Elde Var Hamas

02 Şubat 2009 Pazartesi

Bırakınız haklı olduğunuz bir konuyu, haksız olduğunuz bir alanda bile diplomasi ile amaçlarınıza ulaşabilirsiniz. Eğer diplomaside ustalık nedir, biliyorsanız. Öyle zaman olur ki, içinizden karşınızdakinin yüzüne küfretmek geldiği zaman bile, duygunuzu bastırır, öfkenizi yatıştırır, muhatabınızın elini ayağını dolaştırır, onun yanlış yapmasını, öfkelenmesini, haksız duruma düşmesini sağlayabilirseniz.

Hele bir de haklıysanız, demeyin diplomasinin keyfine

Hele bir de güçlüyseniz, yeme de yanında yat.

***

Diplomatik tavırkoymanın tarihte sayısız örneği var. Masadan kalkmak, masaya yumruk vurmak, toplantıyı terk etmek, bir daha masaya dönmemekle tehdit etmek, görüşmeleri çıkmaza sokmak sık sık kullanılan yöntemlerdir. İsterseniz, sadece Türk diplomasisinden örnekler verelim.

Lozan görüşmeleri sırasında Dışişleri Bakanı İsmet İnönü masadan kalkmıştır. Çünkü, konferans masasında karşısına geçenler, ki, devrin en güçlü, en acımasız devletleridir, yeni Türkiyeyi daha doğmadan boğmak istemektedirler. İsmet İnönü, Kurtuluş Savaşının son aşamasına gelmiş bir Türkiyeyi temsil etmektedir. Görüşmeleri kesip henüz işgal altındaki İstanbul ve Trakyayı askeri bir harekâtla ele geçirebilecek güce sahiptir. Nitekim, bu amaçla 1inci Ordusuna da hazırol emri verilmiştir. O noktada İnönü, (Atatürkün izin ve talimatıyla) masadan kalkar. İkinci kez masaya oturduğunda artık koşullar değişmiştir. Rakipleri, karşılarında kararlı ve güçlü bir yeni devletin olduğunu anlamışlardır.

1974’te Cenevredeki Kıbrıs görüşmeleri sırasında da Dışişleri Bakanı Turan Güneş (Başbakan Bülent Ecevitin izin ve talimatıyla) masadan kalkmıştır. Çünkü karşısındakiler, haklı ve güçlü olduğu bir davada Türkiyeyi mahkûm etmek istemektedirler. Güneşin masadan kalkmasından hemen sonra Türk Silahlı Kuvvetlerinin İkinci Kıbrıs Harekâtının başladığı hatırlardadır.

Yanlış hatırlamıyorsam, bundan bir yıl sonra, 1975te Helsinkideki Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Örgütü toplantısında, dönemin Başbakanı Süleyman Demirel, Rum Yönetimi lideri Makariosun Kıbrıs Cumhurbaşkanı olarak kürsüye çağrılmasını protesto etmek için sıra kapağına vurarak toplantıyı terk etmiştir. Kıbrısta 40 bin Türk askerinin mevcut olduğunu o gün herkes biliyordu.

Lozanda da, Cenevrede de, Helsinkide de, Başbakan Erdoğanın Davosta yaptığına benzer bir hareket, bir söylem yoktur. Ama üçü de gereken mesajları vermiş, amacına ulaşmıştır. Üstelik, Lozanda ve Cenevrede ortaya konulan tavır, iktidar sahiplerinin (Atatürk ve Ecevit) sayısız eleştiriye uğrama ve oy kaybetme riskine rağmen konmuştur.

***

Lozandaki tavır sonucu elde edilen koskoca bir Türkiye Devletidir.

Davostaki tavırdan elde kalan nedir?

Hamas Sadece Hamas.

Kimse, Olur mu, Arap kamuoyunun desteğini kazandık yademesin, çünkü öyle bir kamuoyu yok.

[email protected]



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Türkel... 9 Şubat 2009
Elde Var Hamas 2 Şubat 2009
Uğur Mumcu Işıktır 26 Ocak 2009

Günün Köşe Yazıları