Duvar Yazıları

Artık böyle kapak oluyor

19 Ekim 2015 Pazartesi

İtalya’da yayımlanan “Internazionale” dergisi, İtalyan aydınların okuduğu en önemli haftalık dergi. Fransa’da çıkan “Courrier International” gibi dünya basınındaki en aydınlatıcı ve ilgi çeken yorumları bir araya getiriyor.

Son sayısı bu kapakla çıktı, Başlık: “Türk terörü”

Alt başlık, “Suikastler, Kürtlerle çatışma, muhalefete saldırı. On üç yıl sonra Recep Tayyip Erdoğan hükümeti ile ülke uçurumun kenarında.”

Türkiye, dünyaya artık böyle kapak oluyor!

Makyaj dökülüyor.

Murat Bardakçı, TV’yi bıraktı

Türk televizyonlarında “Tarih Programları”nı başlatan gazeteci olarak tarihe geçen Murat Bardakçı, iki hafta önce televizyona veda edip programını bitirdi.

Ankara’da katliam bombası patlayınca dikkat çekmedi bu gelişme.

Ancak geçen hafta sonu durum fark edildi. Murat Bardakçı ile birlikte Prof. Erhan Afyoncu da “Tarihin Arka Odası”na veda ettiler.

İlk 100”üncü programını “şampanya” ile kutlayan Bardakçı, 7 yılda 350 kadar program yapmış oldu.

Murat Bardakçı, “Neden bıraktınız” sorusuna “Her şeyin belli zamanı vardır, 7 sene sonra bırakma zamanı gelmişti” yanıtı verdi.

“Dönüş olmaz mı?” sorusuna ise, “Hayır” diye net yanıt verdi.

Bardakçı’yı tanıyanlar ise, “Israrlara danamayıp geri dönerse hiç şaşırmayız” diyorlar.

Bu adam neler mi yaptı?

Yandaş Star gazetesi, Erdoğan’a güzelleme yapmış ve “Bu adam size ne yaptı?” diye 21 madde yazmış. Biz de kendi 21 maddemizi yazdık. Takdir sizin.

* Ankara’da kendisi için dünyanın en büyük sarayını dikti.

* İstanbul’da kendisi için Boğaz manzaralı saray yaptı.

* Havuz kurup damadı için medya imparatorluğu kurdu.

* İstanbul’un 2 milyon ağacını kestirip otoyol yaptırdı.

* Bir havaalanı varken yandaş konsorsiyumuna yenisini yaptırdı.

* Siyasi literatüre “sıfırlama”yı soktu.

* IŞİD’in peşine düşmedi, “kupon” arazi peşine düştü.

* Başkalarının önüne yatan bakanlarının rüşvetlerini örtbas etti.

* “PKK ile masaya oturan şerefsiz” dedi, ama oturttu.

* IŞİD’i kollamam dedi, TIR’lar suçüstü yakalandı.

* Orduya, askerlere kurulan kumpasların avukatı oldu.

* Gazeteci kovdurdu, hapse attırdı, çıkmamış kitap yasaklattı.

* Alo Fatih’ler tutup televizyon altyazılarına karıştı.

* Ekmek almaya giderken ölen çocuğun annesini mitinglerde yuhalattı.

* Yemin billah etti, politikadan elini eteğini çekmedi

* “400 vekil olsaydı, böyle olmazdı” dedi, inkâr etti, yazanları aforoz etti.

* Şehit tabutunun önünde nutuk çekti, şehitlere “Kelle” dedi.

* Çiftçileri perişan etti, “Ananı da al git” diye fırçaladı.

* Soma’da madende ölen 300 işçiye ağlayanı tartakladı.

* Mersin’i, Sinop ve İğneada ormanlarına nükleere kurban etti.

* Milletin yiyeceğine, içeceğine, eteğine, bebeğine, her şeyine laf etti.

Merkel sarayı istemedi, onlar geldi

İngiliz Financial Times gazetesi, Alman Başbakanı Merkel’in Erdoğan’la birlikte “Kaçak Saray”ında poz vermek istemediğini ve bu yüzden İstanbul’a geldiğini yazdı biliyorsunuz.

Bu iddia, Erdoğan’ın “Başınıza Kaçak Saray kadar taş düşsün” sözleriyle aynı güne rastlayınca acaba “Merkel’e de mi kızdı?” diye akla soru geliyor. Bir de Erdoğan, Merkel’i saraylarda, altın tahtlarla karşıladı.

Bu konunun açıklığa kavuşması şart.

Eğer Merkel’in “Ankara’ya gelmem” dediği ve bunu da Türkiye’ye kabul ettirdiği gerçekse, şöyle bir ayıp ortaya çıkıyor: Hem Cumhurbaşkanı Erdoğan, hem de Başbakan Davutoğlu, sadece Merkel istedi diye Ankara’dan İstanbul’a gelmiş oluyorlar.

Bizce böyle bir ihtimal yoktur.

Olamaz, olmamalı.

Ama gerçek neyse bilmek de hakkımız.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Gargaraya getirmek 28 Haziran 2016

Günün Köşe Yazıları