Ülkü Tamer

Notlar...

05 Ocak 2013 Cumartesi

En Çok Satan Yazarlar\n

\n

İşte bir liste... 20. yüzyılda ABDde kitapları en çok satan yazarların listesi.\n

\n

Roman-öykü dalındayılın en çok satan kitabılistesine göz atarsak, bu açıdan en başarılı yazarın Winston Churchill olduğunu görüyoruz. Churchill, 1901-1913 yılları arasında beş ayrı kitapla listenin tepesine kurulmuş.\n

\n

Onu dörder kitapla James A. Michener ile Stephen King izliyor. Listeye üç kere giren yazar yok. İkişer kere yer alan yazarlar ise Booth Tarkington, Zane Grey, Sinclair Lewis, Lloyd C. Douglas, Tom Clancy... Pearl S. Buck, Harvey Allen ve Margaret Mitchell birer kitapla, sırasıyla Sarı Esirler (The Good Earth), Anthony Adverse ve Rüzgâr Gibi Geçtiyle (Gone With the Wind) listede üst üste ikişer yıl tepede yer almışlar.\n

\n

Peki, ya çağdaş Amerikan edebiyatının önemli sanatçıları?” diyeceksiniz. O yazarlardan sadece John Steinbeck, 1939’da Gazap Üzümleriyle (The Grapes of Wrath) listede bir kere yer alabilmiş.\n

\n

Ama şu var: Bir zamanlar listenin tepesine kurulan Owen Wisterı, Mary Augusta Wardu, John Jeffery Farnolu bugün kimse okumuyor, kimse hatırlamıyor. Ama listeye hiç girememiş bir Hemingway, bir Faulkner her yıl yeni baskılarla genç okurlar kazanıyor.\n

\n

***\n

\n

Şiir, Çevrilince...\n

\n

Bazı şiirler, başka dile çevrilince pek bir şey yitirmiyor. Ama bazı şiirler de var ki, ancak yazıldığı dilde anlam kazanıyor.\n

\n

Sözgelimi, Cahit Külebinin şiirleri. En sevdiğim sanatçılardan biri olan Külebinin Hikâyesini düşünün.\n

\n

Senin dudakların pembe / Ellerin beyaz / Al tut ellerimi bebek / Tut biraz”...\n

\n

Hadi, İngilizceye çevirin bakalım:\n

\n

Your lips are pink / Your hands are white...\n

\n

Şiirle uzaktan yakından ilgisi olmayan bir ortaokul öğrencisinin yazabileceği dizelere dönüşüyor hemen.\n

\n

Bu sözgelimi örneki yaşadım. Külebiyle birlikte bir uluslararası şiir toplantısındaydık. Hikâyesi İngilizceye çevrilmişti. Bir Amerikalı geldi yanıma. Külebiyi göstererek Doğru söyle, gerçekten iyi şair mi?dedi.\n

\n

Külebiyi anlaması için Türk şiirini, Türk şiirinin geleneğini, Türkçeyi bilmesi gerektiğini söyledim. Türkçe bilmesi de yetmiyordu aslında. Bu dilin tadını alabilecek bir düzeye ulaşması da gerekiyordu.\n

\n

Kim bilir, belki de Anadoluda yaşaması gerekiyordu.\n

\n

Nerudayı bütün dünya okuyor, seviyor. Ama Latin Amerikalısı, Akdenizlisi başka türlü seviyor. İngilizcede değişik bir şair oluyor Neruda. Okyanusun İhtiyar Kadınları, Deniz Kenarındaki Kadınlara dönüşüyor. Anglosakson şiir geleneğine göre çevriliyor çünkü. Bu yüzden, anlatılanın öne çıktığı politik şiirleri daha kolay benimseniyor. \n

\n

Lorcada, Albertide olduğu gibi.\n

\n

***\n

\n

Kültür Değişiminin Özeti\n

\n

Bizim çocukluğumuzda berber, “berberdi. Erkeklerin saçlarını, sakallarını keserdi. Kadınların saçlarını kesen, boyayan,altı ay garantili ondüleyapan berberler de vardı. Onlara dakadın berberidenirdi.\n

\n

Zamanla, kadın berberi”, “kuaföroldu. Berberile kuaför”... Derken berberde ortadan yok oldu. Şimdi Anadolunun küçük kasabalarındaki berberler bile erkek kuaförü”.\n

\n

Berber-kadın berberindenkuaför-erkek kuaförüne... Ülkemizdeki kültür değişiminin özeti...

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Notlar... 5 Ocak 2013
Yoksul Köylü 29 Aralık 2012

Günün Köşe Yazıları