Daktilodan Dijital Kültüre

29 Aralık 2012 Cumartesi

\n

\n

24 Temmuz Meydanına bakan eski eve geri taşınma sırasında kutuları açınca, yıllanmış bir dost çıktı karşıma. \n

\n

İlk daktilom, Olivetti...\n

\n

Daktiloda yazdığımız haberlerde paragraf yeri değiştirmek için makas ve tutkal kullandığımız geliyor aklıma. Öyle kolajlar yapardık ki, çerçeveletip duvara assak günümüzde sanat eseri sayılabilirdi...\n

\n

Kâğıt israf etmemek için önceden oturur, ne yazacağımızı düşünürdük uzun uzun. Bugün ise çoğu gazeteci sadece yazarken düşünüyor, hatta galiba bazıları yazarken bile düşünmüyor, çünkü dijital dünya kafalardan daha çabuk çalışıyor! \n

\n

Teknolojinin hızı gazetecinin işini inanılmaz derecede kolaylaştırdı. Ancak bakıyoruz, derinlik kaybolabiliyor. \n

\n

Kafanızı karıştırmak istemem, eskiyi özlediğimi söyleyemem. Gerçekçi olmak gerek. \n

\n

20’nci yüzyılın eski medya düzeni yıkılırken bir de baktık ki SMS atabilen, fotoğraf ve video çeken telefonu olan herkes artık haberci... \n

\n

Gazetecinin seçkin olma konumuna ne ağır bir darbe! \n

\n

Dijital ortamda haberin çifte teyidi gibi gazeteciliğin olmazsa olmazı sayılan kavramlar yok oldu. Yeni dijital ahlakta belirsiz kaynaklardan haber sızdırma kültürü kabul gördü. Hatta bazı durumlarda yüceltildi. \n

\n

Dijital kuşak öncesi doğanlar için internete alayla bakmak büyük tehlike. Bilgi ve haberin üretildiği ya da yer aldığı tüm mecraları ciddiye almak zorundayız. \n

\n

Bir de dijital doğumlu çocukların ebeveyni ya da öğretmeni olmak gibi zor bir mesele daha var. Tamamen farklı iki ayrı kültürden söz ediyoruz. Pedagoglar bu farkın yarattığı kuşaklararası çatışmaların kitaplarını yazmaya henüz başladılar. İlköğretim, lise ve üniversitede yaşanan büyük bir zorluk da bu. \n

\n

***\n

\n

Çemberlitaşa yolunuz düşerse Basın Müzesine uğrayın. İroniye bakın ki bu bina sansürün kaldırıldığı 2. Meşrutiyetin 24 Temmuz 1908de ilanı öncesinde sansür heyetini barındırırmış. \n

\n

Asıl diyeceğim, Mustafa Kemalin Matbuat hiçbir veçhile tahakküm ve nüfuza tabi tutulamazsözü asılıdır Basın Müzesinde. Gönül isterdi ki, bu söz tariholsun. \n

\n

Klasik medyadan geçtik, internet ortamında sansür kol geziyor. Dijital devrimi ne yönetici sınıfı ne de siyaset sınıfı doğru algılıyor. Bırakın dijital devrimi anlamalarını, gazeteciler içeri tıkılıyor! \n

\n

Genç nüfusuyla övünen bu ülkede binlerce internet sitesi kapalı. 2012’nin ilk altı ayında kapatılan site sayısı 4 bin 400 kadar. Gazete toplatma ve kapatma zihniyeti dijital çağa da filtresiz yansımış. Eski kafa ODTÜden yayılan dalganın dijital geri planını göremiyor. \n

\n

Baskı rejimleri bir tuşa basınca yok olmuyor ama baskı arttıkça da dijital refleks güçleniyor. \n

\n

Twitter haksız yere hapiste yatanların ertesi gün salıverilmesine yetmiyor, ama Twitter sayesinde belli konularda protesto eylemleri bazen bir iki saat içinde örgütlenebiliyor. \n

\n

2013 için bir dileğimiz de dijital kültürü sindirmek, demokrasi ile açılan mesafeyi kapatmak olsun. 24 Temmuz Meydanının ruhuyla değerli okurların yeni yıllarını kutlarım. \n

\n

\n

\n

Not: Konuyla ilgili okuma için Zeynep Atikkan ve Aslı Tunçun yazdığıBlogdan Al Haberi adlı kitabı (YKY) tavsiye ederim.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Atatürk Kıymete Binecek 18 Mayıs 2013

Günün Köşe Yazıları