Hapishane Ziyareti...

27 Aralık 2012 Perşembe

\n

\n

Bugün Odatv duruşması Bugün gazetecilik yargılanıyor! Davanın son tutuklu sanığı, gazeteci-yazar Soner Yalçın Sahte deliller, bilgisayara yerleştirilen virüsler Tüm bilirkişi raporları, bunu saptamış Ama sonuç, 682 gündür o içeride… \n

\n

PEN Türkiye Merkezi Yönetim Kurulu olarak izin alabildikçe, düşüncelerinden ve yazdıklarından dolayı hapisteki yazar ve gazetecileri ziyaret ediyoruz. Genel sekreterimiz Sabri Kuşkonmaz yazar, şair ve de avukat olduğundan, onun izne gereksinimi yok. Duruşma öncesi izin bir türlü gelmeyince, o yalnız gitti ziyarete. Yerim dar, kısaltarak izlenimleri aktarıyorum: \n

\n

***\n

\n

Silivriye Mustafa Balbay, Soner Yalçın ve Tuncay Özkan ile görüşmeye gittim. PENin temel ilkesini hayata geçirmek; tüm düşünce özgürlüğü ihlallerine karşı ayrımsız karşı durmak, ihlale uğrayanın yanında olmak için…\n

\n

İlk görüşmeci olarak Tuncay Özkan geldi. Beş yıldır içeride. Tutuklandığında 387 el defteri, 78 ajanda, 5 bin CD ve kanalın 1200 diskine el konuldu. Üzerine gizlilik kaydı konduğu için bunlara halen ulaşamıyor. Benim özel kayıtlarım devlet sırrı oldu ve bana yasak, diyor. 12 Eylülde sorular soruluyor ve yanıt isteniyordu, şimdi yanıt istemiyorlar, soru da sormuyorlar. Sadece Her şeyi  biliyoruzdiyorlar (…) “Susurluk sürecinde hakkında yazarak mahkûm ettirdiğim kişi ile aynı örgütten yargılanıyorum; 3 bin kişi örgütteama biri bile bu örgütün varlığını kabul etmiyor; kanıt yokdiyor... Suç yok, kanıt yok, bu siyasi bir dava ve siyasi davalarda suçlama asla çürütülemiyor... Ayrlırken, PENin çalışmalarının içeridekilere, kendilerine olan desteği son derece içten anlatıyor. \n

\n

Balbay, PEN heyetinin Cumhurbaşkanı ile görüşmesi ve Kitap Fuarı etkinlikleri nedeniyle PENe bir kez daha teşekkür ediyor. Içeride yalnız olmama duygusunun anlamlı olduğunu anlatıyor. Bir yazar olarak içeride yazamama sıkıntısı var. İçeride elle yazmaktan başka yol olmadığını; internetin yasak olduğunu, haftada iki saat bilgisayar odasında bilgisayar kullanma izni bulunduğunu anlatıyor. Yazara iki saat bilgisayar vermek aslında gerçek bir cezalandırma, diyor. Burası yüksek güvenlikli cezaevi, tek unsur güvenlik unsuru, diyor; insan unsuru yok, yazar unsuru zaten suç! Kendi konumu için yani tutuklu milletvekilliği için birincil sorun hukuksuzluk, tutuklu miletvekilliği ikincil, bu açıdan biz çıkalım, diğerleri kalsın diyemeyiz, diyerek aslında içeride olmayı hak ettiğini (!) de kanıtlıyor. Mustafa Balbayın tüm dostlara, herkese gönülden selamları var.\n

\n

Son görüşme, Soner Yalçın. Soner Yalçın da özellikle PENin son dönem çalışmaları konusunda çok olumlu değerlendirmelerde bulunuyor. Bu konularda son derece ketum olan ve genellikle eleştirel tavrı bilinen Soner Yalçının gözünden kendimizi bir kez daha doğru bir düzlemde görüyoruz. Dışarıda olanların yaptığı çalışmaların önemi ve yararı konusunda beklentileri konuşuyoruz. Yine bu beklentileri PENin karşılayabilmesini dillendiriyoruz. Soner Yalçından da herkese baki selam. \n

\n

\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları