Neden ve sonuç

27 Ekim 2015 Salı

Her ne kadar 1 Kasım oylaması Yasama Meclisi seçimi olarak sunulsa da, onu bir plebisit olarak kabul edebiliriz. Bir kişi hakkındaki oylamalar genellikle plebisit olarak niteleniyor..
Çıkıp önünüze gelene sorun şimdi:
- Bu pazar neyi oylayacağız? Yanıt genellikle aynı olacaktır:
- Tayyip’i...
Gerçekten de öyle; geçen seçim de öyleydi.
7 Haziran’da düpedüz “Tayyip başkan olsun mu?”yu oylamıştık. Milli irade “Hayır olmasın, üstelik de sultasındaki AKP de tek başına iktidar olmasın!” yanıtını vermişti.
Ama Tayyip Bey inatla, 1982 Anayasası’nın 116. maddesinin kendisine verdiği yetkiyi kullanıp “çanak çömlek patladı!” ardından da “sayım suyum yok!” diyerek, kendi iradesini milli iradenin yerine ikame ederek, oylamayı hükümsüz kılmıştı.
Bu durumda 1 Kasım seçimine sorulan soru şudur:
- Halkın istediği mi olsun, yoksa Tayyip Bey’in istediği mi?
Bence işin özeti bu.
Durum böyle olunca da seçim bir kez daha “şu adamdan bir kurtulsak” oylamasına, yani plebisite dönüşüyor ister istemez.

***

Burada çokça vurgulanmaya çalışıldı, sık sık dile getirildi. Ülkemizde de çok yaygın olan “bu adamdan bir kurtulsak” sendromu, demokratik azgelişmişlik belirtisidir ve sorunlara çözüm bulmaktan da uzaktır. Çünkü bu düşünce, bütün şerlerin nedeni olarak bir tek kişiyi görürken, neden sonuç ilişkisini gözden kaçırır.
Siyasette, tüm yaşamda olduğu gibi neden sonuç ilişkisi geçerlidir ve yüzeysel yaklaşanların her kötülüğün nedeni olarak gördükleri yöneticiler, sanıldığının aksine, neden değil sonuçturlar.
Bu kural Tayyip Bey için de geçerlidir. Yani Tayyip Bey de bir sonuçtur. Diyeceğim o ki bir araya gelmiş birçok nedenin ürünüdür Tayyip Bey.
Toplumda bulduğu yankı, simgesi haline geldiği davranış biçimlerinin, tabandaki geniş kesimlerde de görülmesi, olgunun kanıtlarıdır.
Tayyip Bey’in bir sonuç olduğu gerçeğini yadsımadan ve unutmadan şu soruyu da sorabiliriz:
- Acaba Tayyip Erdoğan olmasa durumumuz daha iyi mi olur?

***

Türkiye’de sıkça sorulan bu soruya kamuoyunun çoğunluğunun ne yanıt verdiğini seçim sonuçları ve yoklamalar gösteriyor.
Halkın çoğunluğu Tayyip’siz Türkiye’nin daha iyi, hiç değilse daha az kötü olacağında artık karar kılmış durumda.
Tayyip Bey’in iktidar yolculuğuna beraber başladığı arkadaşlarının bir bölümü dahi artık bu kanıdadır.
Tabii ki tek başına Tayyip Bey’den kurtulmak sorunları çözmeye yetmez, aynı zamanda sorunları doğuran nedenleri de ortadan kaldırmak gerek. Ama Tayyip Bey olayında da olduğu gibi, yönetici eğer sorunları doğuran nedenlerin irdelenip ortadan kaldırılmalarının önünde engelse, o durumda o politikacı yalnız bir sonuç değil aynı zamanda da bir nedendir,
Kuşku yok ki Tayyip Bey’in anayasal sınırları içine çekilerek etkisizleştirilmesi, sorunları doğuran etkenlerden birinin bertaraf edilmesini sağlayarak sorunun çözüm yolunun önünü açacaktır. Ama hepsi bu.
Yoksa sonra öbür nedenlerin de üzerine gidilmezse sorunlar çözülmeyecektir.
Burada şu noktayı unutmamak gerek. Evet Tayyip Bey’in bir kenara konması şart.
Ama Tayyip Bey’i doğuran nedenlerin ortadan kaldırılması Tayyip nedeninin bertaraf edilmesinden çok daha zor.
1 Kasım’da işimiz zor. 1 Kasım’dan sonrası ise daha da zor.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları