Köprü’den Tampon’a

20 Ekim 2015 Salı

“Doğu-Batı arasında bir köprü” denilen ülkemiz, şimdi de “Batı için Doğu’ya karşı bir tampon” oldu!
Türkiye, AKP’nin “Stratejik Derinlik” politikası içinde boğulmaya devam ediyor:
AKP iktidarı, ne de olsa “Stratejik Derinlik” çerçevesinde, “Komşularla sıfır sorun” diyerek ülkemizi Ortadoğu’da “oyun kurucu” (!) yaptı:
Türkiye’yi gırtlağına kadar “Ortadoğu bataklığına” soktu...
İntihar bombacısı üretmek yetmiyormuş gibi, intihar bombacılarının hedefine de koydu!

***

AKP yönetimi, ABD’nin öncülüğündeki yanlış Ortadoğu politikasına balıklama dalıp “kraldan çok kralcı” bir yaklaşımla, mezhepçilik çizgisinde aşırı gidince...
Bu politikanın yanlışlığını görüp, dizginlere asılan ABD ve müttefikleri yanında ve Rusya- İran-Suriye ittifakı karşısında kontrpiyede kaldı!
ABD’nin bölgedeki vurucu müttefiki haline gelen ve Rusya ile de iyi geçinen Kürtlerle de düşmanlaşınca, “Şerefli yalnızlık” gibi tam bir hezimeti ifade eden süslü bir ifadenin arkasına sığındı ama bölgedeki bütün gücünü yitirdi!

***

ABD’nin artık çark ettiği ve Türkiye’nin hâlâ ısrarla sürdürdüğü yanlış politikaların sonucunda, Avrupa, büyük bir mülteci akını sorunuyla karşı karşıya kalınca, ülkemiz bu kez bir “Tampon” olarak gündeme geldi!
Tarihin ve talihin ne garip cilvesidir ki, Türkiye, Suriye ile kendisi arasına bir tampon bölge” kurmak isterken bırakın bunu becermeyi, bizzat kendisi, Avrupa ile Ortadoğu arasında bir “Tampon ülke” oluverdi...
Artık bir zamanlar
Kaddafi’nin yüklendiği AB için “sınır bekçiliği” görevine “atandı”!

***

Büyük politikacı, büyük bilimci, rahmetli Erdal İnönü, o kıvrak zekâsıyla, “Türkiye için ‘Doğu ile Batı arasında köprü’ diyorlar. İyi ama köprüden geçilir, onun üstünde yaşanmaz. Nereye ait olduğumuza ilişkin bir karar verip orada yaşamak gerek” derdi!
Ve elbette, çağdaş uygarlığın bir parçası olarak, Batılı demokrasileri hedeflerdi.
Şimdi Türkiye, Avrupa Birliği’ne katılmak yerine, onu Ortadoğulu mülteci akınından korumak için, 3 milyar Avro karşılığında bir “Tampon ülke” konumu, bir “sınır bekçiliği” işlevi üstleniyor!

***

Merkel’in apar topar yaptığı ziyaretin sonucu, 3 milyona yaklaşan Arap mültecilere 2 milyon daha eklenip AB ülkeleri üzerindeki mülteci baskısının azaltılmasıdır.
Bu korkunç olayın ekonomik sonuçları bir yana, öyle anlaşılıyor ki, AKP, Türkiye’yi yeniden biçimlendirirken sadece eğitimden değil, doğrudan doğruya Müslüman Arap ithalatından da yararlanacak.
Erdoğan-Davutoğlu ikilisinin Merkel’den istedikleri arasında Nobel Barış Ödülü yoktu ama Erdoğan’ın durup dururken birdenbire gündeme getirdiği Nobel eleştirilerinden çıkan manayı da herkes anlamıştır zaten!

***

Sonuç olarak AKP’nin “Stratejik Derinlik” politikası Türkiye’yi AB için, “Tamponluğa”, “Sınır bekçiliğine” indirgemiştir!
Vatana millete hayırlı olsun!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yeni anayasa tuzağı 19 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları