Davos Tepkisi Ekonomimizi Nasıl Etkiler?

04 Şubat 2009 Çarşamba

Davosta Başbakanımızın hayranlık uyandıran tepkisi ekonomik ilişkilerimizi etkiler mi? Tepki tutarlı mı, gerçekçi mi, samimi mi ve çelişkili mi?

Tutarlılık yönünden baktığımızda İsrail ile yoğun ekonomik ilişkiler, küresel ekonomide Musevi lobisinin oynadığı etkin rol, dış borçlarımızın muazzamlığı ve yabancı sermayeye ister sıcak olsun ister soğuk olsun ihtiyacımızın şiddeti bu tepkinin ortaya konuş biçiminde tutarlılık olmadığını gösteriyor. Üstelik her zaman söylediğimiz gibi Türk ekonomisi bağımlılıktan kurtulduktan sonra ancak ordunuzun gücünü ikinci plana atabilirsiniz. Ekonomik bağımlılık dünyanın en önemli ve nitelikli ordularından biri olan ordumuz üzerine titrememizi gerektirir ki tepkilerimizi karşı taraf ciddiye alsın. Oysa biz böyle mi yapıyoruz?

Gerçekçilik bakımından tepkiyi incelediğimizde tepkinin devamında yapmanız gereken birçok işi de yapmanız lazım. Örneğin İsraili artık Türkiyede ihalelere sokmamanız, alışverişi azaltmanız gerekir. Bu yapılamayacaksa ki yapılamaz; bu durumda tepkiniz gerçekçi değildir.

Samimiyet yönünden olaya baktığımızda insani duygular içerdiğini kabul edebiliriz. Başbakan ibadetini yaparken hep masum insanları düşünüp yoğun üzülmüş ve tepkisi de bu üzüntünün sonucu refleks biçiminde gerçekleşmiş olabilir. Ama gece yarısı ve ertesi gün bu tepkinin yarattığı havayı siyasal faydaya çevirmesi baştaki samimiyeti ortadan kaldırmazsa bile gölgelemiş olmaktadır.

Çelişkiye düşme yönünden tepkiyi irdelediğimizde Başbakan Perese, ..çok bağırıyorsun. Demek ki suçluluk psikolojisi içindesin. Çok bağıran suçludur…” derken kendisinin herkese bağırarak konuştuğunu unutmuş veya çelişkiye düşmeyi göze almıştır. Ancak eşzamanlı IMFye de rest çekmesi, ben ülkemin menfaatı için dik duruyorum anlayışında olduğu mesajını pekiştirmeyi sağlamıştır.

Bu durumda yukarıda saydığımız hususları bir araya getirirsek bu tepkiye, tutarlı ve gerçekçi olmayan, çelişki yaratan ancak samimi kabul edilebilir bir karşı koyuş diyebiliriz.

İnsan şunu da düşünmeden edemiyor; acaba Başbakan şöyle bir üslup kullanarak yine tepki verseydi ..sayın Peres öncelikle konuşma üslubunuzu yadırgadığımı, ileri sürdüğünüz birçok şeyi yanlış bulduğumu belirtmek istiyorum. Bizim hassasiyetle üzerinde durduğumuz husus masum insanların kim tarafından olursa olsun öldürülmesidir. Nobel Barış Ödülüne sahip bir kişi olarak bu hassasiyetimizi en iyi sizin anlamanız gerektiğini düşünüyoruz. Biz Hamasın yaptıklarını da onaylamıyoruz. Sizi ve ülkenizi bu konuda hassas olmaya davet ediyorum. Umarım bu sözlerimiz sizde etki bırakır da her yönden mutluluk duyduğumuz ilişkilerimiz bundan zarar görmez. Bir sözüm de moderatöre; sayın panel yönetim biçiminde adil davranmadığınızı ve iyi bir yönetim göstermediğinizi üzülerek belirtiyor sizi kınıyorum.

Tepkinin konuluş biçimine göre ekonomik ilişkilerin etkileneceğini düşünmüyoruz. Tepkiler unutulur ama paranın sıcaklığı unutulmaz. Ekonomik menfaatlar her zaman öncelik ve öneme sahiptir. Kapalı kapılar arasındaki tepki üzüntü yaratmaz “…ne kadar bağırırlarsa bağırsınlar neticede bize bağımlılar ya. Saman alevi gibi sönerler…” deyip ilişkiler eski tas eski hamam devam eder. Fakat bu olay öncesi ve sonrasında küresel ekonomi patronları AKPden vazgeçmişlerse iş değişir. Ekonomimiz bundan ciddi biçimde etkilenir.

Diğer yandan bu tepkinin Arap sermayesinin ve petrolünün oluk oluk akmasına, İranın doğalgaz fiyatını düşürmesine ve kısıntı yapmamasına, tüm Arap ülkelerinin bizimle olan dış ticaret hacmini arttırmak için genel seferberlik ilan etmesine yol açacağı beklenebilir; ama öyle olmayacaktır. Çünkü paranın matematiği duyguların önündedir. Duygular gelip geçecek; ekonomik menfaatlar ve büyük küresel ekonomik oyuncular yine belirleyici olacaktır. Çünkü bir ülkenin dik duruşu ekonomisi ve ordusunun gücü ile doğru orantılıdır

pamukm6superonline.com



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları