Zorunlu bir açıklama

11 Ekim 2015 Pazar

Sevgili okurlar, siz bu yazıyı okuduğunuzda, Uluslararası PEN Kongresi için Kanada yolundayım. PEN Türkiye Merkezi’nden 2. Başkan Halil İbrahim Özcan, Genel Sekreter Tülin Dursun ve ben, Uluslararası PEN Federasyonu’nun Quebec’te gerçekleştirilecek 81. Kongresi’ne gidiyoruz.
Kongre 12-16 Ekim tarihlerinde... 15 Ekim’de Uluslararası PEN’in yeni başkanı seçilecek. Üç başkan adayından biri de benim.
(Zorunlu açıklama faslı şimdi geliyor.)
Geçen hafta sonu, değerli meslektaşım, Sevgili Ece Temelkuran aceleci davranıp 15 Ekim’i, seçimi beklemeden, gönül sesine kulak verip beni “Twitter”da Uluslararası PEN Başkanı ilan edince... MEDYATAVA ondan alıntı yapıp “haberi” manşetine taşıyınca... Sanal ortamda doğru/yanlış hiç bakmadan herkes birbirinden alıntı yapıp dağıttıkça.... Tebrikler yağmaya başladı... Ve ben öldüm, öldüm, öldüm... (Türkiye’de bunca önemli şeyler olurken gel de bir yanlış haber yüzünden öl!)
Sevgili Ece’ye, “Allah söyletti” diyeceğim ama son zamanlarda Tanrı’nın adı öyle kötü kullanıldı ki, bunu demeye de gönlüm razı olmadı...
Ece ikinci bir “tweet” ile durumu düzeltmeye çalıştı. Medyatava haberi kaldırdı ama yaydan fırlayan oku durdurmaya, dizginlemeye olanak yok. Her gün yeni dalgalar halinde yeni kaynaklar gösterilerek tebrikler yağıyor. Üstelik “önceki doğru değilmiş ama bu kez kesin seçilmişsiniz!” notu eklenerek... İmdaaaaaat!
Olmadığım bir şeyi olmuş gibi göstermek... Hiçbir şey “olmak” istemeyen, sadece “yapmak” isteyen bana ne büyük bir ceza! İmdaaaat!
Haftayı, binlerce elektronik iletiye, “seçim henüz olmadı” yanıtı vermekle; kullanmayı pek de başaramadığım sanal ortama, “lütfen bu yanlışı düzeltin” mesajı yüklemeye çalışmakla enerjimi tüketerek geçirdim.

Önümüze bakalım
Uluslararası PEN Federasyonu 1921’de Londra’da kuruldu. 150’ye yakın ülkede 20 bini aşkın üyesi olan bu kuruluşun bugüne dek hiç kadın başkanı olmamış.
Bence büyük ayıp! Ne müthiş bir çelişkidir ki, (ya da hayatın cilvesidir ki) Türkiye’de PEN’in kuruluşu, 1950’de bir kadının, Halide Edip Adıvar’ın girişimiyle gerçekleşmiş!
Bu yıl önce çeşitli aday isimler ortada dolaştı. Sonra yedi, sonra beş derken, baktık elene elene resmi açıklamayla üç isim belirlenmiş.
Üçü de kadın. Meksika’dan Jennifer Clement; Sırbistan’dan Vida Ogjdenoviç ve Türkiye’den ben.
Hangimiz seçilirsek seçilelim başarılı olmak zorunluluğu var. Çünkü sonuçta Jennifer, Vida ya da Zeynep değil, “Kadın başkan başaramadı” olur.
O nedenle birbirimizle rekabet ya da bir yarış halinde değiliz! Dayanışma içinde “nasıl daha etkili hizmet edebiliriz”e yoğunlaşıyoruz.
Yine de siz bana olumlu enerji yollamaya devam edin... Mutlak etkisi olur.
Bu arada iznimi kullanıyorum, bir süre benden yazı yok... Dönüşte buluşmak üzere, hepinize sevgiler, saygılar...  

 

* Bu yazı barış katliamından önce yazılmıştır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları