Olaylar Ve Görüşler

Öldüren içki değil insanın sahtesi

31 Ekim 2015 Cumartesi

Son günlerde artan kaçak içki ve buna bağlı insanların ölümü bunca sorunun arasında ayrı bir sayfa açıyor. Türkiye ise bu ara birçok iç ve dış sorun ile meşgul. Toplum seçime giderken çok tedirgin.

Yalnızca kaçak içki değil birçok kaçak ve katkı maddeli ve düşük kaliteli gıdalar piyasalarda bulunmaktadır. 2005 yılında, benzer şekilde bir sahte içkiden çoğu turist çok sayıda insan yaşamını kaybetmişti. O dönemde “Rakı Değil İnsanın Sahtesi Öldürüyor” diye yazmıştım.
TEKEL’in özelleştirilmesi ve içki üzerindeki ağır vergilerin artması ile doğal olarak merdiven altı kaçak içki üretimi teşvik edilmiş oldu. Bugün basına yansıyan bir görüntüde içki bağımlısı bir kişi, bile bile çok ucuz içkiyi içtiğini söylüyor ve ekliyordu: “Ne olursunuz içkiyi ucuzlatın”.
Hepimizin görevi toplumu içki kültürüne teşvik etmek değil, tam tersine insanın sağlıklı beslenmesini savunmaktır. Ancak yerinde, zamanında sosyalleşmek için içki içilecekse de devletin denetiminde üretilen sağlıklı içkinin içilmesi olanağı sunulmalıdır.

Merdiven altı üretim
İçki yasağı ve fiyatların artması ile kaçak üretim maalesef istenmeyen ölümlere neden olmaktadır. Basına sık sık yansıyan bilgilerde mahalle baskısının yaygın olduğu bazı ülkelerde ve hatta ülkemizin bazı illerinde daha fazla içki tüketildiği ve merdiven altı üretimin yoğun olduğu belirtilir. Yasağın yaygın yasakla değil, tam tersine bilinç ile, eğitim ile, içkinin sağlık için zararlı olduğu işlenmelidir.

Gıda sahtekârlığı
Son yıllarda hemen her gün basına yansıyan görüntülerde sahte gıdalar, merdiven altı üretimler ve kaçak gıdalar basına yansımaktadır. Artık toplumun gıda tüketimine güven kalmadı. Kaçak kesilen et, at-eşek eti, sahte bal, peynir, sucuk-salam, ekmek vs. birçok gıdaya yapılan katkı malzemesinin sağlık üzerinde ciddi etkileri olduğu ve hatta bilim otoriteleri tarafından bu tür gıdaların öldürücü olduğu belirtiliyor.

‘Mış’ gibi yaşamak
Bütün bu sahte gıdalar insanlar tarafından üretilmektedir. Uzaydan birileri gelip bu gıdaları üretmemektedir. Başka ülkelerde de benzeri sorunlar yaşanıyor ancak o ülkelerde denetim ciddi yapıldığı için çok fazla sahtekârlığa müsaade edilmemektedir. Ülkemizde genelde denetim yetersiz ve işlerimiz çoğunlukla ahbap çavuş ilişkisi ile yürütüldüğü için maalesef sağlıklı gıda bulma sorunu yaşanıyor. Yediğimiz ekmek bile kepekten arınmış, ruşeyini alınmış ve yalnızca nişasta içerikli kalitesiz olarak üretilmektedir. Sayın Doğan Cüceloğlu’nun belirttiği gibi ‘MIŞ’gibi yaşadığımız için hiçbir konuda güven oluşmamaktadır.
Son kaçak içki olayında bildiğimiz üzere maalesef insanoğlu çıkarı için her türlü yola başvurmaktadır.
Çıkar ilişkileri artık insani ilişkiyi, vicdani ve ahlaki normları yerle bir edebilir duruma getirmiştir. Ülkemiz artık birçok alanda değerlerini kaybeder duruma mı geldi?
Unutmayalım insanın karnı bir ekmek ve 50 gr peynir veya bir litre süt ile doyar. İnsanın insani değerleri unutmadan, bu kadar aç gözlülük ve sahtekârlığa yönelmemesi gerekir.  

PROF. DR. İBRAHİM ORTAŞ Çukurova Üniversitesi



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları