İlhan Selçuk

Sınıfsal Gerçeklik...

16 Mayıs 2009 Cumartesi

PENCERE

Medyada tartışma var; iddiaya göre, Mardin’in Bilge köyünde yaşanan vahşet Kürt töresinden kaynaklanıyormuş...

Kimileri bu iddiayı ırkçılıkla özdeşleştiriyor; kimileri iddianın yanında yer alıyor...

*

İlk İnsan Hakları Bildirgesi’nin tarihi nedir?..

1789...

Bu tarih bize neyi anımsatır?..

Fransız Devrimi’ni...

Bir başka adıyla burjuva devrimini...

Avrupa’da Sanayi Devrimi tohumlanınca yeni bir burjuva sınıfıyla işçi sınıfı da siyasetin gündemine katıldı...

Dinci kilisenin egemenliği, toprak sahibi soylulara ve köylülere dayanıyordu...

Fransız burjuvazisi dinci egemenliği yıkıp İnsan Hakları Bildirisi’ni 1791 Anayasası’nın başlangıç bölümüne oturttu...

İnsana yakışır yeni bir yaşam biçiminin, başka deyişle laikliğe dayanan demokrasinin düzeni kuruluyordu...

Herkesin ezbere bilmesi gereken bu tarihsel olguyu neden anımsattım?..

Çünkü laiklik ve demokrasiyi anlamak için olaya sınıfsal açıdan bakmak gerekir...

*

1960’larda, 27 Mayıs Devrimi’nden sonra kapıları açılan fikir ortamında toplum olaylara sınıfsal açıdan bakmak yetisine kavuşuyordu...

Engellediler...

Bugün Türkiye’de sınıflaşma 1960’lara göre kat kat derinlemesine gerçekleşmiştir...

Ama, sosyalist fikir ortamının yok edilmesiyle medya kısırlaştı; olaylara sınıfsal açıdan bakan eden yok; olanlar medyadan dışlanmışlardır...

Feodal ilişkilerin dincilikle haşır neşir törelerini öteden beri ezilen bir halkın günahı saymak, nereden nereye geldiğimizi çok iyi anlatıyor...

*

Türkiye gün geçtikçe demokrasiden uzaklaşıyor...

Demokrasi, köylülüğü aşmış ve sanayileşmiş bir toplumda ulusal gelirin hakça paylaşılmasını sağlayan bir rejimin adıdır...

Toplumda etnik ve dinci kavga ağır bastı mı ve olaylara sınıfsal açıdan bakmak yetisi yok oldu mu, sen demokrasiyi ara ki bulasın...

*

Mardin, Güneydoğu Anadolu’da...

İki adım atıp sınırı aştın mı, Kuzey Irak’ta Kürt’ün şeriat rejimiyle karşılaşırsın...

Sınırın Türkiye yanında ise Kürt, laik bir ülkede yaşar...

Fransa’da 1802’de kabul edilen Yurttaşlar Yasası (Medeni Kanun) Türkiye’de 1926’dan beri geçerlidir; aile ve evlilik hukukunu düzenler...

Ama, Mardin’de feodal ilişkiler içinde yaşayan Kürt ve Türkler için İsviçre’den alınan Medeni Kanun ne anlam taşır?..

Feodal ilişkilerin sınıflaşma düzenine bağlı Güneydoğu nasıl kurtulur?..

Şu okuduğunuz tek yazıda bile bu sorunun yanıtı kendiliğinden ortaya çıkmıyor mu?..
 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Patrikhanenin Sicili... 11 Haziran 2012
Mumcu'nun Saptamaları... 7 Haziran 2012

Günün Köşe Yazıları