2 Kasım soruları?

26 Ekim 2015 Pazartesi

Siyasetin doğasında vardır. Seçimlerde başarılı olmak için sürdürülen çabanın yanında seçimden sonraki süreç de hep akıllardadır.
1 Kasım seçimlerine kısa bir süre kala gündem seçim sonuçları kadar seçim sonrasına da kaydı.
Kamuoyu araştırmalarının gösterdiği şu:
Parlamentoya 4 parti girecek... Tek partinin mutlak iktidarı görünmüyor... Seçmen eğilimlerinde olağanüstü bir değişiklik beklenmiyor.
Altını çizelim; bunlar kamuoyu araştırmalarında ortaya çıkan tablo. Elbette her partinin kendine göre hedefi var.
Özellikle 7 Haziran’dan farklı olarak bu kez halkta ciddi sessizlik var. Yeniden seçime gidişin faturasını birine kesme yönünde bir eğilim gösterebilir... Sandığa gitmekte isteksiz davranabilir... Tıpkı 3 Kasım 2002 seçimlerinde olduğu gibi siyasette yeni bir şekillenmenin yolunu açabilir.
Bunların hiçbirini olasılık dışı tutmamak gerekiyor. Zira bu sessizlik çok şey anlatıyor.

***

Yaşamın her alanına olduğu gibi siyasete de uyarlanabecek bir söz vardır:
İnsanın en zayıf anı kendisine en çok güvendiği andır.
Erdoğan kendisine duyduğu güvenin zirvesinde haziran seçimlerine gitti. Güven
o kadar yüksekti ki; artık ustalık evresine ulaşmıştı. Parlamentonun neredeyse üçte ikisine hükmettiği günler çıraklık ve kalfalık dönemleriydi. Şimdi ustalık dönemine giriyordu. Bu dönemde sistemi de tümüyle değiştirecek, başkan olacaktı. Bu konuda hiç de mütevazı değildi. Şöyle kestirme tarafından 400 milletvekili aldı mı bu iş tamamdı.
Olmadı. Seçmen ona sen başkan olamazsın dedi.
Siyasetteki en tehlikeli işlerden birisi işin doğasıyla oynamaktır.
Erdoğan bunu yaptı. 7 Haziran’dan sonra halka dedi ki; kararını düzelt!
Demokrasilerde halka kararını düzelt denmez.
Derseniz halk karşılık verir:
Sen kendini düzelt!
2 Kasım’ın başlıca sonucu bu olacak.
Sadece bu mu; elbette değil...
Bu sonuca bağlı olarak AKP’nin de geleceği tartışılmaya başlanacak.
Esnekliği olmayan siyasi hareketler, biraz zorlandıklarında kırılırlar. Çeliğin demirden daha güçlü olmasının nedeni budur.

*** 

AKP çekirdeği bu sonucu hissettiği için belki de şöyle bir hazırlık içinde:
AKP’nin alternatifi AKP’dir!
Biraz daha aşmak gerektirse AKP kendisini allayıp pullayıp yenilendim diyebilir.
Bu tutmazsa?
O zaman da AKP’yi 2001’de biçimlendirenler yeni bir merkez parti oluşumunu deneyebilir. Kimi akıllarda bu arayış yıllardır var. O yüzden tepedeki her arayış emaresinin üstüne buldozerle gidip üstüne siyanür ekiyor, içinde işe yarayacak varsa partisine getirip vitrine koyuyor.
Seçenek bundan mı ibaret?
Elbette değil...
Kesinlikle değil...
Ne olursa olsun Türkiye’nin demokrasi birikimi bunlara hapsolacak kadar kısır değil...
2002’de AKP iktidarını büyük bir reform olarak gören, AKP’ye sınırsız, sorumsuz, geri ödemesiz kredi açan Avrapa ve Amerika basınında bugünlerde 1 Kasım sonrası için felaket senaryoları yazanlar var.
Durum elbette güllük gülistanlık değil. Ancak 2 Kasım bize mücadeleyi daha yüksek umutla sürdürme zemini sağlayacak.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Seçimden sonra! 26 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları