İmam Davos'ta Havlu Attı!

04 Şubat 2009 Çarşamba

Küresel ekonominin mimarları olan işadamları ile siyasacıları karşılıklı etkileştirmek amacıyla yıllardır İsviçrenin Davos kentinde buluşturan Dünya Ekonomik Forumu (DEF) toplantılarında kriz (bunalım) sözcüğü katılımcıların ağızlarından düşmedi. Bugüne değin kurguladıkları başarısız ekonomi çarkının dişlilerinin teker teker dökülmesi ile ortaya çıkan küresel bunalıma çareler aradılar. Ancak Türkiyenin başrolde olduğu bir bunalım baş gündemi oluşturdu.

Ortadoğu barışında arabuluculuğa soyunan ve Nobel Barış Ödülüne heveslenen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan sinir bunalımı geçirerek küresel kameralar önünde hışımla oturumu terk etti. Erdoğanın bu davranışının biçimsel ve özde nedenleri var.

***

Gazze: Ortadoğuda Barış Modeli konulu oturumun yöneticisi için gerçekten çok acemiydi denilebilir! Ama bana göre acemilikten çok Vaşington Post gazetesi yazarı David Ignatiusun bilinçaltından sızan kasıtlı tutumu bunalımı fişekledi. Ünlü Ermeni yazar Villiam Saroyanla babası Harputtan hemşeri olan ve soykırım kavgacılarından Ignatusun böyle bir oturumu yönetmesini kabul etmesi, Erdoğan için baştan hataydı.

Türk diplomatları, katıldıkları uluslararası toplantılarda oturumlara başkanlık edenlerin önyargılı, taraflı tutumları ile oldum olası mücadele etmişlerdir. Bu konuda kendimden bir örnek vermek isterim.

Tarihsel miras kaçakçılığının önlenmesi amacıyla 90lı yılların başında Romada düzenlenen Unidroit toplantılarına katılan Dışişleri Bakanlığı Kültür İşleri Genel Müdürü Büyükelçi Kutlu Özgüvençin başkanlığındaki Türk heyetinde danışman olarak bulunmuştum. Toplantı Türkiye, Yunanistan, Kıbrıs, Suriye, Irak, Hindistan ve Afrika gibi kurban ülkeler ile ABD, İngiltere, Almanya, Fransa, Japonya, İsviçre gibi pazar ülkeleri arasında kıran kırana bir hukuk mücadelesi içinde geçiyor ve bir uluslararası sözleşme hazırlanıyordu.

Toplantıyı tarafsız (!)” yönetmesi için İsviçreden bir hukuk profesörü atanmıştı. Ne var ki başkan kurban ülke temsilcilerinin konuşmalarını 3 dakikadan sonra kesiyor, pazar ülke temsilcilerinin 30 dakikalık konuşmalarına müdahale etmiyordu. Sözde tarafsız başkan, kurban ülkelerinin canını sıktığı halde, kimse bir şey diyemiyordu. Bir ara benim de konuşmamı kesmeye kalkınca ağzımdan baklayı çıkarmak zorunda kaldım.

Sayın Başkan! Siz şu anda burada tarafsız bir hukuk profesörü şapkanızla mı yoksa İsviçredeki ünlü antika kaçakçıları birliği üyelerinin davalarına giren avukatlık şapkanızla mı bulunuyorsunuz? Dikkat ediyorum hep kurbanların sözünü kesiyorsunuzdedim. Kendisini dosyalarımdan tanıyordum. Selçuk Müzesinden 1970lerde çalınıp İsviçre üzerinden bir Amerikan koleksiyoncusuna satılan görkemli bir bronz vazo olayında kaçakçıları temsil etmişti. Toplantı sırasında da İsviçre Antikacılar Birliğinin Baş Hukuk Danışmanı idi. Toplantıya katılanlar başkanın öteki şapkasını, açıklamamla öğrendiler. Başkan bu beklenmedik açıklama karşısında kızardı, bozardı, süklüm püklüm oldu ve o andan sonra ne benim sözümü ne de kurban ülke sözcülerinin konuşmalarını kesti. Uluslararası toplantılarda kimin elinin kimin cebinde olduğunu önceden bilmek önemli bir kazançtır. (DEF) Başkanı Klaus Schvabın yerine, oturum yöneticiliğine Ignatiusun getirildiğini ve onun kim olduğunu bile bile Erdoğanın oturuma katılması önemli bir hataydı.

***

Tüm dünyanın PKK gibi bir terör örgütü olarak kabul ettiği Hamas üzerine Erdoğanın söyledikleri gerek İsrailde, gerek ABDde ve gerek ABde büyük tepkilere yol açmıştı.

19 Ocakta Kahirede yapılan Filistin sorununun çözüm toplantısına Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de katılmıştı. Ancak İsrail Başbakanı Ehud Olmert, toplantıya katılanlara verdiği yemeğe Gülü davet etmeyerek, Erdoğana tepkisini dolaylı olarak ortaya koymuştu.

24 Ocakta ABDdeki Yahudi kuruluşları, en güçlü lobi örgütleri açıklama yapmakla kalmamış, Erdoğana bir de ortak mektup göndermişlerdi. ABD Bnai Brith Başkan Yardımcısı Daniel Mariaschin, Türkiyede Yahudi aleyhtarı gösterilerin yarattığı hasarı onarmaya çağırırken Haması destekleyen açıklamalar, bu terör örgütünün kucaklandığını görmek, bir terör örgütüyle özdeşleşmek bizim için çok korkunç bir sürpriz oldu demişti. Anti-defamation League (İnkâr ve İftiraya Karşı Birlik) adlı örgütün başkanı Abraham Foxman da Erdoğanın İsraili iğneleyici lanetlemesi ve alaycı bir biçimde insani kaygıların arkasına saklayarak Haması koşulsuz kucaklamasına karşı çıkmıştı. Bu örgütler, oturumun yapılacağı 29 Ocak günü Avrupada yayımlanan International Herald Tribune gazetesine de yarım sayfa ilan vererek, uyarıda bulunmuşlardı.

Yeni ABD Başkanı Barack Hussein Obama da Ortadoğu özel temsilcisi George Mitchellin Ankara ziyaretini ertelemedi, iptal etti.

Avrupalılar da tepkilerini değişik biçimde ortaya koydular. NATO şemsiyesi altında Afganistanda asker bulunduran Türkiyeyi Pariste yapılan toplantıya değil, yemeğe davet ettiler. Dev Nabucco boru hattı tasarımı konusunda Türkiyenin önemli rolünü görmezden gelen AB, Budapeştedeki toplantıya Ankarayı davet etmedi.

Erdoğan, Filistin halkının haklarını değil, terör örgütü Hamasın haklarını gölge Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlunun burnunun doğrultusuna giden siyasasını uyguluyordu. İmam Erdoğanın dış siyasasındaki üç imamzadesi Ali Babacan, Egemen Bağış ve Davutoğlu, dışişleri koridorlarından geçmedikleri için monşer sayılmazlardı. Monşer olmayanlar, Türkiye Cumhuriyetinin dış siyasasını ancak bu denli yürütürlerdi.

Oturumun özünde İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peresin sesini yükselterek Her gün İstanbula 100 kez bomba atılsa, siz ne yapardınız? sorusu Erdoğanı sinirlendirmiş olabilir. Bize kalırsa Erdoğanı sinirlendiren olay 2 Ocakta bu köşede yazdığımız ve Başbakan Ehud Olmertin kendisini mandepsiye bastırması (oyuna getirmesi) idi. Olmertin Ankara ziyaretini şu sözle yorumlamıştık: Topal ördek Olmert, giderayak 22 Aralıkta ihaleyi kotarmış, Hanukasını kutlamış, Hamasçıların yerleşkelerinde taş üstünde taş bırakmamış, Ankarada Erdoğana timsahın gözyaşlarını akıttırmıştı.” Olmert, Ankarada Gazzeye saldırı konusunda tek söz söylememiş, 141 milyon dolarlık elektronik sistem ihalesini cebine koyarak ülkesine döndüğünün ertesi günü saldırıyı başlatmıştı.

Amerikan Yahudi Komitesi Genel Müdürü David A. Haris Davosta sinir bunalımı geçiren Başbakan Erdoğan Yahudi düşmanlığı ateşine gaz döktüderken, Cumhurbaşkanı Gül, eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, eski Dışişleri bakanları Hikmet Çetin ve İlter Türkmen Hamas karşıtı demeçlerle Erdoğanı uyarıyorlardı. Dış siyasa, Milli Güvenlik Kurulunun değişmez gündem maddesidir. TSKden yapılan resmi açıklamada ulusal çıkarların gözetilmesi çağrısı kimin umurundaydı?

Ama imam diplomat Erdoğan, sabaha karşı Atatürk Havaalanında AKPnin bindirilmiş kıtalarının karşılayışından gurur duyuyordu. Sanki Davosta ringe havlu atan o değildi!

En Başarılı Parlamento Muhabiri!

Sevgili dostum Orhan Durunun ardından kısa da olsa yazmak istedim. Orhan ile 60lı yılların başında Başbakanlık merdivenlerinde bekleşirken tanışmıştık. O Ulus, ben de Cumhuriyet adına oradaydım. 27 Mayısın üniversiteden çıkardığı 147 bilim insanı içinde tek asistan idi. Veterinerdi. Fransızca biliyordu. Bir süre sonra yeni öğrenmeye başladığı İngilizcesini pekiştirmeye ABDye gitti. Büromuzdan bir arkadaşımız ayrılınca temsilcimiz Kemal Aydar, gidenin yerine kimi alacağımızı sordu. Ben Orhanı önerdim. Kabul etti. Orhana öneriyi ben götürdüm. Parlamento muhabiri olarak çalışmaya başladı. Kısa sürede kıdemli parlamento muhabirleri Orhanın önünde düğmelerini ilikler oldular. Kültürel birikimi, olayları algılamadaki gücü ile parlamentoda 1 numara oldu. Sıkıcı görüşmeleri bile izlerken, elinden yine kitap eksik olmadı. Parlamento kulisinden çıkardığı pek çok atlatma haber başlıklardan düşmedi. Son elli yılın en iyi parlamento muhabirinin ardından sevgiyle eğiliyorum!

Bir Not: Aldığım bir ilacın yan etkisiyle gözümdeki kanamalar nedeniyle ABD Büyükelçisi James Jeffreye açık mektupların üçüncüsünü ve Kavşak köşesini bir hafta yazamadım. Davosun güncelliği de 3. yazıyı cumaya erteletti. Okurlarımdan özür diler, geçmiş olsun diyenlere de teşekkür ederim.

Elmek: [email protected]\tFaks: 0312. 442 79 90



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları