Sizleri sevindiremedim

18 Ekim 2015 Pazar

Dünyanın neresinde olursanız olun... Orada hangi nedenle bulunursanız bulunun... Eğer ülkenizde 10 Ekim Ankara vahşeti yaşanmışsa... Barışı, demokrasiyi, emek, hak ve hukuku savunan insanlar katledilmişse... Bu kıyıma göz yumanların; oluk oluk kan akıtanların hoyratlığını, utanmazlığını, rezilliğini günü gününe izliyorsanız... Uzaklara gitmiş olan sadece bedeninizdir. Yüreğinizin, aklınızın, ruhunuzun her zerresi, Ankara Garı önünde kalmıştır. Sevgili Okurlar,
Sizlere bu yazıyı Kanada Quebec’deki Uluslararası PEN Kongresi’nden yazıyorum.
Bildiğiniz gibi Dünya Yazarlar Birliği PEN, bu kongrede yeni başkanını seçecekti. Başkanlık için üç adaydan biri de bendim. Geçen pazar bu köşede bu konuyu sizlerle paylaştığımda, aldığım mektup, ileti, destek sözcükleri karşısında neye uğradığımı şaşırdım.
Biz ne yapabiliriz” diye soranlar... Moral verenler, akıl verenler, güç verenler, sevgi verenler... Her birini yüreğime yerleştirdiğim tümceler arasında beni en çok etkileyen, hep tekrarlanan “Türkiye’yle ilgili, güzel bir habere öyle çok ihtiyacımız var ki!” tümcesiydi. “Hadi, bizi sevindir” diyordu satırlar.
Seçimler yapıldı. Ve kazanan ben olmadım. Vida Ognjenovic (PEN Sırbistan) ve beni geride bırakan Jennifer Clement (Meksika PEN) oldu.
Jennifer Clement, ünlü bir yazar ve şair. Romanları, öyküleri, şiirleri birçok dile çevrilmiş, sayısız ödül kazanmış. Meksika ve Amerikan vatandaşı.
Jennifer Clement kongreye bir yıldır mükemmel bir biçimde hazırlanarak gelmişti. Arkasında tüm Latin Amerika ülkeleri, ABD’nin kurumları ve olanakları, ev sahibi Kanada vardı. Kongreye adeta Amerikan Başkanlık seçimleri havası egemendi. Daha baştan pek bir şansımız olmayacağı belli gibiydi. Ama yine de Vida da ben de, dört gün boyunca kahramanca (!) hem dayanıştık, hem de sabahtan akşama “mücadele” ettik. Her gün farklı grupların karşısına çıkıp aklınıza gelebilecek her soruyu yanıtladık.
Bana en çok yöneltilen sorular: Ankara’daki katliam, Erdoğan... Türkiye’deki düşünce ve ifade özgürlüğü... Hapisteki gazeteci ve yazarlar, tehdit altındaki ve mahkemelerde süründürülen yazar ve gazeteciler... Kürt sorunu, Ermenistan ilişkileri, mültecilerle ilgili konulardı
Üçümüze de en çok sorulan soru, PEN’e nasıl gelir sağlayabilir, sübvansiyon bulabiliriz sorusuydu. Bir ara dayanamadım. “Keşke biz üçümüz yerine Rockefeller ailesinden birini aday gösterseydiniz” deyiverdim. Ortalık buz kesti. Şaka olarak söyledimdi ama galiba anlatamadım.
Sonuçlar açıklanınca Jennifer Clement’i canı gönülden kutladım, başarılı olmasını diledim. Muhteşem bir başkan olacağına inanıyorum... Böylelikle neredeyse yüz yıllık varlığında, uluslararası PEN’in ilk kez bir kadın başkanı oldu.
Bütün bu süreçte bana olumlu enerji, iyi dilekler yollayan; bana yardım eden, destek veren tüm okurlara ve dostlarıma, PEN Türkiye Yönetim Kurulu’na çok teşekkür ederim. Sizlerden gelen her ileti bana sonsuz güç kattı. Başkan seçilmediğim için üzülmedim. Aksine, üzerimden büyük bir yük, baskı kalktı, rahatladım. Tek üzüntüm, sizleri sevindirememiş olmam...
NOT - Bir sivil toplum örgütü olan “Ankara Kitaplığı”nın davetlisi olarak, “O Güzel İnsanlar”ı anlatmaya Toronto’ya gidiyorum. Bu hafta yazıları aksatabilirim. Şimdiden izin istiyorum.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları