İçimizdeki Lortlar ve Avamlar

22 Ekim 2013 Salı
İçimizdeki Lortlar
ve Avamlar

Fazıl Say’a verilen hapis cezasının gerekçeli
kararı açıklandı.
Gerekçe, tweet mesajlarının “avam ağzı”yla
yazılmış olmasıymış.
Böylece bu ülkede bugünlerde avamlığın
cezasının on yıldan başladığını da öğrendik...
Yani yeni muhafazakâr Türkiye hepimizden
açık açık “lort” performansı bekliyor.
“Avam”ın Türk Dil Kurumu sözlüğündeki
anlamı “halk tabakası”.
Karşıtı olan “havas” kelimesini de yine aynı
sözlük, “kendini halktan üstün gören” olarak
açıklıyor.
Anlaşılan bu ülkenin mahkemeleri karar
metinlerini Türk Dil Kurumu kriterlerine göre
oluşturmuyorlar; öyle olsaydı Fazıl Say’ı
“avam”lıktan değil muhtemelen “havas”lıktan
on yıla mahkûm ederlerdi!
Belli ki mahkemenin elinin altında argo
sözlüğü var.
“Avam” argoda “düşük, kalitesiz, adi, bayağı”
anlamına geliyor.
Argo bir dil konuşmak isterseniz, avamın
karşısına havası değil yine argoda “soylu,
kaliteli” anlamına gelen lordu koyacaksınız ki iş
iyice çığrından çıksın!
Fazıl Say’ı gerçekte avam mı yoksa bir lort
mu, bunu bilecek kadar tanımıyorum.
Ama yargılanıp cezalandırılmasına yol açan
tarzı yüzünden avam tanımının kapsamını
genişletmesinden endişeliyim.
Çünkü düne kadar bizde avam olmak
neredeyse bir erdem sayılıyordu. Kürsülerde
insanlar göğüslerini gere gere avam ağzıyla
konuşabiliyorlardı.
Bu mahkeme kararı artık hiçbir şeyin eskisi
gibi olmayacağının işareti.
Madem avam olmak suç...
Bundan böyle kimse kimseye “Ananı da al
git” diyemeyecek.
“Çevrecinin daniskasıyım” diye bas bas
bağıramayacak.
Heykellere “ucube” demenin cezası olacak.
Sinirlendiğimiz birine “Kız mıdır, kadın mıdır
bilemem!” dediğimizde kendimizi hapiste
bulacağız.
Ayaklar baş olduğunda, bundan yakınmak
artık suç sayılacak.
“İki ayyaş” kelimesini belli ki ağzımıza dahi
alamayacağız.
Şehit annelerine “Askerlik yan gelip yatma
yeri değildir” demekten korkacağız.
Bence bir musibet bin nasihatten iyidir.
Fazıl Say’ın davasının gerekçeli kararı
hepimizin kulağına küpe olsun. Artık kendimize
bir çekidüzen verme zamanı. Avamlığın lüzumu
yok. Ama ortada görünen bir lort okulu da
yok. Peki, kriterleri nasıl belirleyeceğiz de Fazıl
Say’ın düştüğü avam duruma düşmeyeceğiz?
Ben kendi adıma, anneme
söyleyemeyeceğim sözleri ölçü olarak almaya
karar verdim.
Mesela anneye “Annelerin daniskası”
denmez, avam olur.
“Yaptığın kek ucubeye benziyor” da denmez.
“Git bana su getir, annelik yan gelip yatma
yeri değildir” demek kadar avam bir şey daha
yok.
Hele hele “Kız mısın, kadın mısın” hiç
denmez.
Mahkemeler kelimelerin böyle argo
anlamlarıyla kararlar almaya devam ederlerse
hayat gitgide daha da zorlaşacak. Hele bir
de argo sözlüğünü de bırakıp, rüya tabirleri
sözlüğüne geçerlerse yandık.
Polis paketiyle birlikte bundan böyle
niyetlerimizin, hayallerimizin hatta rüyalarımızın
bile suç sayılabileceğini daha yeni
öğrenmişken...
Şaka bir yana, tehlikenin artık farkında
mısınız?


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yanık saraylar 4 Ağustos 2021
Patron çıldırdı 30 Temmuz 2021

Günün Köşe Yazıları