Öztin Akgüç

Kriz ve Özelleştirme

07 Şubat 2009 Cumartesi

Ekonomik krizin derinleşmesinde ve krizden çıkış sürecinin uzamasında, zorlaşmasında, maliyetin artmasında, özelleştirmenin, KİTleri yok etmenin de etkisi vardır.

Ekonomide mal ve hizmet üretimini işletmeler yapar. Özel işletmelerde amaç kârı ençoklamak, çoğunsamaktır. İşletme sahibi veya yöneticiler kârlı görmedikleri faaliyetlerini durdururlar veya kısarlar. Faaliyetin durdurulması, kısılması, işçi çıkarmalar sonuçta talep daralmasını daha da şiddetlendirir. Krizden daha az etkilenmek için alınan önlemler, krizi daha da derinleştirir; üretim ve talep azalışı doğurur. Harcamalarda azalış, çarpan etkisiyle daha da hızlanır, kısırdöngü doğurur.

Hükümetler, krizden çıkmak için çeşitli önlemler alıyor, paketler hazırlıyorlar. Faiz indirimleri, vergi indirimleri yapıyorlar; teşvikler sağlıyorlar, hatta özel şirketlerin hisse senetlerini alarak sermaye katkısı, sermaye takviyesi yapıyorlar. Amaç, işletmelerin üretimlerini sürdürmeleri, işçi çıkarmamaları, böylece krizden çıkış sürecinin kısalması. Ancak tüm bu önlemler, dolaylı bir etkiye sahiptir; doğrudan üretimi arttırıcı etkisi yoktur. İşletme sahipleri ve/veya yöneticiler, asıl amaçları doğrultusunda kâr elde etmeyi öngördükleri takdirde üretimlerini sürdürürler. Faizler sıfırlandığı halde bile, atıl kapasitesi bulunan, talep artışı beklemeyen bir özel kuruluş yatırım yapmaz. Tasarruf sahipleri de getirilerinin düşmesine karşın tüketimlerini, beklentileri iyimser değilse arttırmaz. Keynesin likidite tuzağı dediği olay budur. Para basma, faizleri düşürme, kriz döneminde yatırımları ve tüketimi arttırmaz.

***

Vergi indirimlerinin etkisi de dolaylıdır. Dolaylı vergilerde indirim, piyasa fiyatlarını düşürme yoluyla talebi canlandırmayı amaçlar. Fiyat indirimi, kişilerin reel gelirlerini, alım gücünü arttırarak, talebi uyaracağını varsayar. Ancak ertelenebilir talepte bu etki doğmaz; kişiler geleceğin belirsizliği, işsiz kalma, gelir kaybına uğrama kaygısıyla taleplerini arttırmayabilirler. Gelirden alınan vergilerde indirim; ancak gelir varsa, gelir elde edileceği kesinlikle bekleniyorsa, üretim ve tüketim üzerinde etkili olabilir.

KİTlerse, özel kârlılık peşinde olmadıkları için kriz öngörüsünde üretimi kısmazlar, işçi çıkarmazlar, böylece ülkede gelir ve talep azalışını frenler, hatta önlerler. KİTler aynı zamanda özel işletmelerden girdi alırlar. Böylece özel işletmeler için de güvenilir bir pazar oluştururlar; özel işletmelerin bir bölümü üretimlerini kısmalarını da engellerler. Türkiye, 1930 bunalımından KİTler sayesinde hızla çıkabilmiş, büyüme sürecine girmiştir. Dünyada da bunalımdan çıkışta, II. Dünya Savaşı sonrası Batı Avrupanın ekonomilerinin toparlanmasında KİTlerin büyük katkıları olmuştur. II. Dünya Savaşı sonrası İngiltere başta olmak üzere devletleştirmeleri, millileştirmeleri unutmamak gerekir.

Kriz, neoliberallerin bir ezberini, özelleştirme konusundaki ezberini de bozmuştur. Özelleştirmeyle işsizlik azalacak, verim yükselecek, yeni yatırımlar yapılacak, kamu kesimi finansman açığı daralacak, gelir dağılımı düzelecekti. Süslü tümcelerle, siyasi alanda olduğu gibi ekonomi alanında da insanlar çıkar odaklarının sesyayarları aracılığıyla ne yazık ki aldatılmaktadır.

Özelleştirme, ekonomilerin krize dayanma gücünü zayıflatmış, kriz riskini yükseltmiş, krizden çıkışın maliyetini de arttırmıştır. Özelleştirmeden belli sermaye çevreleri çıkar sağladığı halde, krizin maliyetini emekçiler ödemektedirler. Tüm uyarılara kulak tıkayan, çeşitli araçlarla yönlendirilen emekçiler bunu hak ediyor demeye insanın dili varmıyor, ama gerçekleri de görmek gerekiyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Büyüme balonu 20 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları