'Çekişmelerden uzak bir şef'

10 Nisan 2013 Çarşamba

Rengim Gökmen’le müzik kurumları ve orkestra şefliği üstüne konuştuk

\n

* “Hayranlık duyduğum şeflerden Franco Ferrara, Thomas Schippers, Georges Pretre ve Carlos Kleiber’i sayabilirim. Bunlar ustalık dereceleri kadar ünlü olmamış şeflerdendir. Maalesef şeflikte ün ve ustalık birbirine paralel olarak gitmiyor.”

\n

Rengim Gökmen, yıllardır Devlet Opera ve Balesi’nin Genel Müdürü. Bugüne dek yurdun çeşitli yörelerinde nice müzik hareketi başlattı ya da var olanları geliştirdi.
Onu, çekişmelerden uzak duran kişiliğiyle tanıyoruz. Kendisiyle müzik kurumları ve orkestra şefliği üstüne konuştuk.
- Bugüne dek hangi kurumlara öncülük ettiniz?
Oluşumunun doğrudan içinde bulunduğum etkinlikler arasında Aspendos Opera ve Bale Festivali, Mersin ve Samsun DOB’si müdürlükleri, İstanbul Uluslararası Opera ve Bale Festivali, Eskişehir Ulusal Opera ve Bale Günleri, Modern Dans Topluluğu, İKSEV N. Eczacıbaşı Beste Yarışması ve Doğuş Çocuk Senfoni Orkestrası’nı sayabiliriz. Bu işlerde başarının sırrı, iyi bir ekip oluşturmaktır.
- 2007’den 2011 yılına kadar ve şimdi yeniden CSO Müzik Direktörlüğü görevindesiniz. Buradaki görevinizle DOB Genel Müdürlüğü görevi bir arada nasıl yürüyor?
CSO yaşamımda önemli yeri olan, 1980’den beri aralıksız olarak yönettiğim bir orkestradır. CSO müdürlüğü sanatsal bir görev. DOB Genel Müdürlüğü ise idari bir görev.
- Bugüne dek sizi en çok heyecanlandıran konseriniz veya opera temsiliniz hangisidir?
CSO ile yönettiğim ilk konserlerden birinde çaldırdığım
Dvorak’ın “Yeni Dünya Senfonisi”, Madrid’de ilk gençlik yıllarımda Teatro Real’de yönettiğim, tüm Avrupa’ya naklen yayınlanan Mahler’in “1. Senfonisi” ve ilk yönettiğim Beethoven 9. Senfoni konserleri anılarımda unutulmaz bir yer kaplıyorlar.
- Dünyanın değişik sahnelerinde izlediğiniz ve uzun süre etkisinde kaldığınız bir konserden söz eder misiniz?
Yaşamımın yolunu çizen annemin elini tutarak 12 yaşındayken gittiğim
Zubin Mehta/ Los Angeles Filarmoni’nin CSO Salonu’ndaki konserini hiç unutmam. Sonraları Karajan, Kubelik, Bernstein’den dinlediğim olağanüstü yorumlar bir tablo gibi hafızamda yerlerini koruyorlar.
- Müzik tarihinde kendinize örnek aldığınız şefler olmuş mudur?
Hayranlık duyduğum şeflerden
Franco Ferrara, Thomas Schippers, Georges Pretre ve Carlos Kleiber’i sayabilirim. Bunlar ustalık dereceleri kadar ünlü olmamış şeflerdendir. Maalesef şeflikte ün ve ustalık birbirine paralel olarak gitmiyor. Şeflik kandırmaca potansiyeli yüksek, şarlatanların çok kolay boy gösterdiği bir alandır.
- Yıllar içinde ülkemizdeki dinleyicide nasıl bir değişim var?
Artık 1970’li yılların heyecanı yok. İyi futbol için iyi sahaya ihtiyaç olduğu gibi iyi müzik için de iyi salonlara ihtiyaç var. Muğla, Denizli, Bursa güzel salonlara sahip. İstanbul için sahnesizlik çok büyük yoksunluk. AKM ise Cumhuriyet’in 90. yılına yetişecek mi, ben de bilmiyo
rum.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Eski bayramlar 10 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları