İlhan Selçuk

Polis Devleti Kuruldu Bile...

13 Mayıs 2009 Çarşamba

PENCERE

Fatih Altaylı ‘Habertürk’teki köşesinde bir süreden beri Ergenekon’la ilgiliydi; dün noktayı şöyle koydu; kısaltarak aktarıyorum:

“Birkaç gün boyunca Ergenekon Davası’nın bence en önemli noktalarını yazdım.

Bu yazdıklarımda maksat ne birilerini karalamak, ne birilerini aklamak.

Sadece ve sadece bilgi vermeye, kafalardaki Ergenekon tablosunu aydınlatmaya çalıştım.

Davanın özünü aktardım.

Yüzbinlerce sayfalık iddianamede bunların dışında da pek çok şey var ama işin özü, aslı bu.

Gerisi kafa karıştıran, davayı sulandıran teferruat bence.

Belli ki, Emniyet kendisine verilen görev doğrultusunda incelemeler, araştırmalar yapmış, savcılar da Emniyet’ten gelen bu bilgileri üstünkörü bir değerlendirmeden sonra iddianame haline getirmişler.

Konunun mahiyetine tam olarak hâkim olamadıkları için de ilgili ilgisiz her şeyi koymuşlar.

Herhalde ‘önemli bir şeydir de biz farkına varmamış olmayalım, başımıza iş açmayalım’ diye düşünmüşler.”

*

Fatih Altaylı’nın kimi savcıya ilişkin saptaması doğrudur.

Bir savcı, önüne gelen dosyada polis turnikesinden geçmiş yığınla iddiayı görünce “önemli bir şeydir, biz farkına varmamış olmayalım, başımıza iş açmayalım” diye düşünebilir...

Başbakan RTE, “Ben bu davanın savcısıyım” demedi mi?..

Üstelik bugünkü düzende savcının ve yargıcın yazgısı iktidarın elinde değil mi?..

*

Ancak olayın bir başka yüzü de var...

Ergenekon “siyasi bir dava” olarak tescil edildi...

Bu siyasi davayı kim yürütüyor?..

Polis...

Ne diyor Fatih Altaylı:

“- Yüzbinlerce sayfalık iddianame...”

Eklerini de sayarsak “yüzbinlerce sayfalık iddianame” ne anlam taşır?..

Hukukta böyle iddianame olur mu?..

Yine Fatih Altaylı yazıyor:

“- Belli ki, Emniyet kendisine verilen görev doğrultusunda incelemeler, araştırmalar yapmış...”

Kim vermiş bu görevi?..

Polisten savcıya, savcıdan yargıca uzanan bir yönlendirici süreçte oluşturulan davanın siyasallığında amaç nedir?..

*

Bilmem ki kamuoyu farkına varıyor mu?..

Türkiye’de ‘polis devleti’ kuruluyor...

Kuruldu bile...

İşin ilginç yanı Türkiye’nin bir ‘asker devleti’ olduğunu söyleyenler ‘polis devleti’nden hiç şikâyet etmiyorlar...

Polisin cemaatçilerin eline geçtiği iddiası da bu dönüşümde yerli yerine oturuyor...

Polis askeri izliyor...

Rektörleri, gazetecileri, profesörleri, e. askerleri, fikir adamlarını topluyor...

Genelkurmay Başkanı’nın telefonlarını dinliyor...

Ve Ergenekon tertibinde etkin rol oynuyor...

*

Polis devleti, asker devletinden daha mı ehven?..

Hele bu gidişat bir de Amerikan projesi ‘Ilımlı İslam Devleti’ modeline oturursa yeme de yanında yat...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Patrikhanenin Sicili... 11 Haziran 2012
Mumcu'nun Saptamaları... 7 Haziran 2012

Günün Köşe Yazıları