç’un “faili meçhul” kalması dünkü katliamı teşvik etmiştir.
Başbakan’ın yakalandı dediği Suruç katilleri, Ogün Samast türü bir yakalamadır!

***

Adalet Bakanı “Istihbarat zaafı var mı” sorusunu “Bize intikal etmiş bir şey yok!” diye yanıtladı.
Istihbarattan Ba?bakan ve istihbarat bürokrasisi sorumlu...
Adalet Bakanı da Içişleri Bakanı gibi yıllanmış birer AKP bürokratı. Sözde “bağımsıız seçim bakanı” sıfatı ile hükümet üyesi oldular.
Elbette MIT bürokrasisine toz kondurmayacaklar.
Olaydan 11 saat önce Twitter’den “Ankara’da patlayacak bomba” diye iki ayrı ihbar yapılıyor. Bakan bey belli ki bunu istihbarat saymıyor.
Zaten istihbarat birimleri de saymamış...

***

“Fail” ve “çıkar sağlayacak çevre” o kadar çok ki...
Yakın, orta ve uzun vadeli çıkarı olanlardan coğrafi, siyasi, mali hesap içinde olanlara dek yığınla çevre!
Dünkü katliam, mitingden, barıştan hoşlanmayan dahili ve harici sayısız çevrenin ekmeğine yağ sürüyor.
Temel hedef belli ki halkı özgürlük, adalet ve demokrasi talebinden vazgeçirmek ve can derdine düşmesini sağlamak.
Korkumuz, “Türkiye Malezya olur mu?” idi!
Iktidar ve muhalefetiyle silkinmezsek Suriye daha yakın!
Zaten 2 küsur milyonu da hazır içimizde...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Erdoğannâme... 14 Nisan 2024
At binenin 7 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları